Diyeti bırak, sağlıklı beslenmeye bak

Mar 29, 2012 - 5 Yorum

Başkalaşım yazılarını hatırlarsınız. (Hatırlar mısınız?) İnişli çıkışlı kilo verme maceramda nirvanaya erip yaş 35’e dayanırken, kendi çapımda doğru yolu bulma maceramın bir safhasını daha bitirirken, içimde büyüyen enerjiyi isteyenlerle paylaşmak için Sağlıklı Beslenme ve Aktif Yaşam grubunu kurmuştum. Bu grupta yaklaşık 110 kişi olduk. Ocak başından beri ben de dahil olmak üzere birbirimizi doğru yolda tutmak için destek oluyoruz. Fazla kilolardan kurtuluyoruz. Ayrıca birbirimizden çok şey öğreniyoruz. Öğrendiğimiz en önemli ve büyük ders ise bu tercihin (Sağlıklı Beslenme ve Aktif Yaşam) kısa süreli bir tercih olmadığı ve olmaması gerektiği.

Mart bitmek üzere malum. Yaz kapıda. Herkes diyet furyasına girdi. “Diyetteyim, diyettesin, diyetteyiz” statülerini, başlıkların, etiketleri görünce içim acıyor. “Arkadaşım, yanlış yoldasınız” diye bağırmak istiyorum. Herbirin(iz)e doğrudan olarak söyleyemediğim, veya o ortamda kısaca yazarsam söylemek istediğimi tam ifade edemeyeceğim için ben de buradan, kendi blogumdan seslenmek istiyorum.

Ey, 9 ay yanlış beslenip, 3 ay diyete girerek 9 ay yaptığı yanlışı 3 ayda düzeltmek yerine iyice eline yüzüne bulaştıran arkadaşım: Bu gittiğin yol yol değil. Sen gel bir dinle, yol yakınken dön. Bak tecrübe ne diyor?

Türkiye gibi sebzesi bol, mutfağı sağlıklı yemeklerle dolu, kadının hasının mutfakta maharetli, annenin asli görevinin ev halkını ev yemekleri ile doyurmak olduğu bir kültürden geliyoruz. Ve fakat paketli gıda sektörü hepimizin gemlerini almış eline, bizi bir oraya bir buraya koşuyor. Onlar sırtımıza kamçıladıkça biz yiyoruz. Sonra diyet sektörüne postalıyorlar hepimizi. Hapıydı, sapıydı, içeceğiydi, güzellik salonuydu, hatta estetisyen doktoruydu. Onlar da bizi iyice mıncırıyor. Kendimiz hafiflemesek bile cüzdanlar iyice hafifliyor.

Bir tarafta şekerli, kremalı, unlu, hamurlu yiyecek reklamları, öbür tarafta viktoryas sikrit iç çamaşırları, mayo giymiş cıbıl hatun reklamları aptala dönüyoruz.

İşin kötüsü bizden daha beter bir çevre etkisi ile karşı karşıya bir nesil geliyor arkamızdan. Biz yetiştiriyoruz bu nesli. Anne, anneanne günlerinde, buluşmalarda homini gırtlak yiyip, sonra diyet yapan annelerini, teyzelerini görerek büyüyorlar. Televizyonda, bilgisayarda, telefonda, sokakta kendilerini hedef alan reklamlarla hipnotize olarak büyüyorlar.

Ben de geçtim bu yollardan. Senelerce 9 ay yedim, 3 ay diyet yaptım. Her diyet bittiğinde ben de bittim. Yanlış yola gerisin geri bodoslama girdim. Sonra yine 9 ay ye, 3 ay aç kal. 2 ileri 1 geri bile değil. 1 ileri 2 geri gittim. Moralim bozuldu, kendime kızdım, etrafımdakilere kızdım, kendimden nefret ettim.

Sonra sağlık problemleri çıktı. Kazın ayağı kokuşmaya başladı. Ne zaman ki 9 ay sağlıksız beslenerek, 3 ay da beslenmeyerek vücuduma işkence ettiğimi farkettim; ne zaman ki vücuduma doğru besinleri sokmak varken, sağlıksızları tercih ettiğimi, kısa vadede bu yiyeceklerin verdiği zevkin uzun vadede feci zararlara, üzüntüye, halsizliğe, ve bu yüzden daha fazla açlığa yol açtığını farkettim; o zaman 180 derece tornistan çarkettim. Sene başında daha yeni bitirdiğim programın ardından “hadi canım, bir kerecikten ne olacak?” dediğim anda vücudum bana “Iıı-ıh cısss” dedi. O kadar alışmış ki temiz ve sağlıklı beslenmeye, bana göre çok küçük kaçamak bile ters tepti. Yanlıştı yaptığım. Vücuduma bir kere bile zararlı gıdalar sokmak yanlıştı. Bunu ben idrak edemiyorsam, vücudum bana gerekli uyarıyı yapacaktı ve yaptı.

Çoğumuza vücudu bu uyarıyı yapıyor aslında, fakat hepimiz görmezlikten geliyoruz. Veya suçu kendimizde aramak yerine başka şeylere atıyoruz. Tabi biz nasıl sorumlu olabiliriz ki yediklerimizden? Esas fast food şirketi, hazır paketli gıda firması, restoran, o bu suçlu. Oradan yemeyi seçen kendimiz hiç suçlu değiliz. Neden onlar sağlıklı şeyler satmıyorlar? Çocuklarımız için de aynı işaretleri veriyor vücutları, fakat “çocuktur, ister, yesin. Şimdi yedirmezsen sonra daha fazla yer.” mantığı ile yelkenleri indiriveriyoruz. Okullara, kantinlere, çocukların boyların eriştiği raflara en tehlikeli gıdaları yerleştiriyoruz. Çocuktur. Büyüyünce o da diyet yapar.

İşin özü şu: Fit olmak istiyorsanız, sağlıklı olmak istiyorsanız, enerjik olmak istiyorsanız, ışıl ışıl parlamak istiyorsanız bu işi kısa vadeli değil uzun vadeli hayatın bir parçası olarak kabul edeceksiniz. 3 ay diyet değil, ömür boyu sağlıklı beslenmeyi ve spor yapmayı seçeceksiniz. Zevki lezzeti unluda, hamurluda, tatlıda, tuzluda, gazlıda da değil, taze yeşilde, kokulu kırmızıda, çıtır çıtır turuncuda bulacaksınız. Şeker hastası olmadan, şeker hastası gibi şekerden; kalp hastası olmadan, çölyak hastası gibi unludan, hamurdan uzak duracaksınız. “Aaa diyette misin?” diyenlere, “hayır, ben sağlığıma dikkat ediyorum” diye cevabı yapıştıracaksınız.

Neticeye değil, haticeye bakın. Hatice sizi eninde sonunda neticeye ulaştıracak. Kaç günde kaç kilo verdiğinize değil, vücudunuzun yağ kas oranına bakın. Kaç beden zayıfladığınıza değil, vücudunuzdaki kan, vitamin ve diğer önemli değerlerin sağlıklı seviyede olup olmadığına bakın. Bunu hemen yapmazsanız, malesef eninde sonunda bir yerden kısa devre yapacaksınız. Genç olsun, orta yaşlı olsun, erkek olsun, kadın olsun, bir kişiyi ama sadece bir kişiyi, bu kestirme yolun yol olmadığına; her gün sağlıklı beslenip spor yaparak ve aktif kalarak kendine ve ailesine en büyük iyiliği yapacağına ikna edebilirsem, ne mutlu bana.

Aşağıdaki iki videoyu da izlemenizi tavsiye ediyorum. İkisi de ingilizce ama alttaki Türkçe altyazılı.


Etiketler: , , ,
Kategoriler: Beslenme, Güzellik, Sağlık

«       |       »




"Diyeti bırak, sağlıklı beslenmeye bak" için 5 Yorum yapılmış.

  1. yeliz says:

    HARİKASIN! İşte ilkerin yaptığı da bu! 5 ayda 15 kilo verdi. ve yaptığı çok basitti. öğlen sebze yiyorsa, akşam protein ve salata yeşillik mutlaka, yoğurt sofrasında mutlaka olacak. Bu kadar. 6 ay önce kan değerlerine göre kollestrol ve hipogliserit ile karaciğer yağlanması sadece bu düzgün yeme düzeni ile tamamen normale döndü. Arada kaçamak olur, makarna yersin, pizza yersin ama hayatının geneline sağlıklı beslenmeyi yaydın mı, onlar hayatın ufak tatları olur sadece.
    sevgiler,
    kilo vermek isteyenler için harika bir yazı olmuş.

  2. dilek says:

    çok güzel bir yazı, ben de dün diyet yazısı yayınladım. Ama tabi ki dediklerine katılıyorum. Normalde de sürekli dikkat etmek gerekiyor. Ama ilk önce hamilelikde alınan kilolar için bir diyet yapıp sonra o kiloları koruyabilmek. Ve hatta dediğin gibi sağlıklı yaşayabilmek önemli olan… Facebook gurubunuza katılmak isterim.

  3. dilek says:

    videolar da harika, çok beğendim:)

  4. yuksel says:

    sebzeleri tanimayan cocukkari agzim acik izledim. adamlar milleti evde yemek yapmaya alsitirmaya calisiyorlar tekrar, turkiye’de ise millet disarida yemek yemeye alisiyor..fast foodlar hinca hinc dolu..illa ayni surecten gecmek zorunda miyiz??????

    sut icmeyen ogluma aromali sutlerden alsam icer mi acaba diye dusunuyordum tam da .vazgectim…

    paylasim icin tesekurler pratikanne..

    pratikannenin facebook’daki grubuna uyeyim ben de …aliskanliklarni degistirmek isteyen herkes bu veya benzeri bir gruba, facebookta olmasa da olur katilmali..motivasyon ve bilgi alisverisi sagliyor.

    aliskanliklarinizi degistirmeye basladiginizda etrafinizdan teppkiler alacaksiniz ama siz pes eetmezseniz etrafinizdakiler tepkilerinden vazgececek hatta sizin yolunuza geleceklerdir..tecrubeyle sabittir..

  5. Cocuklacocuk says:

    Pratik annem , nasıl güzel anlatmışsın , ağzına sağlık.
    büyük kızımın sebzeyle hiç arası yok, benim de suçum vardır bunda. Uzun zamandır bunu değiştirmeye uğraşıyorum, yazın da motive etti beni
    Çok teşekkürler

Yanıtla Cocuklacocuk

designed by GeCe for personal use of Pratik Anne