Geçen seneden beri glutensiz besleniyorum. Geçtiğimiz aşure ayına kadar hiç aşerme veya can çekme gibi sıkıntım olmamıştı. Aşure haftasında tüm sosyal ağlar aşure fotoğrafları ile dolunca biraz uzaklaşma ihtiyacı hissettim. Sonra çok sevdiğimiz bir yakınımız aşure getirdi sağolsun. Kaseyi elime verdi. Aşure bana, ben aşureye, uzun uzun bakıştık. Yemedim.
Tam unutmuşken, geçen hafta kızım “anne, ben fasulyeli tatlı yemekten istiyorum” dedi. “Aşure mi?” diye sordum, “Evet, haşure” dedi. Bizde aşure uzmanı annem. Anneannene sor yapsın diye topu ona attım. Torunu “anneanne haşure yapar mısın?” deyince anında baklagil ve tahıllar suya yatırıldı. Ben de dayanamadım, bir porsiyon da glutensiz aşure rica ettim. Annem sağolsun üşenmedi, denemek için iki çeşit (beyaz ve kahverengi pirinç) yaptı. Aşure de berekeli maaşallah.
Glutensiz aşure için, aşurelik buğday yerine:
- Beyaz pirinç
- Kahverengi pirinç
- Çok fazla ezilmemiş yulaf (glutensiz)
kullanabilirsiniz. Beyaz ve kahverengi pirinçle yapılanlar çok güzel olmuştu. Pirinçli versiyonları, aşurelik buğdayla olduğu kadar kıvamlı olmadığı için pirinç unu ile koyulaştırabilirsiniz. Bana sorarsanız çok koyu kıvamlı olmasa da olur.
Uzun süre canım birşey çekmez artık. Şekeri sistemden atıp, sağlıklı beslenmeye devam.
Şuna bir göz atmanızı tavsiye ederim: http://www.psychologytoday.com/blog/overcoming-pain/201302/gluten-sensitivity-eating-disorder
Berna Hanim, Ilginize ve yaziya tesekkur ederim. Bu yazimi okudunuz mu bilmiyorum. http://pratikanne.com/2012/10/hasimoto-ve-gluten-hassasiyeti.html Benim 5 senedir hashimoto denen auto-immune problemim var. Glutensiz beslenmeyi 100% hayatimin bir parcasi haline getirmeden evvel defalarca kacamak yaptim, unlu gidalar yedim ve etkisi cok olumsuz oldu. Babam doktor ve o da zaman zaman glutensiz beslenmemden ve bundan dogabilecek eksikliklerden endise duydugunu dile getiriyor. Ben tam tersi dusunuyorum. Sonucta ben hem kendime gore, hem de bircok insandna cok dengeli ve saglikli beslendigime inaniyorum. Sebze, meyve, baklagil ve et agirlikli besleniyorum. Glutensiz beslendigimden beri her 6 ayda bir (biri burada biri Turkiye’de) yaptirdigim kan sonuclarim cok iyi cikti. Bu kan sonuclarimi gorunce hem babam, hem de endokrinologum glutensiz beslenmeyi daha olumlu gormeye basladilar. Hatta gluten yedigim donemlere gore cok cok daha iyi, antikor degerlerim duzelmis. Simdi ben makarna, pizza, kek, corek, borek, pasta, ekmek, pide yemiyorum diye anoreksik oluyorsam, kabul ediyorum anoreksigim. Siz benim bir ogunde yedigim yemegi gorseniz, “Çüş boşan da semerini” ye dersiniz. Kayinvalidem ve kayinpederim gluteni kestiklerinde romatizmalarinda ve hayat standartlarinda cok olumlu gelismeler yasarken, benim kadar siki uygulamadiklari perhizlerini arada bir bozduklarinda da aynen basasagi bir dusus gozlemlediklerini dile getiriyorlar. Romatizmalar, agrilar artinca tekrar kesiyorlar tabi. Bunlar kisisel tecrube ile sabit.
Kabul ediyorum diyet yapmak icin gluten alerjisini bahane etmek akillica bir fikir degil. Glutenlı tahıllar yerine yerine misir, pirinc, patates unlu seyleri yemek de saçma. Bu yüzden evimizin geri kalan ahalisi glutenli besleniyor. Yine sebze, meyve, baklagil ve et agirlikli. Ama kepekli ekmek ve pita, borek ve kek yedikleri oluyor. Mumkun mertebe ev yapimi. Paketli gidalarin iceriklerini en kucuk detayina kadar okuyoruz.
Yazida da belirtildigi gibi vegeteryanlik ve veganliga da nasil “yetersiz besleniyorsun” saldirilari oluyorsa, glutensiz beslenmeye de aynen oyle oluyor. Fakat yazida yanlis gordugum bakis acisi vegan, vejeteryan, paleo, ve glutensiz diyet yapan insanlarin sanki yemekten kismak gibi bu tercihleri yaptigi var sayilmis. Halbuki, bu diyetleri takip eden insanlarin, ekmek, pasta, makarna, kek corekleri goturup goturup, sonra Isvec, Norvec, Dukan diyetlerini takip eden insanlarin aksine, aslinda saglikli beslenme odakli insanlar oldugu, yedikleri sagliksiz yiyeceklerin kendi sagliklarina olumsuz etkilerini gordukleri icin aslinda herkesten cok daha diyetlerine ve beslenmelerine dikkat edip, besin degeri cogu insandan daha yuksek yiyeceklerle beslendikleri ve gereksiz ve zararlilari hayatlarindan cikarmayi tercih ettigi bir gercek.
Böyle ayrıntılı bir cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Daha sağlıklı hissediyorsanız ve kan değerleriniz de bunu gösteriyorsa sizin için güzel bir gelişme.
Ancak benim son yıllarda dikkatimi çeken bir şey var, o da medyanın, kitapların vb. bizi devamlı beslenmeye ve sağlığımıza dikkate yönlendirmesi. Bunun sebebinin açıkçası maddi kazanç olduğunu düşünüyorum, çünkü böylece ortaya diyetisyenler, yeni diyetler önerenler (Dukan vb.), hatta yaşam koçları vs. ortaya çıkıyor. Ev hanımları Doktorum programımın başından kalkmazken, çalışan orta sınıf da değişik beslenme şekillerini deniyor. Son yıllarda buna verilen bir isim var: ortoreksiya nervosa – sağlıklı beslenme takıntısı. Sanırım bu konu beni genel olarak rahatsız ettiği için glutensiz yemek yazılarında direkt olarak bunu gördüm 🙂
Tekrar teşekkürler, iyi yazılar!
Berna Hanim,
Bu terimi ilk defa sizden duydum ve arastirdim. Gercekten enteresan. Ben suna inaniyorum, etrafta bu kadar sagliksiz alternatif, sanki “NORMAL”lmis gibi hayatimiza yerlesmeseydi, saglikli beslenmeye calisan insanlar da “takintili” veya “rahatsiz” diye etiketlenmezdi. Sizin bahsettiginiz “saglikli beslenme” sektoru ortaya cikmazdi. “Normal”imiz her gun saglikli beslenme olurdu. O zaman zaten diyete, koclara vs gerek kalmazdi. Ama normalimiz bu degil. Etrafiniza bakin, normalimiz devamli yemek, daha yagli, daha sekerli, daha buyuk porsiyon yemek.
Etrafimizda bu kadar sagliksiz secenek varken, acikcasi kendimizi ve cocuklarimizi korumak adina saglikli beslenmeye calismak kotu olmasa gerek. Dikkat edilmedigi zaman gerek seker orani yuksek gidalar, icecekler, gerek sebze ve meyvelerin icindeki GDO ve etlerin icindeki hormon ve antibiyotikler, besin degeri dengesiz beslenme sekillerine maruz kaliyoruz. Insanlarda diyabet, tiroid, mide rahatsizliklari, kalp sorunlari ve kanser girla, cocuklarda ve yetiskinlerde obezite almis basini gidiyor. Kilolarimda barisigim mentalitesi genc yaslarda insani cok fazla rahatsiz etmiyor gibi gozukse de ileri yaslarda vucutun bir yerinen patlak veriyor.
Simdi diyeceksiniz ki “hah bak iste sende de takinti olmus”. Insanin hayati boyunca ilac almak durumunda olmasini kabullenmesi gercekten cok zor. Bu durumda insan kendini “saglikli” hissededebilir mi? Kizimin dogumundan cikan bu auto-immune problemimin de gecmis hayatimda yaptigim yanlis beslenme tercihlerinden veya yedigim paketli gidalarin icindeki sodyumdan veya katki maddelerinden kaynaklanmis olacagini dusunuyorum. Ve hala daha dogru beslenerek bunu geri dondurebilecegime inaniyorum. Doktorum ve babam, “kabul et artik tiroidin duzgun calismiyor, ve ilacsiz da calismaz, omur boyu ilac alacaksin” diyorlar. 30 yasimdan beri boyle ve ben henuz 35 yasimdayim. Omrumun geri kalaninda her sabah ilac almak zorundayim. Yediklerime dikkat etmez ve duzenli spor yamazsam aninda 5-10 kilo yukluyorum, enerjim sifirlaniyor, depresif oluyorum. Sizce bu durumda “saglikli beslenmek” istemek bir rahatsizlik midir? Yoksa “aman ya, zaten tiroid bozulmus. ne ugrasacagim. ondan da yiyeyim. sallaaa” demek mi normaldir?
Benim kafamdaki ve uygulamaya calistigim saglikli beslenme, gecici birsey degil. Sadece kendime uyguladigim “mahrumiyet diyeti” gibi birsey de degil. Hala uzerinde arastirdigim, yeni yeni seyler ogrendigim, omur boyu hem kendimin, hem cocuklarimin hem de ailemin uygulamasini istedigim bir hayat bicimi. Hayatim(iz) yemek etrafinda gecmiyor. Ama yaptigim(iz) secimler konusunda iyi dusunuyorum. Aldigimiz sebze, meyve ve etin nerede ve nasil yetistirildiginden tutun, aldigimiz islenmis ve paketli gidalarin detayli icerigine kadar dikkat etmeye calisiyorum. Bunlara dikkat etmeye kendimi yukumlu hissediyorum. Cunku benim icin gazli icecekler icmek, icinde ne idugu belirsiz maddeler ihtiva eden paketli atistirmalik gidalardan yemek, evde veya disarida bol keseden sekerli, yagli seyler yemek normal degil. Marketlerde, okullarda, isyerlerinde, kafeteryalarda onumuze sunulan seceneklere bakarsaniz kimse toplumun sagligini dusunmuyor. Esas donen ticari dolaplar, maddi kazanc hirsi paketli, islenmis ve hazir gida sektorunde . Esas bu sektoru sorgulamak lazim. Herkes kendi menfaatinde. Ben de kendi ve cocuklarimin menfaatini dusunmek zorundayim.
Saglikli beslenme takintisi rahatsizlik olarak etiketlense bile zararli oldugunu dusunmuyorum, hatta bence uzun vadede faydasi var. Belki size bu maddi kazanc kapisi gibi gozukebilir ama saglikli beslenmek isteyen insanlarin yarattigi baski ve ivmenin, bircok ticari gida kurulusunun yetistirdikleri ve urettikleri gidalarin icindekilere cok dikkat etmelerine, okullarin ve isyerlerin menulerini duzeltmelerine zorladigini goruyoruz. O ticari kurulus(lar) zaten hep orada olacak. Her zaman insanlar birseylerden kar etmeye calisacaklar. En azindan bunu yapmaya calisirken bir neslin sagligini harcamasinlar, degil mi?
Sonunda, umuyorum ki normalimiz saglikli beslenme olursa zaten butun bu tartismalar da ortadan kalkar.
Burcu bende artik etrafimda seker dusmani diye ilan edildim,gittigim dogumgunlerinde cocuklara gazli icecekler verilirken,cocuklarin yasi 5,4 bizimkilerde mecbur iciyorlar ,eve almiyorum ama baska anne babalrin bukadar aman bosverciligi beni sasirtiyor,cocuklar 4,5 yasinda kola iciyorlar (bizimkiler daha tadini bilmiyor),marketlerde gordugum renkli iceceklerden urkuyor korkuyor cocuklarim bunlari umarim denemezler diye umut ediyorum buyunce.Yani normal olan artik anormal oldu.okulda ogretmenler bir tek benim saglikli snack koydugumu soyledi,koyduklarim krem peynirli ekmek,domates,salatalik meyve,nut,yogurt sade,vesaire bunlar sanki anormal olmus.
Sevgili pratik anne
yazın 1 aylığına amerikaya geleceğiz. ordaki türk arkadaşlara, eşimin ordaki hocasına (türk)
hediye almak istiyorum. ama düşünemiyorum.
senin pratikliğine ihtiyacım var. fikir verirsen sevinirim.
Merhaba, yazınız ilgimi çekti.Ben de 4 senedir haşimoto hastasıyım.Sağlıklı beslenme konusunda yazdıklarınıza katılıyorum,yedikleri şeylere dikkat etmeyenler,bilinçli davrananları garip buluyorlar nedense.Gaps konusunu , sindirim ve hastalıklar ilişkisini ( özelde de haşimotonun da adı geçiyordu),sonrasında da sizin glutensiz beslenme yazınızı okudum,kendimden bazı benzerlikler buldum.Karatay tarzı beslenmeye bir kaç aydır devam ediyorum.Siz ne yapıyorsunuz? Glutensiz devam ediyor musunuz?
Evet. http://practicalmama.com/2014/10/why-im-sticking-with-gluten-free-diet-for-life/
Merhaba, glutensiz yulaf nasıl bulabilirim? Onereceginiz bir marka var mı? Ben bulamadım