Tünelin ucundaki ışık

Mar 13, 2012 - 19 Yorum

Cigdem.
Oğlum 6 aylıktan beri yani tam 6 senedir bu bloga yazıyorum. Emzirmeyle, uykuyla başladım. Sonra k.a.kalar, çi.şlerle devam ettim. Konuşma, yürüme vs derken kardeş geldi. Çifte dikiş giderken bir de bağımsızlık hareketi, kardeş kıskançlıkları çıktı. Arada bakıcı, seyahat, hastalık gibi ıvır zıvırlar eşantiyon oldu. Bütün bunlar, ev işleri ve maaşlı işi bir arada yürütmeye çalışırken oluyordu. Derken bir baktım ki okul seçimine gelmişiz. İlk dişler düşmüş, büyük dişler çıkmış.

Şimdi biri 6.5 biri 4 yaşında iki velet, artık olabildiğince kendi kendine yetebilir, kendi kendini idare edebilir ve kendini ifade edebilir işi çocuk annesi olarak tünelin ucundaki o ışıklı yerden yazıyorum. (Okuyucu burada tahtaya vurur) Çocukların ikisi de sabahtan akşama okulda. Hafta içi akşamları ödev, okuma, yemek, tuvalet ve yatak şeklinde koşuşturmaca geçiyor. Haftasonu dediğin kaç saat zaten.

Haftasonundan hasta ve yorgun kalktıkları için bu pazartesi yavruların ikisini de okula göndermedim. Benim evde çalışmam lazımdı. Uyandıklarında okula gitmeyeceklerini öğrenince sevinç gösterileri ile başladık güzel güne. Arkasından Kıpırcan’a, benim ona yaptığım gibi program yapmasını istedim. Hemen yaptı getirdi. Sonra bütün gün, ben çalışırken onlar kendilerine oyunlar yaratıp, oynadılar. Ben sadece göz kulak oldum, öğle yemeği servisi yaptım. Sonra da doktora götürdüm.

Çocuklarımı oldum olası kolay görmüşümdür. Kişilik meselesi, zorluklarını hatırımda tutmam ve hatırlamam. Şimdi de “şunu yap, bunu et, ödevini bitirdin mi?” dışında saldım çayıra mevlam kayıra gidiyoruz. Tek üzüldüğüm yanı beraber olduğumuz süre kısaldı. Yazın uzunca beraber olmak, hatta uzun bir Türkiye tatili ayarlamak istiyorum. Dua ediyorum, inşallah olur.

Takip ettiğim blogger annelerin yeni anne olan kısmı veya çocukları bizimkilerden ufak olanları daha fazla. Bakıyorum, tabi hep bizim geçirdiğimiz yedi, içti, …tı serüvenleri ve endişeleri. Çok söyleyen olur ama ben biraz daha yakın mesafedeyken yazayım. Tadını çıkara çıkara büyütün bebelerinizi. Çocukların büyüyüp fırt diye okula başlamaları tahmin ettiğinizden de yakın. Rahat olun, küçük şeyler için endişe kumkuması olmayın. Arabın yallelisi gibi tekrar ettiğim birşey vardır. Herkes sağlıklı olsun, gerisi hallolur. Emin olun sizin rahatlığınız çocuk(lar)ınıza da yansır. Eğlenceli şeylere öncelik verin. Planlarınız istediğiniz gibi olmadı diye stres etmeyin. Geriye dönüp baktığınızda, bu X sene nereye gitti diye düşündüğünüzde, aklınızda ve kalbinizde güzel hatıraların kalmasını istiyorsanız, onları yaratmak için çaba sarfedin. Hem çocuklarınız, hem aileniz hem de kendiniz için.

Bu da ilginizi çekebilir:  8 Ağustos itibari ile avlanma yasağı

Tünelin ucundaki ışık çok yakında. Hatta o ışığın ne kadar yakında olduğu da sizin elinizde. Bir bakmışsınız çocuklarınızla yol arkadaşı olmuş seyahat ediyor, takım arkadaşı olmuş spor oynuyor, kütüphane arkadaşı olmuş beraber okuyup tartışıyor olacaksınız. Bir nevi arkadaş ve yoldaş.

Şikago’ya erken gelen baharın ruhumda açtırdığı çiçekleri hissettiren bu yazıdan onra gidin önce yavruları, sonra eşlerinizi ve tüm sevdiklerinizi kucaklayın, öpün. Hepinize pırıl pırıl, rengarenk bir gün diliyorum.

 


Etiketler: ,

Benzer Yazılar:
  • İlk annelik için tavsiyeler – IV
  • İlk annelik için tavsiyeler – III
  • İlk annelik için tavsiyeler – II
  • İlk annelik için tavsiyeler – I
  • Anneler Günü

  • «       |       »




    "Tünelin ucundaki ışık" için 19 Yorum yapılmış.

    1. ozlemkose says:

      Ne tatli ne ic rahatlatan bir yazi olmus. Hakikaten boylesi guzel bir gunesi ben de bu kadar erken beklemiyordum, piril piril her yer sicacik. Sevgiler Opucukleer
      Ozlem

    2. gezicini says:

      ne kadar güzel bir yazı olmuş bu!elinize sağlık!
      sevgiler
      gorki

    3. Organik Anne says:

      Yeni sayilabilecek bir anne ve ayni zamanda epeyce yeni bir blogger olarak yazilarinizi bir suredir buyuk keyifle takip ediyorum. Bu yaziniz da cok icten, cok guzel. Yaziyi bitirdigimde yuzumde bir tebessum, icimde simsicak duygularla 14 aylik oglumu kucakladim ve zamani durdurmak istedim. Tunelin ucundaki isik hep biraz otede kalsin, benim tunelim zaten aydinlik:)

    4. yeliz says:

      içim açıldı. çok umut verici bir yazı.
      dün İlker Arca hiç büyümesin diyordu, ben yeter be büyüsün bıktım hastalığından diye bıkbıklıyordum. İlker gizli gizli seni okuyor galiba:) ama ikiniz de haklısınız, şimdi bebeklere bile özlemle bakar oldum.
      sevgiler:)

    5. yeliz says:

      Bir de aklıma gelmişken çok severim “tünelin sonunda ışık var” tabirini.
      Geçen yıl bu zamanlar Arcanın terrible 2 zamanları Hülyaya gittiğimizde ve 6 ay büyük tunanın şekerliğini gördüğümde Hülya da rahatlatmıştı beni. Aynen böyle hissetmiştim. http://gununcorbasi.blogspot.com/2011/05/tunelin-sonunda-sk-var-artk-biliyorum.html

      bir de özellikle wc eğitimi zamanı:
      http://gununcorbasi.blogspot.com/2011/06/bezden-dona-gecis-sorunlarna-mucize.html

      bu yazı bana umut dolu günlerimi hatırlattı, tekrar teşekkürler
      sevgiler

    6. Ahh nasıl iyi geldi anlatamam sabah sabah. Çocukların özellikle bebeklikten çıkma döneminin ardından zaman çok hızlı ilerliyor der annem de hep. Şu zorlukları kafada tutmama işini ben de becerebilsem…

    7. Berna says:

      Ne kadar haklısın Burcu, zaman öyle bir geçiyor ki… Dünkü bebeler koca çocuk oldu, sonra da ergen ve yetişkin olacaklar. Geriye neler kalıyor, ona bakmak lazım.

      Şu güzel yazı hepimizi etkilesin, olumlu bakış açısı yerleşsin her birimize. Bu ülkede olumlu bakmak her gün daha da zorlaşsa da en çok buna ihtiyacımız var sanırım.

      Mutlu günler 🙂 Hepimize 🙂

    8. Deli Anne says:

      ben sevinemiyorum böyle düşününce, kendime çok kızıyor ve burkuluyorum.. çünkü içindeyken de biliyorum ki çok çabuk geçiyor bu anlar.. Kerim 2 yaşına geliyor.. işte bitti bebekliği..

    9. Evren says:

      🙂 ekrandan da bahar geldi 😉

    10. tijen says:

      sen cok yasa,ne guzel anlatmissin,

    11. Moonshine says:

      Dusuncelerimi kagida (bilgisayara) dokmussun. Bazen Z ile olan mutluluk anlarimda ben de boyle yazilar yazip sonuna da “Hamileyken beni korkutmak, yildirmak isteyen butun o gereksiz insanlara kapak olsun” diye ibare eklemek istiyorum!

    12. Safiye says:

      Ah Pratik Anne, Bende 2 yasindaki kizimla 1 hafta geciriyorum ve agzindan cikan her kelimede sevinc gurur ve heyecan duyuyorum..Zaman gercekten cabuk geciyor onemli olan senin nasil deger verip gecirdigin..
      Paylasimlarin icin tesekkurler..

    13. crocus says:

      Sözün özü, rahat olmak ve geniş düşünmek gerek. Bu yüzden kızımın hiç bir arızası gözümde büyümüyor 🙂

    14. banushka says:

      ben de bugünlerde okuldan eve gelince benden önce ablasına koşan bir bebek ile karşılaşınca o tünelin ucundaki ışığı fazlasıyla seziyordum. bir adım önümden senden duyunca çok daha rahatlatıcı oluyor 🙂

    15. Tugba says:

      Ne harika bir yazı, artık özellikle bayanlar çocukları için endişe etmekten ve her minik şeyi problem olarak görmekten ötürü, o güzel yılların tadını çıkaramıyorlar…Sizi bilinçli ve kontrolllü götürdüğünüz – saldım çayıra..- yönteminizden ötürü hep takdir etmişimdir.. 🙂

    16. kakule says:

      harika inanılmaz ihtiyacım varmış bu yazıya ben birini tam da o bahsettiğin kıvama getirmişken bizim iki numaralı küçük adam teşrif ettiler. Çok memnunuz da sil baştan bizi biraz zorladı. Her anını doya doya yaşayan bir anne olsam da üç yıl öncesi videolar gözlerimi yaşartıyor. doyamıyorum. Ama bu sil baştan bizi hırpalıyor derken o ışığı yeniden gösterdiğin için teşekkürler.
      tahtaya vurdum bu arada 🙂

    17. Özlemce says:

      Biz daha çok başındayız yolun ama belli ki çabuk geçecek bu günler..

    18. SeKuZey says:

      Sitenizi ilk defa bugün, oğlumun kakasını tuttuğu süre ilk kez 6 gün olduğundan ve Çin’de oturuyor ve oturduğumuz şehirde İngilizce konuşan acil durum kliniği bulunmadığından, …dan..dan…internette çare ararken buldum. Keşke vaktim olsa da oturup uzun uzun okuyabilsem ama “başka bahara” sanırım…
      Tünelin ucundaki ışığa çok ama çok ihtiyacım olduğu bir dönem yaşıyorum…ABD’de doğumyaptıktan sonra yaşadığım komplikasyonlar sonucu eşimin sağlığında da kalıcı (süreli de olsa şimdilik hala yaşamaya devam ettiği) sorunlar oluştu ve ALlahın Çin’inde, İngilizce konuşulan bir tek klinik olup, orda da Pedagog olmadığından çoğu zaman endişilerle dolu günler/geceler geçiriyorum ve artık çok yoruldum… Şükürler olsun ki kimsenin dermansız bir sağlık sorunu yok…biliyorum, biri 4 yaş 3 aylık, diğeri 9 aylık miniklerim çabucak büyüyecekler, büyüyorlar, göz açıp kapayana kadar kocam insanlar olmuş olacaklar…ama şu anda burası çok karanlık…Tünellerin ucunda hep ışık olur biliyorum ama bu karanlık biraz uzun sürdü!!!!
      Aslında yazınız, yukarıdaki Deli ANne’nin dediği gibi iyi geldiği kadar da içimi burktu…Keşke bu günlerin daha iyi tadını çıkartabilsem..AMa buraya gelmeyip İstanbul’da kalsaydık, Oğlumun tadını çıkartabilecektim muhtemelen ama belki de kızım hiç dünyaya gelmeyecekti..Falan..Filan…Benim birisiyle konuşmaya ihtiyacım var sanırım!!!
      Hepinize güneşli ve ılık bir bahar, çocuklarınıza ve ailelerinize sağlıklı günler dilerim…

      • Pratik Anne says:

        Öncelikle PratikAnne.com’dan Çin’e sevgiler. Sıkıntıların birazı gurbette yanlız olmaktan, çoğu da sağlık dertlerinden aslında. Anlayabiliyorum bir nebze. Özellikle çocukların sağlığı söz konusu olunca insan hakikaten daralıyor, bunalıyor. Umarım herşey tez zamanda düzelir. Konuşmak istediğiniz zaman yazın siz.

    Bir Yorum Yazın

    designed by GeCe for personal use of Pratik Anne