Türkiye’de neler öğrendik?

Sep 13, 2007 - 6 Yorum

Kıpırcan

  • Anne ve babasının ortadan kaybolmadan 2 hafta boyunca kendisi ile beraber yatıp kalkıp, oynayabileceğini
  • Bir sürü büyük anneanne, babaanne, dede, teyze ve halaya sahip olduğunu
  • Dünyada bu kadar çok kedi ve köpek olabileceğini
  • Dünyanın herhangi bir yerinde bu kadar çok kamyon olabileceğini
  • TV’nin gün boyu açık kalma olasılığını
  • Anneanne ve babaanneye acındırık bir şekilde yalvarırsa gün içinde defalarca pata=çikolata, pasta, tatlı türü şeyler yeme imkanı olduğunu
  • Şımarık bir tonda ciyakladığında anne veya baba surat yapsa bile, anneanne, babaanne ve dedelerin daha yüksek otoriteler olduğunu ve istediği çoğu şeye müsade ettiklerini
  • Türkiyede sütün tadının Amerika’dakinden farklı olduğu (kesinlikle içmedi)
  • Ay, yıldız = Bayrak
  • Cami, minare
  • Mini mini adigu = küçük otobüs = minibüs
  • Kikaka = çubuk kraker, fish=balık kraker
  • Akdeniz balıkları = Lüfer, uskumru, sardalya
  • Köprü
  • Mavi su = Deniz (bizim memlekette de var ama uçaktan ve boğaz köprülerinden bu kadar büyük bir su birikintisini ilk kez gördü)
  • Pratik anne ve babiş
    Hamiş anne:

  • Bursa’da Cemil ve Cemal Ustaların Uludağ Kebapçısı’ndaki İskender döner’i hiç biryerde bulamayacağım gerçeği
  • Önümüzdeki üç ay içinde artık İskender döner, inegöl köfte ve mor incir aşerilmemesi gerektiği (Dolayısı ile Hakkı Usta’nın bloguna ziyaretlerin yine yasaklanması)
  • Babiş:

  • (Pratik Anne bunu geçen senelerde öğrenmişti) Sokakta teyzelerden ziyade amcaların çocuk bakımı konusunda “susamıştır, su ver; üşümüştür, üstünü ört” diye karışma durumları
  • Konuşma döneminde çocuklarla trafikte iken hiçbir halikarda küfredilmemesi gerektiği (Papağan gibi herşeyi tekrar ettiğinden bahsetmiştim değil mi?)
  • Tweety ve Sylvester, Ben ve Jerry gibi çizgi filmlerin Simpsons daki “İthchy and Scratchy”den bir farkı olmadığı ve ufak çocuklara seyrettirilmemesi gerektiği (oğluş akşam feci bir kabusla uyandı, saatlerce sakinleştiremedik)
  • Her gittiğimiz restoran, pastane ve cafede çocuk ve oyun odası olmasının ne rahat olduğunu
  • Açık hava tiyatrosunda bile aşırı derecede ikinci el sigara dumanına maruz kalınabileceğini
  • Kıpırcan ile bir ziyaret veya buluşmada kapıdan girince veya ilk karşılaşmada en son bizim selam aldığımız (Hoş aynı şeyi ben de çocuklu arkadaşlarıma yapıyorum sanırım)
  • “Bırakın yapsın” cı anneanne, babaanne ve dedelerin yaşı ufak da olsa çocuklar ve anne baba otoritesi üzerindeki etkileri (bkz. yukarıdaki 6. madde)

  • Etiketler:

    «       |       »




    "Türkiye’de neler öğrendik?" için 6 Yorum yapılmış.

    1. Açalya says:

      Turkiye’yi yeniden kesfetmissiniz Burcu’cugum :). Sanirim insan cocuklu olunca baska bir gozle de gormeye basliyor.

    2. Çocuk gibi says:

      Hepsine katılıyorum Pratikanne, yalnız şu anneanne, babaanne ve dedelerin otorite üzerindeki yıkıcı etiketlerine cani cani gönülden katıldığımı belirtmeden geçemeyeceğim 🙂

      Birde etkilerini ne kadar sürede silebileceğimiz konusunda bir yazı bekliyorum ona göre :))))

    3. www.edasuner.com says:

      Çocuğun varsa derdin var her olaya daha dikkatli bakmak zorunda kalıyorsun işte canım

      Eda Suner
      ♥♥♥♥♥♥♥♥♥

    4. InciK says:

      ah canim benim, cok guldurdun beni.. nasil da belli hamile oldugun; yillarin Tom ve Jerry’si nasil da Ben ve Jerry’ye donusurdu baska turlu… (bilmeyenler icin, Ben&Jerry super bir dondurma markasi)
      Kendinize iyi bakin, opucukler…

    5. Anne ve Bebisi says:

      Boyle zamanlarda uzakta oldugumuz icin sukrediyorum:) Ya her gun bir arada olsaydi cocuklar anneanne ve dedelerle???

    6. Pratik Anne says:

      Hahaha,
      Inci vallahi kac kere okudum bu yaziyi post etmeden halbuki. Ben and Jerry yazmisim. O kadar da dondurma asermiyorum halbuki ama bilincalti iste.
      Cocukgibi ve Annevebebisi,
      Onlarsiz da olmuyor onlarla da.

    Bir Yorum Yazın

    designed by GeCe for personal use of Pratik Anne