Aze’nin annesi, başka hamile bloğundan Sevgili Derya lohusalık üzerine bir mim başlatmış. Benim cevaplarım aşağıda:
1- Lohusalık denen hadise sizce tam olarak nedir?
Yeni annenin doğum yaptıktan sonra vücudu toparlanana kadar geçen süredir. Bu Türkiye’de 40 gündür, Amerika’da 6 haftadır. Lohusa’ya muadil bir kelime yoktur ama postpartum recovery denebilir. Bir de maternity blues denen birşey vardır ki, belki lohusalığın olumsuz etkilerini ifade edebilir. Bu 6 hafta içinde devamlı regl gibi kanama olması normaldir. Bu sürede uterus’un toparlanması, hormonların nispeten normallenmesi beklenir. Zaten bu yüzden, doğumdan sonraki ilk anne kontrolu bu sürenin sonundaki 6. hafta kontrolüdür.
Lohusalığın eeeeennn güzel ve tatlı yanı şerbetidir. 🙂
2- Lohusalık içinde hormon dengesizliğini de barındıran bir şeyse neden 40 gün sürer gibi bir algı var toplumda sizce? Regl olamadığın, emzirme ile birlikte hormonların dağınık kaldığı süre boyunca sürmesi makul değil mi?
Yukarıda verdiğim bilgilerle alakalı olabilir. Ayrıca hamilelik sırasında düşük olursa HCG hormonlarının normal seviyesine gelip gelmediğini görmek için de 6 hafta beklenildiğini ve kontrol edildiğini biliyorum. Burada hormonlara bağlı olan lohusalık ile anneden anneye değişen postpartum dalgalanmalarının farklı nedenlere bağlı olduğuna inandığımı belirtmek isterim. Yani lohusalık ile postpartum depresyonu farklı şeylerdir.
3- Sizin lohusalığınız (Hormonal dengesizlikler ve depresif olma halini kastediyorum hep lohusa derken) ne kadar sürdü?
Benim ne hamileliklerim boyunca, ne de hamileliklerim sonrasında hormonlara bağlı olduğunu düşündüğüm anormal iniş çıkışlarım olmadı. Hamileliklerinden beridir, biraz fazla ağlağımdır. Filmlerde, kitap okurken, biri konuşurken çabuk duygulanır tıkanırım. Bir de iki doğum sonrası salaklaşmışlığım vardır ama o kadar. Ne nazım oldu, ne kaprisim, ne de bunalımım. Evet, kılım, biliyorum.
Bir tek olayım: Kıpırcan doğduktan hemen sonraki 7 gün içinde süper anne olma içgüdüsü ile çok fazla kendime yüklenmiştim. Kimseye iş bırakmadan bebekle ilgili herşeyi kendim yapmaya çalışıyordum. Yanından ayrılmıyordum vs. Birkaç gün abuk subuk hissettiğimi hatırlıyorum. Sonra zorla beni karga tulumba evden dışarı çıkardılar. Birden kendime geldim. Salak mıyım ben?; ne istiyorum kendimden?; sal çayıra mevlam kayıra diye eve döndüm.
4- Nasıl geçti, hep aynı şiddette miydi? Normale yavaş yavaş mı, birden mi döndünüz? Hep depresif, sinirli olacak şekilde mi etkiledi sizi, manik, aşırı enerjik anlarınız da oldu mu?
Yukarıdaki cevaba bakınız. Sadece uykumu düzgün aldığım her zaman normal bir insanımdır ama uykum eksikse huysuzlaşmam muhtemeldir diye eklemeliyim.
5- O dönem yanınızda, sizi gerçekten anlayan, destek olan eş, dost, arkadaşınız var mıydı? Yalnız mı geçirdiniz?
Her iki hamileliğimden sonra yardım edenim boldu Allah’a şükür. Uzakta olduğumuz için anneanneler, babaanneler, dedelerin hepsi gelip ya bebekle, ya evle, ya da (Kımılnaz’ın doğumunda) Kıpırcan ile ilgili birşeyle ilgileniyorlardı.
6- Eşinizle nasıl geçirdiniz bu süreci?
Eşim çok yardımcı olur demiştim. Post-partum sıkıntısı yaşamadığım için normal paylaşım moduna devam etmiştik.
Bu pek bir faydasız gözüken yazı sonuna şunu eklemek istiyorum. Amerika’da, en azından benim gittiğim çocuk doktorunun ofisinde ilk 3 aydaki tüm çocuk kontrollerinde anneye bir anket yapılıyor. Bunu çocuk doktoru direk anneye yapıyor ve sorulardan açık ve net anlaşılacağı üzere post-partum depresyonu veya sıkıntısı olup olmadığını tespit etmeye çalışıyorlar. Muhtemelen sorunlu gördükleri bir anneyi uygun uzmana paslamak için yapıyorlar bunu. Bunu sadece bir kontrolde yapmadıklarını belirteyim. Sanırım 2. hafta, 1., 2. ve 3. ayların hepsinde tekrar ettiler.
Lohusalık bence dinlenince 6 hafta, bilemedin 2 ay sonunda geçer. Geriye kalan bir sıkıntı var ise bu post-partum depresyonu olabilir. Post-partum depresyonunun, “Aaa, aman annelik hali işte. Hormondur şudur budur, geçer” diye geçiştirilecek bir durum olmadığına ve çok ciddiye alınması gerektiğine ve gerekiyorsa tıbbi yardım alınması gerektiğine inanıyorum. Buna ya çocuk doktoru önayak olur, ya baba önayak olur veya anneanne veya annenin kendisi.
Bu mimi lohusalık ve sonrasındaki dönemi sıkıntılı geçmiş ve paylaşmak isteyen tüm annelere paslıyorum.
yorum olarak değil, nasıl olsa sizin kontrolünüzden geçiyor düşüncesiyle size mesaj olarak yazıyorum:
"Bunu çocuk doktoru direk anneye yapıyor ve …" >>> 'direkt' olmalıydı.
http://tdkterim.gov.tr/bts/
pratik anne çok teşekkür ederim. eline sağlık. çok faydası oldu yazdıklarının. özellikle lohusa – doğum sonrası sendromu ayrımının. üzerine düşünmem lazım.
sevgiler.