Heyecanlı çocuklar serisinde en son hassasiyet üzerine yazmıştım. Bugün de dikkat, algı ve idrak üzerine yazacağım. Ama ahkam kesmeyeceğim…
…çünküüüüüü…
…bu bir kelin merhemi olsa hikayesi.
Heyecanlı çocukların bu özelliği iki ucu keskin kılıç. Algıları çok açık, bu çok iyi, öte yandan bü yüzden dikkatleri de kolayca dağılabiliyor.
Ben de heyecanlı bir çocuğum!!!oğlum da. İkimiz de:
- Bir iş yaparken o işe kendimizi adama süremiz çok kısadır. (Çoğunlukla diyelim, eğer gerçekten çok ilgimizi çeken birşeyse dünyadan kopabiliriz)
- Bir işi yaparken aklımıza başka birşey gelir, bitirmeden bırakır öbürünü yaparız.
- Bir iş yapmaya giderken yolda birşeye takılır, ne yapacağımızı unutur geri döneriz.
- Etraftaki bazı abuk detaylara çok dikkat ederiz. Kimsenin farkemediği ayrıntıları yakalarız. Farlı bakış açımız vardır.
- Bazen de dikkat dağınıklığından dolayı, bazı detayları kaçırır ve başımıza iş açarız. Yapacağımızı eksik yaparız.
- Sağda solda eşyamızı unuturuz. mesela ben kapıdan çıkarken 10 kere geri dönerim.
- Son zamanlarda Kıpırcan çok olan birşey birşey söylediğimde beni duymuyormuş gibi başka dünyalarda dolanıor. İkimiz de TV seyrederken dünyadan koparız.
Bu durumda ben Kıpırcan’ı toparlamak için neler yapıyorum:
- Birşey yapılması gerektiğinde önce “Kıpırcan bana bak, beni iyi dinliyor musun?” deyip söyleyeceğimi öyle söylüyorum.
- Onun seviyesine inip yüzyüze konuşuyorum.
- Talimatları küçük parçalar halinde veriyorum. Mesela üstünü değiştir yerine, odana git, pijamalarını çıkar, dolaptan şort ve tişört al, onları giy.
- Talimatları ona tekrarlattırıyorum. (Mesela arka arkaya çocukları yıkarken Kıpırcan’ı önden yıkayıp dışarı yolluyorum. Çıkarken “ne yapackasın?” diyorum. “Kilot ve pijama alıp giyeceğim” diyor. Her banyo sonrası bunu tekrarlattırıyorum. Yoksa Kımılnaz ile biz çıkana kadar, o anadan üryan ortalıkta dolanıp oynuyor.
- Okula veya kampa giderken öğretmenini veya kamp sorumlusunu dikkatle dinlemesini söylüyorum.
- Evden çıkarken kendi eşyalarını almasını ve dışarıdayken onlara sahip çıkmasını alıştırmaya çalışıyorum.
- Kitapta yazılardan tavsiyelerden birine uyarak “şunu yap” veya “bunu yapar mısın?” değil, “Kıpırcan şunu yapabilirsin” diyorum. Diğer iki alternatiften daha verimli sonuç veriyor. Bunu yapar mısın? dediğimizde sanki ona seçenek sunuyor olabiliyormuşuz.
- Resimli listeler kullanıyorum.
- Devamlı yapılan işleri alışkanlık haline getiriyorum ki her seferinde söylemek zorunda kalmayayım, şartlı refleks olsun.
Bir de kitapta çocuğun bulunduğu ortamı sadeleştirip, dikkatini dağıtacak eşyaları kaldırmamızı veya düzenlememizi salık veriyor. İşe yarıyor muhttps://pratikanne.com/wp-admin/post-new.php derseniz eh işte derim.
Allahtan Kıpırcan akademik konularda sevdiği konu ise o konuya dikkat verme konusunda rahat. Ancak okulda öğretmeninin söylediği, belli bir süre sonra oyun saatinin geleceğini bildiği için, gelsin diye işini baştan savmaya başlıyormuş.
Aslıberry blogunda (blogu sağ ve sol kolonlarındaki linkler ve okunasıcalar etiketindeki yazıları ile başlıbaşına bir referans benim için) bu konuda güzel kaynaklar göstermişti daha evvel. Dikkat güçlendirici etkinlikler yapabilirsiniz. Mel Levine’ın Her Çocuk Başarabilir, kitabından alıntılar yapmıştı bu konuda.
Ben hala aynı dertten muzdarip olduğum için bir tarafım çocuğu şimdiden dikkatini toparlamaya alıştır diyor, öbür tarafım bu çocuk böyle işte, yardımcı ol, ittire kaktıra gitsin diyor. İnanın benim bir günümü 50% verimli geçirmem için “spor yap, sağlıklı yemek ye” dahil olmak üzere her bir adımı listelemem lazım. O liste üzerinde çalışırken araya kaç alakasız madde giriyor çıkıyor, hiç sormayın. Procrastinastion (önemli işleri ağırdan alıp son dakikaya bırakma) aleminin kraliçesiyim, lüzumsuz işler müdiresiyim resmen.
Merhemi olan varsa alabilirim. Özellikle dikkati toplamayı öğreten, odaklanmaya alıştıran oyunlar egzersizler, öneriler ve fikirleri lütfen yorumlara yazınız. Kitap tavsiyesi de olabilir.
Dip not: Genel algı hassasiyeti ve dikkat dağınıklığı ile ADD yani dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu arasında önemli farklılıklar vardır. Hareketli ve dikkati dağınık çocuğunuza ADD etiketi yapıştırılmadan evvel lütfen 3 kere düşünün, farklı uzmanlara danışın. Benim ilkokuldaki halim şu dönemde yaşıyor olsaydı kesin bana ritalini dayamışlardı. Sınıfta ders sırasında kalkıp dolaşmak mı istersiniz, devamlı yanımdakilerle konuşmak mı, sıra altı roman okuma mı, defterlere not almak yerine çizim yapma mı. Bende her numara vardı. Allahtan o zaman ADD böyle popüler değildi. Annemle babam senelerce her veli toplantısı sonrası, “kızım yine çok konuşuyormuşsun” sınıfta diye geri gelirlerdi. Sonra bu alıklık durumu (Lise 1 de) geçti. Konuşma baki kaldı. 😉
Pratik anne heyecanlı bir tip olup olmadığımdan emin değilim ama dikkat dağınıklıği, özellikle de kimsenin görmediği detayları görme, bir is bir yere giderken araya baska is sıkıştırıp ana eylemi unutma gibi durumlar bende de bolca var..
Deniz’le Kıpırcan gerçekten çok benziyorlar. İlgiyle takip ediyorum bu yazıları.
ben de aynı böyleyim. umarım kızım olmaz 🙁
Oğlumda aynen Kıpırcan gibi. Bir anda Yiğit’i anlatıyormuşsunuz gibi geldi. Takipteyim..