Demet Hanım özellikle Kımılnaz’ın (18 aylık) nasıl kendi başına yemek yediğini sormuş.
Kımınaz abisini çok örnek alan ve taklit eden bir çocuk, onun da etkisi vardır ama çoğunlukla yemeğini kendi kendine yemek ister. Başkası ağzına zorla vermek istediğinde karşı koyar. Her çocuğun yapısı farklı. Kıpırcan’a da başkası yedirirse çok makbule geçer.
Genelde evde uygulamalarımız şöyle.
- Evde herkes aynı anda aynı sofrada yemek yer.
Yemek vakti herkes yemeği ile aynı sofrada yerini alıyor. Kıpırcan normal sandalyede ve Kımılnaz yüksek sandalyede oturuyor. Bazen Kıpırcan yüksek sandalyeye Kımılnaz normal sandalyeye oturuyor. Kımılnaz’ın boyu yetmediği için zor olabiliyor tabi. Bazen salonda kendilerine ait çocuk sandalyesi ve masası var. Oraya oturdukları da oluyor karşışıklı.
- Herkes önce kendi yemeğine kendi başlar.
Kıpırcan’da Kımılnaz’da tabağı ve kaşıkları önlerine geldikten sonra kendi yemeklerine kendileri başlar. Bir süre biz müdahale etmeyiz. Akşamları eşim Kıpırcan’ın ben Kımılnaz’ın yanına oturuyoruz. Yardım gerekirse sorup yardım ediyoruz. Mesela Kıpırcan’a çorba tabağının dibini sıyırmaya eşim yardım ediyor ama çorbanın büyük kısmını o kendisi yiyor.
Kımılnaz’da kendi başlıyor. Yavaş yavaş yiyorlar. Bizim vereceğimizden daha azar azar yiyorlar ama kendileri yiyorlar. Onlar bizi yerken görüyorlar, biz onları görüyoruz. Eşimin de benim de yemeğimiz uzayabiliyor. Ancak çocuklar kalktıktan sonra tamamlayabiliyoruz ama idare ediyoruz.
Eşimin ve Ana’nın bir taktiği, tabaklara fazla yemek koyup çocukları korkutmamaktır. Başka bir tarafta ısınmış fazla yemek durur ve çocuk tabağı bitirecek gibi oldukça yemeği eklerler.
- Bir süre sonra bir kaşık çocuk yerken bir kaşık biz yardım edebiliriz.
Çocukların dikkat ve odak süresi inanılmaz kısa. Bu yemek için de geçerli. Bir de diş çıkarma durumuna göre çiğnemekten sıkılabiliyorlar veya yoruluyorlar. Bizde Kıpırcan yemeğini önce bitirip sofradan inerse Kımılnaz’da inmek istiyor. Tutmanın pek imkanı olmuyor. Kımılnaz sofradan kalkarsa Kıpırcan’ı biraz daha tutma imkanımız oluyor.
(a) Bu yüzden belli bir yerden sonra bir kaşık ile kendi yerken başka bir kaşık ile biz destek olabiliyoruz. Fazla zorlamadan boğmadan hızı biraz daha artırmaya çalışıyoruz. Kıpırcan kendi yemeyi bırakıp tüm işi bize bırakabiliyor. Kımılnaz ise tam aksine çok ağır yese bile sadece ama sadece kendi yemeyi tercih edip bize ağzını kapadığı oluyor. İyi tartmak lazım.
(b) Bazen Kımılnaz’a kaşık tutan elini tutup ağzına götürerek yardımcı olmak, başka bir kaşıkla vermekten veya elindeki kaşığı almaktan daha faydalı oluyor. Bazen sana yardımcı olayım diye bileğinden tutup, tabağına daldırıp, bir kaşık alıp, ağzına götürmesine yardımcı oluyorum.
(c) Bu aşamada Kıpırcan ve Kımılnaz’da işe yarayan diğer bir yöntem kaşığı veya çatalı önceden doldurup tabağın üstünde bırakmak. Onlar o lokmayı ağızlarına kendileri götürüyorlar. Hatta lokmayı ağızlarına attıktan sonra kaşığı veya çatalı bize uzatıyorlar, biz tekrar doldurup tabağın üzerine bırakıyoruz. Ama ağzına götürmüyoruz. O kısmı kendilerine ait.
Çocuklar tam yemeyi sabit bir hıza bağlamışken önlerindeki tabaktakinden farklı bir yemek sunmamaya calışıyoruz. Mesela tam çorbayı güzel güzel yerken “hah şu köfteyi de ağzına sokuşturuvereyim” dersek fena ters tepebiliyor. Bu gibi ani hareketlerden kaçınmak lazım.
- Açlık tokluk durumuna göre tabakileri bitirmek için son kaşıkları biz yedirebiliriz.
Belli bir yerden sonra artık kendi yemek yemeği bırakabiliyorlar. Bu durumda onların açlık ve tokluk durumunu tartarak onlara biz yedirebiliyoruz. Benim kendi çocuklarımda gözlemlediğim bir öğün az yerlerse öbür öğün acıkıp takviye edebilirler. Yine bir iki gün daha az iştahlı olsalar bile illaki iki üç gün sonra daha çok yemek isteyip yiyebiliyorlar.
Annem de bunu fikren biliyor ve kabul ediyor ama alışkanlıktan uygulamada illa belli bir tabak yemek bitirtmeye çalışıyor. Konu üzerinde konuştuğumuzda (az yiyen) çocuğun kendi açlığını bilemeyebileceğini, bu yüzden bunu ona bırakmanın doğru olmayacağını söylüyor. Ama (mesela) çocuklar çok aç olup çok yediklerinde “aman yemeyin evladım. siz bilemezsiniz” demiyor. “İki tabak tavuk yedi maaşallah” diyerek diye seviniyor. Dediğim gibi bazı inanç ve alışkanlıklar değişmiyor.
Eğer çocukların gerçekten aç olduğu halde bir sebepten kendi yemiyeceklerine kanaat getirirsek sofrada biz kaşıkla yediriyoruz. Kıpırcan’a animasyona gerek yok ama bazen Kımılnaz’ın önüne bir kitap veya bir oyuncak koyup bir sana bir ona şeklinde oyun yaptığımız oluyor.
- Yine açlık tokluk durumuna göre son lokmaları çocuklar sofradan kalktıktan sonra sofraya gelip giderek bizden alabilirler.
Ben bazen sofrada ipin ucu kaçmışsa çocukları sofradan kaldırabiliyorum. Eğer açlarsa gelip giderek benden veya eşimden veya annemden yemeklerini alabiliyorlar. Açlarsa zaten kendileri geliyorlar. Aç değillerse kendileri gelmeyi bırakıp peşinde koşsanız da yemiyorlar.
Annem çocukların arkasından gidiyor ama ben yerimden kalkmıyorum, isteyen gelip benden yemeğini alabilir.
- Yemek yerken yanlışlıkla yere veya üstüne yemek dökme hiç problem değil
Yemek sırasında kendi yedikleri sürece dökülen saçılan herşey sonradan temizlenebilir. Biz “aman, dökme etme” demiyoruz. Aksine Kıpırcan ve Kımılnaz döküleni bize gösteriyorlar. Ellerine birer ıslak mendil veriyoruz. Ya kendileri siliyorlar, ya da biz. Masanın altında, halının üstünde muşamba var. Çocuklar önlük giymiyorlar. Ya eski badi giydiriyorum veya ev badisi veya t-shirt ü kirlense de önemsemiyoruz. Ne kadar çok kendi kendilerine yerlerse kaşık ve çatal kullanma kabiliyetleri artıyor ve döküp saçmıyorlar. Dolayısı ile döküp saçmadan yedikçe kendileri daha rahat yemek yiyorlar ve istiyorlar.
Kımılnaz bazen ilk denediği yemeği biraz yedikten sonra eliyle de hissetmek istiyor. Bazen suyunu tepsisine dökebiliyor. Eğer sadece tanımak ve hissetmek içinse bir süre müsade edip sonra ellerini siliyoruz. Ama pislik yapmaya başlarlarsa (ki bunu yemeğe bakıp ilgiyle ellemelerinden ziyade bize veya birbirlerine pis pis sırıtıp yemeği mıncırarak etrafa saçmaya başlamalarından ayırt ediyoruz) ellerinden tabağı ve kaşığı alıyoruz. İyice azarlarsa sofradan kalkıyorlar.
Çocuklar başka çocukları gözlemlediklerinde, büyükleri seyredip gözlemlediklerinden daha çabuk taklit etme eğilimi gösteriyorlar. Bu benim gözlemim. Bu yüzden çocuğunuzla buluşmalara gittiğinizde beraber yemeğe oturtmayı deneyebilirsiniz. Tabi diğer çocuklar da kendileri yiyorsa bunlar örnek olacaktır.
çok teşekkür ederim ne kadar ayrıntı detay yazmışsınız..kımılnaz la çok benzer davranışları, istek var çaba da var ama olmayın ca sıkılıyor dediğiniz gibi şimdilik biraz yardım gerekiyor zamanla el becerisi arttıkça aşarız diyorum..çatalda becerikli ama kaşığa göre..
sevgiler tekrar teşekkürler 🙂
demet
ya benim kızımda 17 aylık kendi yesin ögrensin istiyorum ama her seferinde yemekyemek yerine yemekleri vıncıklamak ve dökmekten başka bşey yapmıyo yemegin nerdeyse 2 kaşıgını kendi yiyor..oysa ki bi ara meyve yada domates salatalık tarzı şeyleri mama sandalyesinde çatalla güzelce yiyen bir cocuktu ne önerilir arkadaşlar..
Sevgili Demet,
Umarim faydasi olur. Dopnem donem, inan onumuzdeki hafta bu haftadan farkli oluyor. Imkanlari sunup bekleyip gormek lazim.
Sevgili Berna,
Yine donemsel bir durum olabilir, sen ortami hazirla, secimi ona birak diyecegim.
Biz bir e yemek yesinler diye gozlerinin icine bakmamaya calisiyoruz. Bakmiyoruz desem yalan olur. Ama hadi ye, yiyor musun deyip gozumuzu dikmemeye ve kendi yedigimize odaklamaya calisiyoruz. Biz bakmazken Kimilnaz yemeye basliyor.
ek olarak:
ben küçük bir tabak yiyecek kızımın önüne koyuyordum asıl yemek tabağını kendi önüme alıyordum… kendisi önce eliyle yemeye çalışıp sonra mıncıklasa bile sorun olmuyordu çünkü ben asıl tabaktan yedirmiş oluyordum.. ama en azından bu şekilde el ağız kordinasyonunu geliştirdi… şimdi kendi kendine yiyor rahatlıkla… 🙂
ayşe
Merhaba
Ne zamandır sitenizi ziyaret etmiyordum, siyahtan beyaza geçmeniz güzel olmuş, fakat benim gözüm bozuk belki ondandır, yazılar biraz küçük mü ne?
Neyse, bu bilgiler harika. Ben de kızımı yemek saatinde 2 aylıktan itibaren yanımıza oturttum. Şimdi yemek istiyorsa yiyor, istemiyorsa (dişler vs) kalkıyor, zorlama yok.
Bilgilerinize teşekkürler…
Bebek Bakımı
bebekbakimi.blogspot.com
Annelerin Günlüğü
http://www.anneleringunlugu.com