Sıradan bir gün – Akşam sefası

Jul 20, 2011 - 0 Yorum

Öğleden sonra okuldan almaya gitmeden evvel muhakkak atıştırmalık hazırlamak gerekir. Çünkü Kıpırcan o vakitte inanılmaz acıkmış olur ve eve kadar dayanması mümkün değildir. Yanımıza bir (ev yapımı) hamburger, sandviç veya iki gofret (granola bar) alıp öyle yola çıkarız.

Cimnastik dersleri varken her pazartesi Kıpırcan’ı alırken ki ilk sorusu şudur:
Kıpırcan: Bugün cimnastik var mı?
Ben: Var
Cevabı da şudur:
Kıpırcan: Ben cimnastiğe gitmek istemiyorum.

Karnını iyi doyurursak itirazları azalır ve salona girdiğimiz anda koşmaya başlar.

Cimnastikten sonra ve diğer günler eve geliriz. Dönüş yolunda önceden haber vermeden rotamızı değiştirirsek vay halimize. Öyle bir değişiklik varsa önceden muhakkak hazırlık yapılmak durumunda. Günlük akıştan usulsüz izansız çıkarsak, kopacak kıyamete de hazırlıklı olmak durumundayız.

Eve dönünce serbest oyun vakti. Rahat oluyor. Keyifleri yerinde, uykuları tam, karınları tok ise herşey yolunda. 4.30 civarı vıyklamalar ciyklamalar başlar. Sinyali alınca, yine biraz atıştırmalık vermek gerekir.

6 civarı yemek saati geldiğini hatırlatmaya başlarım ki hazırlansınlar. 6.30 da yemek faslı (yazın biraz daha geçe kayıyor) başlar. Yemek sofrasından 3 kereden fazla kalkarlarsa aç değilsiniz deyip kaldırıyorum. Genelde ters psikoloji etkisi ile yemek istiyorlar. Kımılnaz ters psikoloji falan sallamıyor. Yiyecekse yiyor, yemiyecekse Emine Beder gelse tınmıyor. Allahtan yemezse yemesin karnı acıkınca yer diyen bir annesi var. Ben yokken arkalarından koşuyorlar muhtemelen.

Yemekten sonra biraz daha oyun. Meyve vakti. 7.30 da tuvalet. Ardından ya banyo veya diş fırçalama ve yatak.

Işıklar kapandıktan sonra mesai bitmiyor tabi. Bis’lerimiz var. Su, süt, ıvır zıvır. Bunları genelde Kımılnaz fiştekliyor. Sessizce “anneyi çağır, şunu de” dediğini duyuyoruz, sonra Kıpırcan bağırıyor. Artık onun da canına tak etmiş olacak ki geçen akşam “Uyumak istiyorum. Kural yazacağım. Konuşmak yok” diye söyleniyormuş Kımılnaz’a.

Kıpırcan çok düzensever bir çocuk. Uyku ve açlık seviyesi ruh halinde aynen kendini aksettiren hassas bir bünyeye sahip. Ayrıca devamlı enerji fazlası var. Pazarlığa ve ortak bir paydada buluşamaya daha meyilli. Hafızası inanılmaz kuvvetli ama dikkati çok çabuk dağılır.

Kımılnaz tamamen bağımsız bir kişilik. Herşeyi kendi başına yapabilir. İkisi tek başına kalsa eminim ortamı Kımılnaz idare eder. Olaylara Kıpırcan’a nazarla çok kolay adapte olur. “Haydi hop birşey yapalım” dediğimizde Kıpırcan statüko’dan vazgeçmeye ayak direrken Kımılnaz kalkmış önden gidiyordur bile. İnatçı veya dediğim dediklik konusunda eğilmesi bükülmesi, ikna edilmesi çok zordur. Çok kuvvetli bir dikkat kapasitesi vardır.

Özetle bütün günümüz nabız yoklama, pazarlık etme, ikna taktikleri, önceden tahmin yürütme, önleme metodlarını ardı ardına sıralayarak geçer. Strateji oyununun alası gelse bizimkilerinin bileğini bükemez. Zihni genç tutmak çin birebir olsa gerekö, diye züğürt tesellisinde bulunuyorum.

Bütün bunları neden anlattığımı ise pazartesi günkü yazımda toparlayıp devam edeceğim. Haftasonu nispeten hafif, eğlenceli ve hatta lezzetli yazılarla burada olacağım.

İşyerinde önemli ve zor bir projeyi tamamlamak üzereyiz. Hayırlısı ile toparlayıp teslim edersek üzerimden büyük bir yük kalkacak. Cıvıl cıvıl eğlenceli bir haftasonunun hayali ile iki gün daha dayanmam lazım. Allah yardımcım olsun.


Etiketler: , , ,
Kategoriler: Disiplin

«       |       »




Bir Yorum Yazın