Halen Türkiye’de olmamıza rağmen, yaklaşık 3 hafta evvel, buraya gelmeden çektiğim, sebze bahçemin fotoğraflarını paylaşmak istiyorum. Çocukların okul takvimine uymak için ancak Ağustos’ta tatile çıkabiliyoruz. Tam hasat mevsiminde. Böyle olunca bütün bahar ve yaz uğraştığım sebzelerimin meyvelerini göremiyorum. Biz döndüğümüzde ne kalmış olur Allah kerim.
Bahçemizin medai iftharları fasulyeler. Biz gelmeden çalılardan bayağı bir yedik ama sırıklar daha dolmamıştı. Arkamızdan onlar da çıkmış. Eşe dosta dağıtıldıktan sonra hafif haşlanıp buzluğa, kışlık erzak olarak girmişler.
Daha ne kadar uzayıp, nereye saracağını şaşırmış sırık fasulyeler.
Biz buraya geldiğimizde mısırlar hala tam olmamıştı. Arkamızdan olmuşlar, eşim fotoğraflarını çekip gönderdikten sonra yemiş. Afiyet olsun. İstanbul’da semt pazarından aldığımız mısırlar malesef kart çıktı.
Domatesler çeşit çeşit. Kırmızı, pembe, sarı. Orta boy, beefsteak. Ne ararsan.
Bu sene, herhalde ilk kez biber fidelerin biber aldık. Bir tanesi biz yola çıkana kadar hala biber vermemişti. Bir tanesinin biberi dolmalık çıktı. Onun adını not etmem lazım. Diğerleri tatlı sivri biberdi.
Patlıcanlar eh işte. Bu sene benim organik fide pazarından her zaman aldığım ping tung long lardan az vardı. Diğerleri de çok verimli değildi.
Brokolilerden iyi verim aldım bu sene. Bahçemin demirbaşlarindan olacaklar kesin. Yapraklarından birşey yapar mıyım diye düşündüm ama o kadar çok yeşillik vardı ki, onlara sıra gelmedi. Yine de bu kadar kocaman yaprakları ziyan etmeye içim elvermiyor. Kompost bidonunda gelecek seneye toprak olacaklar.
Sevgili fesleğenlerim, çok bereketliler maaşallah. Gittiğimde hala duruyorlarsa 1-2 kavanoz pesto sosu çıkar. Bu arada bahçenin olmadık yerlerinden fırlayan, geçen seneden kalan domatesler ise ayrı bir çalışma konusu. Kıyıp atamadığım fideler bakalım meyve verecek mi? Arsız maydonozları ve semizotlarını unutmamak lazım.
İkinci defa tohumdan ektiğim, kahvaltılık rokalarım. Muhtemelen, şimdiye tohuma kaçmışlardır bile. Benden başka pek roka yiyen yok zaten.
Bu senenin sürprizi havuçların akıbetini heyecanla bekliyor olacağız. Döndüğümüzde büyümüş olacaklar diye ümit ediyorum.
Bu sene salatalıklarda yaprak ve çiçek kalabalığı vardı ama biz gelmeden pek salatalık alamadık. Eşim de verimin çok yüksek olmadığını söyledi. Domatesten sonra en fazla yediğimiz sebze olduğu için biraz hayal kırıklığı oldu açıkçası.
Kale yani karalahanalar bu sene oldukça iyiydi. Gelecek sene biraz daha az dikebilirim.
Bunlar devasa rus ayçiçekleri. Eşim en son fotoğraf çekip gönderdiğinde 2.5 metreyi aşmışlardı.
Biz Türkiye’ye geldikten sonra ortaya çıkan ayçiçeğinin başı.
ay ne güzel olmuş Pratik annem:)
Tesekkurler Deli Annem, Darisi basina.
yok yok bahçende maşşallah..
bir ara pesto sosunun tarifini yazarmısın..
Zeynep hanim, Linkteki yazimda tarifler mevcut http://pratikanne.com/2010/07/feslegen-ile-tarifler.html Sevgilerimle,
ayy ne guzel her birsey dalinda. bizim bahcemiz yok(( ama 1.5-2 saat uzaklikta olan sebze, meyve bahcelerine, tarlalarina gidip nefsimizi korluyoruz:))
sizin oralarda bahceye sincap dadanmiyor herhalde? burada bahcesi olan arkadaslarimizin en buyuk korkulu ruyasi sincaplar. dalinda birsey birakmiyorlar-mis.
bu cesidi bol bahceye masallah en kocamanindan… ve tabii bunlarin ortaya cikmasina sebep olan marifetli pratik anneye de MASALLAH…
Seyhan hanim, Komsumuzun seftali agaci var, ona dadandilar nedense. Bizde meyve degil bir tek sebze var. Belki de ondan.
Bahçeniz herzamanki gibi harika.Meyve ağacı dikseniz yetişir mi?
Rus ayçiçekleri böyle dev oluyor demek.Öğrenmiş oldum.
Bizim ayçiçeklerimiz boyumuza göre :))
Cok tesekkurler Gulsah Hanim. Muhtemelen yetisir. Yandaki komsumuzun seyfali agaci var ama bu sene sincaplar dadandi, mundar etti butun seftalileri. Bahcemiz aslinda cok buyuk degil. O yuzden meyve agaci dikmiyorum. Ben de ayciceklerinin bu kadar uzun olacaklarini tahmin etmemistim acikcasi. 🙂
Harika bir bahçe. İnsanın kendi elleriyle ektiğini yemesi gibisi yok. Bizim bahçemiz yok ama kocaman bir balkonumuz avr, koca koca saksılara, biber, çeri domatesi ektik de, onları koparıp yiyioruz nadide bir sebze, meyve gibi..
merhaba
bende amerikadayim
tohumlarla ilgili soru sormak istiyorum.
yanlis hatirlamiyorsam internnetn almistiniz peki memnun kaldiniz mi?ben burada walmart-lowes vs yerlerden aliyorum ama cogunlukla verim alamiyorum..
birde karalahanayi collard green olarak biliyorum kale mi ki?
tesekkur ederim
Melek hanim, Tohum aldigim yerlerde bu yazimda. http://pratikanne.com/2012/03/baharin-habercileri-sebze-bahcesine-hazirlik.html Ben cok memnunum. Topragima kendi ev yapimi gubremi koyuyorum ama yai marketlerde orgaik gubre ve humus da satiliyor. onlari kullanmayi deneyebilirsiniz. Ektiklerinizin gunun cogu saati gunes gormesi verim acisindan ayrica onemli. Yani verim tohumdan mi, topraktan mi, konumdan mi iyi arastirmak lazim.
Pratik Annem, Melek hanima en son cumle icin hepsi diyorum. Yani tohumu iyi bir yerden, organik ya da atalik tohum almissaniz, bitkinin ozelligine(az isik seven var, cok isik seven var, sicak sevmeyen var vs vs) gore sevdigi bir yere ekip, duzgun sulama rejimi olusturmussaniz(bunun icin malc gibi, yagmur suyu hendekleri gibi, baska yontemler de mevcut), insan vucudu nasil vitamine ihtiyac duyuyorsa bitkilerin de gene turlerine gore sevdigi mineraller var. Hemen hemen hepsi azot seviyor, kimisi potasyuma bayiliyor, o yuzden ev yapimi kompost gubresinden guzeli yok. Buna solucanli kompostu da ilave edebiliriz. Kirmizi California solucanlarinin kakalarina bayiliyor bitkiler 😉 Onun disinda yarasa gubresi bu aralar en cok onerilenler arasinda. Neticede derim ki, verim icin bol bol bahcelerinde sebze, meyve yetistirenlerin bloglarini okuyun. Once izleyip, gozlemleyin, sonra kendi bahcenizin ozelliklerini belirleyin ve tur secimini ona gore yapin. Sevgiyle…