Hastasıyım….

Sep 03, 2010 - 7 Yorum


Türkiye’ye gelince hep şikayet mi edeceğiz? Bu da sadece Türkiye’de bulabildiğim, sevdiğim şeylerin listesi.

Restoranlardaki oyun odalarının hastasıyım. Çocuklar da öyle. Başlarında ablaları da oluyor. Yemek bile yediyorlar. Bizim oralarda yok bunlardan. Büyük ihtiyaç halbuki.

Parklardaki spor aletlerinin hastasıyım. Bizim Şikago belediye başkanı Daley’e proje götürmeyi düşünüyorum.

Spor aletlerinde gece gündüz demeden spor yapan pazen şalvarlı, yemenili balıketi teyzelerin hastasıyım. Geçen akşam Fenerbahçe Yoğurtçu Parkında 11:45’te bile vardı bu teyzelerden.

Fenerbahçeden Pendik’e uzanan sahil yolunun hastasıyım. Ama Fenerbahçe – Caddebostan arasını daha çok seviyorum. Şikago’mun Lake Shore’una selam olsun. Onu da özledim.

TRT Çocuk’taki Düş Peşime programının hastasıyım. herkes geziyor ama bunun içeriğini ve sunumunu çok kaliteli buldum.

Mahalle pazarlarının hastasıyım. Pazartesi Göztepe Özgürlük Parkının orada, Salı günü Kadıköy’de, Çarşamba Bostancı’da, Perşembe Kazasker’de ve Cuma Kozyatağı’nda. Hepsini dolaşabilirim her hafta. Ulus Pazarı ne oldu, duruyor mu?

Bloomberg TV deki “Kelime Oyunu” programının hastasıyım.

Türk deterjanlarının hastasıyım. En son karadut toplarken ağacın altında kayıp poposunun üstüne oturan Kıpırcan’ın yeni şortuna Amerika’da ne yapsam fayda etmemişti. Renkli Clorox’ta bile beklettim. Burada bir yıkamada o artık yıkana yıkana pişmiş leke çıktı. Amerika’da deterjanlarının (Tide falan) kendine faydası yok. Seneler evvel 10 kiloluk Ariel çuvalı okyanus ötesine taşıyan anneme hak veriyorum. Dönüşte ilk iş Hispanik marketine gidip, oradan mavi boncuklu Ariel deterjan almak olacak.

Bizimkilerin (annemle babam) bahçesindeki mor incirlerin hastasıyım. Yemek sureti ile gelecek seneye kadar depoladım. Yok Amerika’da incir. Artık erik bile geliyor ama böyle mor incir yok.

Algida dondurmaların hastasıyım. Hele ki o karadutlu bilmemneli Magnum. Divine!!!!!

Akdeniz balığının hastasıyım. Bıraksan ben hergün balık yerim. Levrek, Çipura, Lüfer, İstavrit. Sadece sebze, meyve ve balık. Amaaa…

Cemil Cemal Ustaların Uludağ Kebapçısında döner kebap ve şıra ikilisine hastayım. Döner kebabın hasını istiyorsanız bir Bursalı olarak göstereceğim tek adres Uludağ Kebapçısıdır.

Bir hafta daha tadını çıkaracağım. Sonra gelecek seneye kadar bunlar yok.

Fotoğraf: Denizli’ye inerken uçaktan gözüken, Çardak’a yakın Acıgöl. Buradan çamaşır deterjanlarının içindeki Soda maddesi çıkarılıyormuş. Hemen yanında iki kimya fabrikası mevcut. Uçaktan görünüşü gerçekten çok etkileyiciydi. Çektiğim fotoğraflarda gölün tamamını alamadığım için Google Maps’ten görüntü aldım.


Etiketler: ,
Kategoriler: Seyahat

«       |       »




"Hastasıyım…." için 7 Yorum yapılmış.

  1. escet says:

    Merhaba,
    ABD'deki deterjanlarin, dogaya karistiklarinda daha az zararli olmalari icin, bilerek "seyreltilmis" olduklarini okumustum. Ne yazikki kaynagi hatirlamiyorum. Ben halihazirda sabuntozu kullaniyorum. Gayet iyi leke cikariyor, cikaramadiklarini da umursamiyorum.

    Algida dondurmalarin icindeki "sut tozu"na da dikkatinizi cekmek isterim -diger dondurmalarda da olabilir, bilemiyorum. Sut tozunun kaynagi supheli. Dolayisiyla, nacizane, kacinmak iyi olur diye dusunuyorum. Dondurma bile sutten yapilmiyor artik. Eski bir magnum'cu olarak uzulerek yaziyorum bu satirlari. Eski usul, sadece kakaolu ve sade dondurma satan dondurmacilardan almak lazim galiba…

  2. Neslihan Toker says:

    Ulus pazarı kalktı 🙁

  3. KEO says:

    *gölün rengi en sevdiğim mavi:)
    *Ulus pazarı ctesi günleri Çekmeköy'de.Akmerkez'in ordaki ile tamamen aynı mı bilmem ama meşhur Yeşilköy pazarına giden birçok esnaf geliyor, bekleriz:)
    *son haftanın doya doya tadını çıkarın;)

  4. gezicini says:

    ben de özellikle sıvı deterjan kullanıyorum. oğlanın çamaşırlarında ise bildiğimiz hacı şakir sabun tozu.
    en iyisi öyle oluyor bence.
    sevgiler
    gorki

  5. Sezen B.T. says:

    Sahiden Pratik Anne, inanamadım senin leke çıkarma takıntına. Ariel'in, Omo'nun içinde (baby'sinin bile) o kadar agresif leke çıkarıcılar, optik beyazlatıcılar, vb. var ki doğaya verdiği hasar bir yana, hassas ciltli çocuklarda egzama yapıyor. Ama sanırım "titizlik" ekşi sözlük deyişiyle Türk kadınlarından default on geliyor, çoğunlukla da söylediğin gibi annelerimizden devralıyoruz bunu. halbuki çocuk bu, o leke bahçenizde geçirilmiş leyifli bir günün anısıydı, böyle düşünmek istemez misin?
    Bir de Türkiye'de organik mağazalarda ve pazarlarda satılan yeşil galli Klar sabunu var, market deterjanlarının çıkardığı herşeyi çıkarıyor. hele de bekletirsen. kanser olmaya gerek yok (hem sahiden hem de sözün gelişi)
    not: escet'e magnum konusunda da katılıyorum, millet yoğurtlarda bile süt tozu varmış diye panikte, herkes mandıra sütü bulmaya çalışıyor evde mayalamak için. üstelik hala sütten dondurma yapan mahalle dondurmacıları var. Bostancı'daki yaşar usta gibi.

  6. Anonymous says:

    Surf diye bir deterjan var,Walmarttan aldim.Tide a gore daha ucuzdu, kiyafet disi seyleri yikarim diye denemek icin almistim.Beyazlari kar gibi yapti,Tide hikaye.Gelince bide onu dene istersen.

    EMINE

  7. Pratik Anne says:

    EN cok yorumun bu deterjan konusundan gelecegini tahmin etmistim 🙂

    Sevgili Escet,
    Deterjanlarin seyreltilmis oldugunu ben de biliyordum. Fakat doga ile alakali oldugundan cok da emin degilim acikcasi. CUnku ayni markalarin bir suru leke cikartici urunu var. Mesela Tide in ayrica leke cikartici sivisi cikti. Bu ne perhiz bu ne lahana tursusu diyesi geliyor insanin.

    Sevgili Emine ve Sezen,
    Ben uzun sure Sams Club'dan Surf kullandim zaten. Baktim hepsi ayni, en ucuzunu aliyordum. Sonra Sams Club'a ECOS markasi geldi geleli onu kullaniyorum. Doga dostu cinsinden. Bizim makina onden doldurma HE. Ona gore deterjan almak gerekiyor. Camasir yumusatici kullanmiyorum zaten. Ozellikle pamuklu bebek bezlerini yikarken koku ve temizlik icin sirke kullaniyordum. Beyazlik icin arm & hammer karbonat kullaniyorum. Mumkun oldugu kadar cevre dostu olmaya calisiyorum ama camasir ve bulasik deterjani konusunda malesef donup dolasip ayni yere geliyorum. Bebek olsalar hadi evde giydikleri kiyafetlerdeki lekeyi umursamayayim ama Kipircan okula gidiyor. Simdi cocugu ustunde kocaman lekeli kiyafetlerle yollayamam ki? Yani uygulamada olmuyor. O kiyafeti lekeli diye bagislayamiyorsunuz da, kaliyor insanin elinde ziyan. Bir de kisin elimiz mahkum kurutma makinasi kullaniyoruz. O lekeler cikmazsa, her seferinde pisip kaliyor kumasta resmen.

    Magnum konusunda sut tozuna dikkat etmemisim. Kursagimda kaldi simdi 🙁 Mahalle dondurmacilari ve madolari zaten hakbas ettik. Adamlarin bizi gorunce gozleri parliyor.

Bir Yorum Yazın