Yanlış konuları tartışıyoruz

May 10, 2012 - 34 Yorum

TIME dergisi dün çıkan son sayısının kapağına 4 yaşına girmek üzere olan oğlunu emziren bir annenin oğluyla çekilen bir fotoğrafını koymuş. Kendini medeni adleden ama hala daha emzirmeyi, 1 seneden uzun emzirmeyi ve toplu alanlarda emzirmeyi kaldıramayan bir ülkede (Amerika), böyle bir kapağın tartışma yaratmak için hazırlandığını anlamak için dahi olmaya gerek yok. Sosyal medya coşmuş durumda. Herkes taraf tutmuş, öyle böyle yorum yapıyor.

Ben aksine bu konuda yorum yapmayacağım. Bu konuları tartışmak saçma geliyor bana. Çocuğunu emzirme, uyuma, taşıma konusunda çocuğuna daha yakın olmak için alışılagelmiş (o da batı dünyasının alışkanlıkları yani) metodların dışına taşan ebeveynleri eleştirmek, çocuğuna daha fazla sevgi ve ilgi göstermek isteyen ebeveynleri kötülemek, onların metodlarını tartışmak ne kazandırıyor bize anlamış değilim.

Neden çocuklarını suistimal eden ebeveynlerin metodlarını tartışmıyoruz? Veya çocuklarını ihmal eden ebeveynleri eleştirmiyoruz?

Mesela neden hamileyken veya doğurduktan sonra çocuklarının suratına üfleye üfleye sigara içen ebeveynleri kınamıyoruz?

Neden arabanın ön koltuğuna bebeğiyle oturan annelere ve babalara, emniyet kemersiz arabaya bindiren büyüklere “sen çocuğunun canına kastetiğinin farkında mısın?” diyemiyoruz?

Neden çocukları kafasından savmak için gün boyu TV karşısında oturtan ebeveynlere,  “böyle mi çocuk bakılır?” demiyoruz?

Neden çocuklarını sağlıksız şekilde abur cubur, şeker çikolata, gazlı içecek ve fast foot besleyen ebeveynleri adam etmeye çalışmıyoruz?

Neden kimse ufacık bebeleri ile köşe başlarında ayaz buz demeden dilenen kadınlara, “kadın çocuğunu böyle şeylere alet etmeye utanmıyor musun?” demiyor da, alışveriş merkezinde, restoranda bebeklerini beslemek için emzirene kaşlarını kaldırıyor?

Neden çocukları suistimal veya taciz eden ebeveyn ve akrabalardan koruyamıyoruz da, artık bebek olmayan çocuklarına hala sevecen, sıcak, yakın davranan ebeveynlerin karşısına geçip “Oha! Bırak artık sevmeyi” diyoruz?

Neden çocuklarını televizyona çıkarmak ve üstünden para kazanmak için boya küpüne sokan,  abuk subuk giydiren ebeveynlere “silkelen bir kendine gel.” diyemiyoruz?

Niye çocuklarımıza daha iyi nasıl sıcak bir aile ortamı, uygun bir okul ortamı, çalışan annelere ve babalara nasıl esnek imkanlar sağlarız konuları üstüne kafa yormuyoruz da, böyle hiçbir getirisi olmayan tartışmalarda boğuluyoruz?

 

Yemiyor çünkü. Gücümüz ancak bebeğine ve çocuğuna alışılmışın dışında yöntemlerle daha fazla sevgi, daha fazla ilgi, daha fazla sıcaklık, daha doğal ve sağlıklı beslenme, daha doğal ve sağlıklı bir ortam sunmaya cesaret edene yetiyor.

Hem kendimize, hem de koca bir nesle yazık ediyoruz.


Etiketler: , , ,

«       |       »




"Yanlış konuları tartışıyoruz" için 34 Yorum yapılmış.

  1. tamamen katılıyorum, eline sağlık. hemen paylaşıyorum.
    sevgiler.

  2. ebru says:

    eline sağlık!!

  3. tuba bozacıoğlu says:

    Bravo!!

  4. Nuran EVREN says:

    Her kelimesine katılıyorum.

  5. pinar says:

    gerçekten bravo ! tamamen katılıyorum. Elimde olsa sütüm bitmese yıllarca emzirebilirdim…

  6. Femme Noir says:

    Neden hepsini tartışamıyoruz?Daha çok sevgi vermenin, daha çok yakınlık göstermenin yolu 4 yaşında bir çocuğu emzirmek mi sadece? Bence hepsi tartışılabilir ve tartışılmalı. Bir baba sevgisini(!) kızıyla cinsel ilişkiye girerek gösterdiğini iddia ettiğinde ona peki o zaman, bu alternatif bir yakınlık yöntemi demiyoruz, dememeliyiz.. 4 yaşında artık memenin cinsel bölge olduğunu anlayabilecek bir çocuğun emzirilmesi de istismar olabilir ve bazen çocukları ebeveynlerinden korumak zorunda kalabiliriz, o yüzden bu da tartışılmalı bence..

  7. Hatice says:

    Silkelenemeyi bir türlü beceremeyen annelere gelsin, teşekkürler…

  8. özge says:

    bu konununda yazdığınız diğer konularında tartışılmasından yanayım.. şu resim bana hiç şefkatli sevgi dolu ay annesi çocuğu ne güzell hissi uyandırmıyor itici geliyor.

  9. esra says:

    Katılıyorum sonuna kadar teşekkürler yazınız için

  10. Ozge says:

    Time’in bu sayisi aynen Turkiye’de yayinlaniyorsa ve tartisiliyorsa tamamen katiliyorum. Ancak bu kapak Amerika’da yayinlaniyorsa ve burda tartisiliyorsa (Amerika’da) bu makale biraz alakasiz ( irrevelant anlaminda) kaliyor cunku bu maddelerin cogu turkiye icin gecerli. Amerika’da zaten artik tartisilmasina gerek yok cunku hemen hemen hepsi burada illlegal zaten. Cocugunu saglikli beslemeyen ve belli bir kilonun ustunde olan cocuklarin kapisina bile sosyal guvenlikten dayaniyorlar, ve cocugu elinden aliyorlar.Dilenmek,arabaya car seatsiz binmek mevzu bahis bile degil zaten. Femme Noir’in yorumuna katiliyorum,ozellikle erkek cocuklar icin ileride cok buyuk psikolojik bozukluklar ve seksuel disorderlar olabiliyor. 2 yasina kadar anlarim ama 3 ve daha fazlasi biraz abarti ve gereksiz.Ama benim en cok “oha”dedigim sey bir kadindan 4 yil sonra bile nasil sut gelebiliyor? Gercekten “oha yani”. Dilbilgisi yanlislikalri ve ingilizce kullanimlar icin ozur; nedense geri donup duzeltemiyorum.

    • ÇokBilmiş says:

      4 yaşında meme emen bir erkek çocukta oluşmuş psikolojik bozukluklar ve seksüel “disorder”lar hakkında yapılmış bir araştırma var mı?
      Hayır, benim çevremde bizzat meme emdiğini hatırlayan mazbut ailebabası erkek arkadaşlarım var da… Aksini iddia eden bir bilimsel araştırma varsa, okumak isterim.

  11. Çok çok doğru söylemişsin! Ağzına sağlık!

    Çocukların yanında sigara içenlere ve çocukları ön koltuğa oturtup, kemer bile takmayanlara ben de nasıl sinir oluyorum anlatamam. Burada da durum aynı…
    daha medeni ve açık fikirliler o kadar az ki 🙁

    Ve abur cubur, fast food meselesini hiç açmayayım…

    Çok güzel her şeyin altını çizmişsin 🙂

  12. Bap says:

    Ağzına saglık tartışılacak o kadar konu varken sadece birbirini gereksiz eleştiren toplumlar olduk.

  13. baharb says:

    agzina saglik pratik annem. daha diyecek birseyim yok, altina imzami atarim.

  14. Moonshine says:

    Eline saglik, o kadar guzel yazmissin ki ekleyecek pek birseyim yok gercekten.

    Femme Noir: Bir babanin kizina tecavüz etmesiyle bir annein çocuğunu emzirmesini aynı kefeye koyan zihniyet yüzünden hala emzirmek Batı ülkelerinde bir tabu olmaktan çıkamıyor. Biri bariz bir şekilde sapkınlık olan, biri ise çoğu Doğu toplumunda normal görülen iki tamamen farklı davranışı nasıl aynı görebilirsiniz? Batı dışındaki toplumların çoğunda 2-3 yaşına kadar emzirmek ‘norm’ sayılıyor ve bu fotoğraftaki gibi yapay ve sahnelenmiş bir şekilde değil, dünyanın en doğal ve güzel beslenme şekli olarak çocuğunu emziriyor anneler. Bu kapaktaki sorun, emzirmeyi metalaştırıp insanları kamplara ayırmak istemesi. Ama helal olsun Time’a, istediklerini başardılar.

    Bu arada konuyla ilgili çok güzel bir yazıyı da eklemeden geçemeyeceğim:

    http://www.huffingtonpost.com/lisa-belkin/no-i-am-not-mom-enough_b_1507550.html

    Annelerin birbirini yargılamadığı, tam tersine farklı seçimlere saygı gösterdiği bir dünya dileğiyle..

  15. Burcu, çok güzel söylemişsin:) Gel gör ki bu maddelediğin rezilliklere bulaşanlar okumayanlar, sadece resimlere bakanlar. Bunlara hitaben istediğin kadar konuş, yaz, çiz, boz hepsi havaya gider. Başka bir şekilde ulaşmak lazım bu kitlelere. Mesela benim facebook sayfamda 1600 takipçim var. Bir resim koyduğum zaman en az 30 paylaşım oluyor ama yazılarıma üşenmezlerse 1-2 like yapıştırıveriyorlar.

    attachment parenting konusu da amerika’da şu anda sıcak bir konu. Time da fırsattan istifadecilik yapmış. Yayıncılığın kuralı budur tabii herhangi bir eleştiri söz konusu olamaz. Netice itibariyla olan şu: okuması yazması olan analar olarak trendy meseleleri kendi aramızda konuşuyoruz. Ben de öyle yaptım:)

    Eren

  16. Femme Noir says:

    emzirmeyle babanın kızına tecavüzünü elbette aynı kefeye koymadım ama ebeveynin ‘yakınlık’ olarak tanımladığı şey her zaman iyi olamayabiliyor onu anlatmaya çalıştım çarpıcı bir örnekle..4-5 yaşında bir çocuğu emzirmek bence istismar, bir çok anne çeşitli psikojenik nedenlerle çocuğuna duygusal bir bağımlılık geliştirip çocuğunu bu duygusal doyum için istismar ediyor aslında. ben bunu klinik pratiğimde çok gördüm(mesleğim gereği), erken ebeveyn kayıpları ya da çocukluk çağında yaşanılan duygusal boşluklar sıklıkla doğurulan çocukla kurulan ilişkide doyurulmaya çalışılır. yani hariçten gazel okumuyorum aslında

    • ÇokBilmiş says:

      “Erken ebeveyn kayıpları ya d açocukluk çağında yaşanılan duygusal boşluklar sıklıkla doğrulan çocukla kurulan ilişkide doyurulmaya çalışır” tezi doğrudur muhakkak. Fakat bu tezi emzirme ile bağlantılayan herhangi bir çalışma ya da en azından sizin bireysel “gözleminiz” söz konusu mu?

      Yani hiç çocukluktan kaynaklanan duygusal boşluğunu 4 yaşındaki çocuğunu emzirerek kapatmaya çalışan biri ile karşılaştınız mı?

      Karşılaşmadıysanız ya da en azından böyle birinin varlığına dair bir bilimsel araştıma okumadıysanız hariçten gazel okuyorsunuz.

      Ben birine kızıp “deli” diyebilirim, ama özellikle psilokoloji, psikiyatri gibi mesleklerin mensupları birisine kızıp da “deli” diyemezler.

  17. Femme Noir says:

    emzirmenin tabu olmasına karşıyım, gidip avm köşelerinde emzirmek bana da zor ve kötü geliyor ama bu 4 yaşındaki çocuğunu emziren anneye ‘süper bir şey yapıyorsun’ dememi gerektirmiyor.

    • ÇokBilmiş says:

      Ben de bebeğim 6 aylıkken sizin gibi düşünüyordum. Bebeğiniz 2 yaşına gelince, bir daha tartışırız 🙂

    • Moonshine says:

      yanlis anlasmissiniz, benim soylemek istedigim, o anneye “super birsey yapiyorsun” deme zorunlulugunuzun olmadigi gibi, o anneye “sen kotu bir annesin, cocugunun psikolojisini bozuyorsun” deme hakkiniz da yoktur. Baska anneleri yargilamadan once onun icinde bulundugu kosullari ve toplumu, butun yonleriyle iyice dusunmemiz gerekir.

  18. Elcin says:

    Femme Noir e bende katiliyorum, tartisilibilicek konularin icinde basta gelenlerden biri de bu “attachment parenting” Amerika da.
    4 yasina kadar bir cocugun emzirilmesine bende karsiyim, fakat ebevenynlik nasil daha effective olabilir, attachment parent felsefesinin aslinda cocugun psikolojik gelisiminde ne kadar etkisi vardir gibi konulardan malesef kapitalizim sistemi icinde sikisip kalarak yasayan Amerikan ebeveynlerinin cok az kismi farkinda.. Unlu cocuk psikologi Eric Ericson, cocucugunuz ile kurdugunuz bagin, onunla gecirilen her kaliteli dakikanin ve ona yapilan her turlu sevgi ve ilgi invesmentinin ona hayatta basari, mutluluk ve kendine guven olarak geri donucegegini ve anne ile bebegin arasinda ki iliski (bag) ne kadar kaliteli ve guclu ise bunun ilerde cocugun ikili isiliskilerine yansiyacagini bircok makalede ve arastirmada belirtmistir. Ben kendisi anne ve babasi full time calistigi icin yillarca nanny (bakici) elinde buyuyen ayrica bu isi de bizzat yapmis birisi olarak, anne sevgisi ve ilgisi alarak buyuyen cocuklar ve malesef nanny veya kres ellerine birakilmis cocuklar arasinda farki cok kolay gorebiliyorum… Time in tartismak istedigi konunun aslinda ana temasi bu bence, evet anne sutu onemli, ve anne sutu bebek ile anne arasinda ki ilk sevgi baginin baslangici, bence Amerika nin bogle bir kapaga ihtiyaci cok vardi, iyide oldu, cunki malesef burdaki cogu anne cocugunu birakin 4 yasina kadar emzirmeyi 6 ay emzirmekten aciz, (nedemis cok buyuk bir fedakarlimis da, gogusleri sarkarmis da, kilo almisda, aciyormus da, zamani yokmus da, zaten cocuk da icmek istemiyormus da vs vs bahaneler sinirsiz) bu kadinlari ve neden anne olduklarini /olmak istediklerini halen anlayabilmis degilim, cunki anne olmanin en ama en simple taski olan emzirme routinini yerine getirmekten acizler… sonra da yillar gecip cocuk buyuyup, yetiskin hale geldiginde… ah benim cocucum neden kimseye baglanamiyor acaba, neden sevgi arayisi icinde, neden yanlis iliskiler kuruyor, neden bizden uzak bogle vs gibi sorulari is isten gectikten sonra sorar dururlar kendilerine.. Too late baby it is too late!!

  19. bj says:

    katılıyorum. ben emzirmezdim pratik sebeplerle ama emzireni de kınamam. ensestle aynı cümlede kullanılması ise inanılmaz hiçbir şekilde örnek verilemez çocuk tacizine,.freud gibi adamların her şeyi sekse bağlayan bakış açısına göre açıklanamayan duyarlılıkları olabilir insnaların. batı heryeri kendi gibi biliyor başka kültürlerde “meme” playboydaki gibi pazarlanmıyor ve tek işlevi emzirme bir çok toplumda memenin en ufak cinsel anlamı yok ona bu anlamı yükleyip erkeğin arzu objesi yapan, kadınları doğal süreçlerden ümitsizce kaçırıp şişme bebeklere çeviren içinde yaşadığımız toplum. bu kadar öğrenilmiş bir şeyi 3 yaşında bir oğlanın algılaması uyarılması ancak fantezi olabilir.eskiden çok kadın bunu yaparmış evet,şimdi mi daha çok sapkın ve problemli insan var o zaman mı? cinsel “tercihi” okul seçer gibi çoktan seçmeli yapan , okul parası için kendini satmayı normal karşılayan, pornoyu insanın “doğal” ihtiyacı haline getiren bir kültürde 3 yaşında çocuğu emzirmek en tehlikeli”tabu”! aynen diyorum ki tartışacak bu mu kaldı, 2 ay emzirme oranı yüzde 10larda bile değilken ne büyük mesele…

  20. Femme noir says:

    Karşılaştığım için yazdım, ben bunu klinik pratiğimde çok gördüm demişim zaten. Çocuklarımız için yaptıklarımızın büyük kısmını kendimiz için yapıyoruz, çoğu zaman bu problem olmuyor çünkü iki taraf için de iyi olabiliyor sonuçlar, bence 4 yaşında bir çocuğu emzirmek iyi sonuç doğuracaklardan değil.Bilimsel çalışma konusuna gelince, psikodinamik alanda toplum çalışması yapmak mümkün degil siz de takdir edersiniz, ancak vakalar üzerinden konuşmak mümkün oluyor, siz prospektif kohort görmeden inanmam diyorsanız ona birşey diyemem, buyrun on yaşına kadar emzirin, çocuk sizin çocuğunuz. Ama ben bildiğimi yazmazsam çocuklara haksızlık etmiş olurum, o yüzden yazdım bunları..

    • ÇokBilmiş says:

      Zaten ben uzun süreli emzirmenin bir zararı olamaz da desem, siz de uzun süre emen çocuklarda psikolojik sorunlar çıkar muhakkak da deseniz emzirme anne ile çocuk arasında olduğundan ve devlet de bunu engelleyemeceğinden isteyen çouğunu 10 yaşına kadar da emzirir.

      Yalnzı sorun şu: Siz bir psikoloji mesleği mensubu olarak “Uzun süre emen bebeklerde psikolojik sorun olur” derseniz, uzun süre emmiş olan bebekler bundan utanç duyarlar. Nerden mi biliyorum? Ben 32 aylık kızımı emzirdiğimi çoğu zaman söylememey tercih ediyorum, çünkü aynen sizin söylediğiniz gibi çocuğumu suiistimal ettiğimi ve benim memeyi kesmemem yüzünden ileride psikolojik sorunları olacağını söylüyorlar. Benim açımdan zerre önemli değil ama yarın öbür gün kızımın uzun süre emdiğini bilen insanlar tarafından taciz edilmesini istemiyorum.

      Memei emzik gibi değildir. Yapay değildir, zorla bıraktırılması gerekmez. Neyi, ne zaman, ne kadar yiyebileceğini bilen bir bebek memeyi de ne zaman bırakacağını kendisi bilebilir.

      Şehirleşmiş toplumlarda “4 yaşında bir çocuğu emzirmek iyi sonuç doğurmaz” yargısını desteklemek ya da olumsuzlamak için yeterince örnek bulamayabilirsiniz. Ama halihazırda “gelişmemiş” pek çok toplumda örneğin Eskimolarda örneğin Tataristan’da örneğin Anadolu’nun kırsal kesimlerinde çocukları ve hatta özellikle erkek çocukları 4-5 hatta 7-8 yaşına kadar emzirmek doğal kabul ediliyor. Pekala oralarda bu çocukların ve aynı şekilde emerek büyümüş olan anne-babaları ile büyükanne-büyükbabalarının uzun süre emmeden kaynaklanan psikolojik sorunları olup olmadığı incelenebilir. Ki bence incelenmiştir de muhakkak ama kendi uzmanlık alanım olmadığı için o tür araştırmalara ulaşamıyorum.

    • Moonshine says:

      Bjin de soyledigi gibi, memelerin cinsel fonksiyonunu boylesine irdeleyen, one cikaran, kadinlari plastik “Barbie”ler haline getiren, BAti toplumlarinin yzolasmis guzellik kulturu. Memelerin cok onemli ve faydali bir islevi daha vardir, o da cocugunu beslemektir. Ayrica 4 yasinda bir cocugun annesinin sutunu emmesini garip karsiliyorsaniz, ayni yastaki cocugun baska bir hayvanin (inegin) kendi yavrusu icin salgiladigi sutu icmesini neden garipsemiyorsunuz? (Kaldi ki bunu yapan sadece insanoglu, baska hic bir hayvan baska bir hayvanin sutunu icmiyor) Hersey toplumsal normlarla ve sizin kafanizda olusturdugunuz “normal”le ilgili, gordugunuz gibi.

  21. ” Bunları tartışmayalım, şunları tartışalım” başlıklı bir yazıda yine bunlar tartışılıyor kaçınılmaz olarak:) 4 yaşına kadar emziren bir annenin (en azından günümüzde) bunu aman da çocuğumla duygusal bağ oluşturayım telaşıyla yapmadığı, sadece daha rahat ve daha kolay olduğu için yaptığı hepimizin malumu umarım. Fotoğraftaki gibi görünen bir anne extended breasfeeding’i ancak moda olduğu için uyguluyordur. Kalçalarına biraz yağ eklersek attachment parenting’e inandığı için uyguluyordur. Evet bu kadar da stereotype yapılmaz, ayıp ama bu da doğru. Time’ın makalesinin içine girecek olursanız ikinci model annenin resmini de göreceksiniz ama aslında makale bundan ibaret değil, Dr. Sears’ın etrafında dönerek attachment parenting’i sorguluyor.

    Netice itibariyle benim fakrında olduğum bir extended breastfeedinging çocuğun seksüel gelişimine etkisi konulu bir çalışma yok çünkü modern dünyada bu tabudur.

    Konu hakkındaki yazım: http://bebekyapimbakimonarim.blogspot.com/2012/05/attachment-parenting-ve-iyi-ebeveyn.html

    Eren

    • ÇokBilmiş says:

      “Modern dünya” derken kastınız batı toplumları ise evet bu bir tabudur. Ama Modern dünya üzerinde coğrafi anlamda çok büyük bir kesim hala çocuklarını uzun süre emzirmeye devam ediyor. Bu insan toplulukları üzerinde pekala araştırma yapılabilir.
      Eminim bunu benden başka biri daha akıl etmiş ve o tür araştırmalar yapmıştır 🙂

      • Cokbilmis hanim, dedigim gibi benim o arastirmalardan haberim yok. 1-2 tanesini bulup paylasirsaniz ne guzel olur:)

        Eren

        • ÇokBilmiş says:

          Kendi alanım olsa hemen bulurum da işte nereyi, hangi başlıkla taramam gerektiğini bilemiyorum.

          Geçenlerde bilimsel olmayan bir yazı okumuştum. Tataristan’da özellikle erkek çocuklarının 4-5 yaşına kadar emzirildiğine dair. Uzun süre emzirilen çocukların güçlü kuvtli olduklarına inanıyorlamış ve hatta bu nedenle anne sütüne “pehlivan aşı” diyorlarmış. Arıyorum, o yazıya da ulaşamıyorum, nerede okuduğumu unuttum 🙂

          Ama yazıyı okurken düşündüğümü çok net hatırlıyorum: “Ben Tataristan’da psikolojik sorunları ve seksüel “disorder”ları fazla olan erkek grubu bulunduğuna dair bir ibare duymadım hiç. Tataristandaki suç oranlarının diğer ülkelerden çok olduğuna dair bir şeyler de duymadık hiç. Demek ki erkek çocuklarını uzun süreli emzirmenin belirgin bir sorun yarattığı iddia edilemez” diye düşünmüştüm.

          Ah, yazıyı bir bulabilsem 🙂

          • Ha, o tip calismalar cok var. Indogenous (turkce karsiligini bilmiyorum) dedigimiz toplumlarda geleneksek olarak cocuklar senelerce emziriliyorlar. Ama bu yukarida da yazdigim gibi `bilincle` yapilmiyor. Daha kolay oldugu icin ve baska turlusu bilinmedigi icin…

            Eren

          • ÇokBilmiş says:

            Bilinçle yapılıp yapılmamasının ne farkı var ki?
            Bilinç derken ayrıca, neyin bilinci?
            Mesela Tatarlar, bebeklerinin güçlü kuvvetl olmasını istedikleri için bile isteye emziriyorlarmış. Başka imkanları olmadığından değil yani. Bu yeterli bilinç sayılır mı?
            Bu arada ben de 32 aylık kızımı emzirmeye devam ediyorum. Bunu da “bilinçle” yapıyorum. Bile isteye emziriyorum yani. Yoksa çocuk pirzolaları sıyırıyor aslında 🙂 Yani çocuk anne sütünü karnını doyurmak için almıyor. Ayrıca doktora öğrencisi ve araştırma görevlisiyim. Ayrıca emziren bir anne olmak “kolay” da değil. Ha, belki “çocukluk çağımda yaşadığım dugusal boşlukları kızımla kurduğum ilişki ile doyurmaya çalışıyorum”dur 🙂

            Bebeğimi uzun süre emzirdiğimi söylemeye utanır olacağım neredeyse… Baksanıza hem kendi psikolojik sorunlarımı deşifre etmiş oluyorum, hem de kızımın gelecekte seksüel disorderlı psikoljik sorunlu bir tip olacağını lanse etmiş oluyorum. En iyisi “6. aydan sonra emzirmedim” diyeyim ben soran olursa 🙂

  22. Husra says:

    Etrafimizda hissizlesen ve ic dunyasina donemeyen insanlarin sayisi surekli artiyor. Oyle bir sistemin icinde yasiyoruz ki en magdur olan masum cocuklara bile artik yakinlik gosteremiyoriz. En son kendi cocugunuz disinda baska bir cocugun basini ne zaman oksadiniz, icten sarildiniz, onun basarilariyla kendi cocugunuzda oldugu gibi icten mutlu oldunuz?  Evet Burcu cok hakli, vicdan sahibi olmayan , materyalist, empati kurmayi bilmeyen, curumus sistemin icinde uyutulmus bir nesil geliyor. Hepimizin tek derdi bu olmali bence.  Ne cocuguna hamburger yediren ne de 6 yasina kadar emziren anne,  once bir silkelenip kendi on yargilarimizdan kurtulalim, daha cok hissedelim, daha cok sevelim. O zaman ortada gercekten tartisilacak hic bir sey kalmayacak.

  23. smyrna says:

    Ben sütüm üzüntüden kesildiği ve bir daha gelmediği için ilk çocuğumu emzremedim. Bu benim içimde bir yaradır. İkinci bebeğim henüz 3,5 aylık ve sütüm olduğu, bebeğim istediği sürece emzirmek istiyorum. İnsanlar başkalarını yargılamakta çok acımasızlar. İlkini emzrememek benim için çok üzüntü verici bir durumken, aaa mama mı veriyorsun, anne sütü şöyle iyi böyle yararlı bıdı bıdı bıdı… derlerdi. Şimdi 2 yaşını geçtiğinde emzirmeye devam edersem gene bıdı bıdı yapacaklar. Herkes bir başkasının hayatı hakkında sınırsız konuşabileceğini sanıyor. Bu konuda çok kavga edeceğim sanırım.

Yanıtla baharb

designed by GeCe for personal use of Pratik Anne