Son haftalarda Kıpırcan ve Kımılnaz arasındaki anlaşmazlık, çekişme ve huysuzluk dayanılmaz bir hal almaya başlamıştı. İşin kötüsü bu durum sadece evde değil, evin dışında toplum içinde ve misafirlikte de sık sık başgöstermeye başladı. Uyarmalar, nasihatler, ayırmalar sadece kısa süreli işe yarıyordu. Bir süre sonra yine aynı didişme başlıyordu.
Benim böyle huzursuz ortamlara harşı tahammülüm malesef çok sınırlı. Üstüste gelen birkaç olay, bu cumartesi fena halde patlamama neden oldu. Tam kardeşimlere ziyarete gittiğimiz sırada biri kızkardeşinin damarına basacak şeyler yapıp, öbürü de mızıldanmaya başlayınca bende film koptu. Herhalde, geldiğimizin 15. dakikasında herkese palto ve pabuçlarını giymelerini, eve döneceğimizi söyledim. Annem, kardeşim ve eşi şoka girdiler. O arada ben iyice buhar ve hatta alev çıkarmaya başladım. Çünkü evde olsak ya çocukları odalarına yollar, gözümün önünden yokolun derdim. Veya biraz bağırır (evet çok sinirlenince çok fena bağırırım), buhar basıncı azalınca sakinleşirdim. Öyle olmayınca arabaya kendimizi zor attık. Arabaya gidene kadar arabada neler söyleyeceğimi (böğüreceğimi) kafamdan geçiriyordum ama arabaya binince bir sakinlik geldi. Çocuklar da yeterince tırsmışlardı zaten.
Kımılnaz (şımarıklıktan) ağlayarak uykuya daldı. Kıpırcan, muhtemelen “başımıza ne gelecek acaba?” diye düşünerek sessiz sessiz dışarı bakıyordu. Kardeşimden eve gidene kadar, rüya gören velet hariç, herkes 30 dakika derin bir sessizlik içinde düşündü düşündü. Ben de çok düşündüm. Ne söyleyeceğimi, ne ceza vereceğimi değil, bu gidişatı nasıl ters yöne çevirmemiz gerektiğini düşündüm. Biri 7, biri 5 yaşında, 5 senedir beraber yaşayan iki kardeşi birbirine düşürmeden nasıl iletişim kurmayı öğretecektik. Bize kısa vadeli değil, uzun vadeli, pekiştirmeli bir yöntem lazımdı. Çocukların doğru alışkanlıkları ve davranışları öğrenip içselleştirecekleri bir çözüm gerekliydi. Yolda bir plan program yaptım.
Eve gelince Kımılnaz uykuya devam etti. Kıpırcan’ın saçlarını kesip duşa soktum. O arada ben de yukarıdaki posteri hazırladım. Eşimle konuştum. Kafamdakini anlattım.
Çocuklar uyanıp, giyinip kendilerine gelince onlarla konuşmak için salona çağırdık. Eve geldiğimizden beri höt zöt işitmemiş tipler, konuşacağız deyince hazırolda salona geldiler. Bir ay sürecek “Önce düşün, sonra hareket et” programını açıkladık. Posterde dikkat etmeleri ve uygulamaları gereken doğru davranışları listeledik. Olumsuz fiillerden mümkün mertebe uzak durduk. Hedefimiz, takvimde ay sonuna kadar her günü yeşil gülen surat, kalp, yıldız ve onay işareti ile doldurmak. Aksi durumda kırmızı çarpı alacaklar. Günlük değerlendirme bireysel değil ikisi için topluca geçerli olduğundan, birinin hatası yüzünden ikisinin de yeşil onay işaretlerini kaybetmemeleri için beraberce çalışmaları, birirlerini uyarmaları, yol göstermeleri gerekiyor. Bunları örneklerla açıkladık. Alttaki boş alana da içten gelerek yaptıkları örnek davranışlarını post-it’lere yazıp koyacağız, teşekkür edeceğiz, ki bunlar pekişsin.
Bunu bir ceza veya ödül programı olarak vurgulamasak da programı başarı ile tamamlarlarsa, yani tüm ay yeşil işaretlerle dolarsa, şu anda kaybetmiş oldukları bazı özel hakları geri kazanacaklar. Şu anda TV, bilgisayar (oyun), iPad, iPhone kullanıp hakları tamamen askıya alındı. Nedense çok protesto etmediler. Ya daha beter birşey bekliyorlardı, bunlara çok da bağımlı olmadıkları için ciddi gelmedi, veya kendilerine çok güveniyorlar. Bilemiyorum.
Bizim için önemli olan cidden düşünerek hareket etmeleri ve bu davranışları pekiştirmeleri. Daha çok bunun üzerine durduk.
Bugün 1. günümüzdü. Sabah uyanınca öyle bir güzel oynadılar, anlaştılar ki gözlerimiz yaşardı. Biraz verdiğimiz ayar, biraz yeşil işaret almak için gösteriş (bak nasıl anlaşıyoruz, güzel güzel iş yapıyoruz) etkiliydi. Sonra etrafı topladılar beraberce. Gün sonuna doğru hafiften “çocuğum, önce düşünüp, sonra hareket edecektin”, “postere tekrar bir göz at istersen” diye uyarmamız gerektiyse de olaysız bir günü tamamlayıp yeşil gülen suratı aldılar. Önümüzdeki ay, umarım sıklığı azalan bir şekilde ” önce düşün, sonra hareket et” diye tekrar ederek geçecek.
Önümüzdeki ay boyunca haftalık raporlarla güncellemeye ve sonuçları bildirmeye devam edeceğim. Yolumuz açık olsun.
Not: Posteri ingilizce hazırladım. Türkçesi
“ÖNCE DÜŞÜN, SONRA HAREKET ET”
Davranış listesi:
- Beraber oyna
- Beraber çalış
- Kibarca sor
- Güzelce cevapla
- Nazik konuş
- Paylaş
- Sıranı bekle
- Sabırlı ol
- Sorunları beraberce çöz
- Kişisel alana saygılı ol
Amacımız: Takvimi :), ❤, ★, ✓ ile doldurmak.
Güzel bir yönteme benziyor, hadi hayırlısı! 🙂
Kuzucuklar 🙂
Kuzu postu altında yavru kurt onlar 😛
Merakla sonucu bekliyorum. Takipteyim 🙂
Ayni dertten biz de muzdaripiz , bu fikirin de cok yaratici, cok hosuma gitti. Uygulamaya calisacagim bizim kizla oglana. Sonuclari merakla bekliyorum 🙂
Tesekkurler
Tesekkurler Ayca. Ikinci gun, gayet iyi gidiyorlar. Arada sakince uyariyorum, hatirlatiyorum. Maasallah diyeyim.
merhaba, yazınızı okuyunca işte biz dedim.gittigimiz yerden dakikasına döndügümüz çok oldu.4 ve 6 yaşında iki oğlu var. bizde de durum aynı.daha önce ayrı tablolar kullanmıştık iki günden sonra işe yaramamıştı. izninizle tabloyu örnek alıyorum
Bence siz kendinize ceza vermissiniz 🙂 Ben ipad ve ipod gibi aletlerden en cok anne-babanin faydalandigini farketmistim, yani cocuklar oyalanirken bize vakit kaliyordu. Sonra ortadan kaldirinca baktik ki cocuklar hayatlarina devam ediyor ama biz zorlaniyoruz. Nitekim tamamen hayatimizdan yani cocuklarin hayatindan cikarmaya karar verdik ve cikardik, belki 2 sene oldu, belki de daha fazla. Ipod sadece arabada, uzun yolcuklarda ve audiobook formunda kullaniliyor. Onun disinda TV, ipad, ipod, oyun vs yok yani bizim icin bir yaptirimi da kalmadi. Hal boyle olunca kardes kavgalarini cozmek basa dustu. Biz sunu farkettik, buyuk kardese buyuk gibi davranmak gerekiyor, ufaklikla ayni kefeye koymuyoruz artik, evde bir statusu var, ufakliga ablanin abla oldugunu hatirlatiyoruz (ablaya o senin kardesin, yavas ol demek yerine). Ablanin gururunu oksuyoruz, bol keseden 🙂 Bizde bunun cok faydasi oldu, ayni kefeye konmamak, ufak kardesin onunde azarlanmamak, yasla gelen bazi imtiyazlarinin olmasi kucukle didismeleri azaltti. Hala oluyor, elbet oluyor, ama az, yani klasik kardes kavgalari, cok hirpalamiyor bizi, daha kolay cozumleniyor vs. Farketmiyoruz aslinda, kucuk kardesler buyukleri gercekten cok yipratiyor, alanlarini daraltiyor, bizimkisi ablanin herseyine musallat, tabii abla dayanamiyip parlayinca kavgada alevleniyor, kucuk kardes agliyor, anne aglayan kardese dayanamiyor, buyuge catiyor, cunku sonuca odaklaniyor, halbuki olayi baslatan kucuk kardes, azari yiyen buyuk oluyor. Yani bizde genelde boyle…Daha once bahsettim mi bilmiyorum, Adem Gunes in arsiv radyo programlarini dinlemeni tavsiye ederim, bu konularla ilgili cok guzel tavsiyeleri var…
Sevgili Husra,
Buyuk kardese buyuk gibi davranmak tasiyeni kesinlikle dikkate alacagim. Adem Gunes kitabini malum resimden gorup sepetime koymustum. Babam gelirken getirir. Radyo arsivlerine de bakacagim. Bizde de Ela’nin Burak’a musallat olmasindan dolayi problem cikiyor. Ama her zaman degil. Bazen de Burak bile bile Ela’nin damarina basiyor. Iki uc gundur, gunlerin cogu okulda ama aksamlari asayis berkemal.
Teknoloji bagimlisi degiller. iPad, iPhone’la oyun oynamak (Turkcesi tam ifade edemiyecek ama) istisna sayilir. Hele hele TV ve bilg oyunu. Bu sebepten zaten cok yaygara kopmadi. Simdilik arayan soran da yok. Ben zaten TV seyretmiyorum. Esim de mactan maca. Ben iPad e alisamadim ama iPhone suz yapamiyorum ama mesela. Surekli kullandigim ve yeri doldurulamayacak app ler var. Zaten butun gun bilg basindayim. Ebeveyn olarak cok olumlu bir ornek sayilmam. 🙂 Yine de ellerinden bir hak alma ihtiyaci duydum.
Buyuk olcude benim acil durumlarda onlari yonlendirmeye hazir bulunmamla da ilgili bir durum. Canlari sikilacak gibi olup da birbirlerini yiyeceklerini gozlemledigim anda hadi sunu yapin/yapalim demem lazim.
Hadi diyelim bazi seyler can sikintisindan cikiyor. Gecen hafta Starbuck’ta sevdikleri hot cocoyu aldiklari halde niye birbirlerine girdiler. Dayilarina girdikleri andan itibaren kuzenleri orada oldugu halde, onunla ilgilenmeyip birbirlerini kiskirtmaya calistilar. Benim derdim buydu.
Imtiyaz olarak neler yapiyorsunuz? Bizde Ela Burak’in yaptigi herseyi (fiziki veya beyinsel) yapmak istiyor, er veya gec yapiyor da. Birine var, birine yok olursa kiyamet kopmasin?
Soyle ekliyeyim, sadece kendi deneyimlerimiz tabii. Biliyorsun, homeschooling yapiyoruz, gunlerimiz her zaman lay lay lom gecmiyor, suphesiz…Tolere edemedigimiz durumlar artmaya basladigi zaman farkettik ki, buyuge statu vermek hemen durumu cozmuyor. Sana yaklasik bir zaman araligi vereyim, en az 6 ay-1 sene cabalarsin isleri yoluna koymak icin… Senin yukarida tarif ettigin sonuc odakli bir cozum, daha cabuk cvp alirsin,hatta hemen almissin, ama tahminim (deneyimle sabit :)) altta yatan sebepler ortadan kalkmadikca kendini baska bir cildirma aninin icinde bulma ihtimalin cok yuksek. Ben kabul ediyorum, ablaya toleransim daha dusuk, Bennu ya daha yuksek. Eee sorun bende…Almila yi yakindan gozlemledigim zaman ne farkettim biliyormusun, en kucuk kas goz hareketim bile Almila nin Bennu ya bilenmesine yetip artiyor. Ve bu farketmeden ve farkederek yapilanlar tam 4 senedir devam etmis. Buyuk 4 senedir bogustugu bir duyguyu bir anda atamiyor, yok edemiyor, cicim seni cok seviyorum diye uzerine atlamadi kardesinin. Birikmis duygular varsa, sicak cikolata icin de kavga ediyorlar, misiri sen cok yedin diye de…Hersey kavga sebebi olabilir. Onun sicak cikolatasinin dumani daha fazladir, veya koopugu azdir, vs….. Diger taraftan can sikintisi aninda olusan kavgalar cok problem degil bence, elinden cekme vs oluyor, o kadari kadi kizinda da olur, onemli olan bilincli yapilanlar. (Annem az once benim duygularimi incitti, halbuki ben hic birsey yapmamistim, ben hakliydim, eh sen simdi gorursun, anne mutfaga girer, kucuk kardes kafasina kitabi yer, sonra aglama sesi …)Beni burasi ilgilendiriyor. Cok zaman aliyor birseyleri yoluna koymak, kendimize ayar vermek icin cok cabaliyoruz, cunku bu is bizde bitiyor, baska cozumu yok. Bu aralar ikisi de kiskandiklari zaman gelip ben kiskandim, cozum bul diyorlar, duygulari ifade etme, konusma asamasinda yol kattettik. Dedigim gibi abla daha cok korunuyor, azarlanmiyor, vs…. Imtiyazlara gelince, cok buyuk seyler degil aslinda…Ablanin ozel calisma masasi var, ozellikle susledik, pusledik, ona ait kitaplik, cekmeceler, alanini biraz genislettik ve o alani korumaya aldik. Bennu gidip masayi karistiramaz, dokunamaz, kitaplari izinsiz alamaz. Ona hazirlanmis boyle bir masa yok henuz, resim cizdigi bir masa var sadece…Mesela Almila nin dikis kutusu var, igne, iplik tasiyabilir,dikebilir, izin almasina gerek yok, dikis makinasini kullanabilir, ama Bennu nun bunlari yapmasi icin yaninda bir yetiskin olmasi gerekiyor. Aslinda imtiyaz demek yerine hareket alanlarini genisletiyoruz deseydim daha dogru olurdu. Kiyamet kopmuyor merak etme, koparsa da kopar, cunku biri 7 yasinda digeri 5, kucuk kucuklugunu bilip pasa pasa bekleyecek zamaninin gelmesini…
Bu arada emaille notification olayini sevdim 🙂
günaydın uzaklardaki anneler:)bu bir iç dökme yazısıdır ve uzun olabilir,önceden uyarayım:)
3 yaşına 3 ayı kalmış bir oğlu olan ve 2.ye hamile bir anneyim.Ruh halimi özetlemek için tek kelime yeter : TÜKENMİŞ.Hele ki 2.den sonraki halimi hiç düşünemiyorum,zaten enerjim de yok düşünmeye.
sizleri okudukça (redelma ve partik anne)o kadar gıpta ediyorum ki..her soruna bir çözümünüz var gibi duruyor ve kontrol hep sizdeymiş gibi görünüyor.keşke sizler gibi olabilseydim..tebrik ediyorum sizi.
Elif Hanim,
Ruh halinizi biraz serbest, rahat birakin. Kendi adima konusayim, ben rahat bir kisiligimdir. Saldim cayira mevlam kayira. Cok ufak seyleri dert etmem. Aslinda hersey kontrol altinda degil, herseye cozumum de yok. Ama rahat oldugum icin disaridan oyle gozukuyor. Saglik problemi disinda hiiiiicbirseyi dert etmiyorum. Etraf mi dagildi, toplanir toplanmaz. Cocuklar onlerine konulan yemegi yemiyorlar mi, e kendileri bilirler. Birbirlerini mi yiyorlar, toplanin eve, orada konusuruz. Ufak tefek seyler bunlar. Eger kendinizi 2. den sonra haliniz yok gibi dusunurseniz muhtemelen oyle olur. Muhtemelen oynayip ziplayan hormonlarinizin da etkisi vardir ama bakis acinizda ufak bir ayarlama yaparsaniz bence size cok yarayacak. Simdiden size rahat bir dogum diliyorum.
ah pratikanne benim sıkıntım rahat olmakla ilgili değil.Hiçbir zaman dağınıklığı,kirliliği,yemek olayını dert etmedim.Oğlum uyurken ev işi yapmam,mutlaka dinlenmeye keyif yapmaya çalışırım vs.Ben oğluma hayati bir tehlike yoksa sınır koymayı beceremiyorum,ne isterse yapmak zorunda kalıyorum o nedenle.Gözüme baka baka döküyor,saçıyor,kırıyor ve ben gerçekçi olmayacağını bile bile hayır dememek için susuyorum.Dışarda,misafirlikte çok mahçubiyet yaşıyorum bu nedenle.Bir pedagog arayışındayım, umarım faydası olur.
Husracim senden ses almak cok guzel.Bu kavgalardan bizde cok yorulduk ancak farkettimki biz cozmek icin birsey yapmiyoruz.bennuda oldugu gibi Ruyada ablasinin konsantre oldugu ,laranin kendi kendine yarattigi calisma masasi vede ozel esyalarinin oldugu yerleri elleyince kiyamey kopuyor.Ruya bugun evde hasta oldugu icin,Lara evden cikarken benim esyalrima suyuma buyumu elleme diye tembih etti.Bizde genelde ruya kucuk oldugu icin hep ona sarildik,ama aslinda lara hakli isi bozulan esyalari ellenen bozulan o.Bu cizelgeyi bende yapicam cok hosuma gitti .ayrica odalarinida ayiralim istiyorum ,aralarinda 1 yas oldugu icin herseyleri paralel. herikisde sanirim kendilerine ait olan bir alan vede baskasina ait olana saygiyi ogrenmeleri gerekiyor.Burcucum bu buharlar cikma isi kulaktan burundan bende cok oluyor bazen kendimi kontrol edemiyorum yani o buharlar cikmadan bu veletler benim son noktada oldugumu anlamiyorlar.
Merhabalar redelma,
İki çocukluluk ve ev okulu tecrübeleriniz bi hayli ilgimi çekti doğrusu.Sizi takip edebileceğimiz her hangi bir sosyal platform var mı acaba ?
Benzeri yöntemleri biz de uyku problemleri konusunda zaman zaman (alışkanlıkları pekiştirene kadar) denedik ve çok faydasını gördük. Tabi, bir süre sonra bunlara ilgilerini kaybediyorlar, o zaman yöntemi uygulamanın bir anlamı kalmıyor. Ama bu süre içinde iyi alışkanlıklar da pekişmiş oluyor.