Kızlara oje, erkeklere silah

Feb 26, 2012 - 13 Yorum

Çocuklarımıza aktardığımız kültür (veya bilinç, herneyse) o kadar mikro birşey ki, ülkeden ülkeye değiştiği kadar, resmen yan evden bizim eve bile değişiyor. Çocuklarımıza giydirdiklerimizden, yedirdiklerimize, ellerine verdiğimiz oyuncaklardan, yapabileceklerine izin verdiğimiz şeylere ve yaşlarına kadar herkesin normali veya doğrusu bambaşka. Bu konuda birbirimizi bir o kadar fena yargılıyoruz. Ay o çocuğuna bunu giydirmiş, ay bu yaşta çocuğa bu verilir miymiş. Mışmış da mışmış.

Bu konuyu sosyolog (veya anne olduktan sonra fahri ordinaryus sosyolog) olan arkadaşlara bırakıyorum. Ben kendi içimdeki ikilemi paylaşmak istiyorum. Kız çocuk, erkek çocuk bilinci ve resmen ayrımcılığı.

Yaz kampları ve okul sonrası programlarda daha çok yaşıt erkeklerle grup halinde vakit geçirmeye başladıktan sonra, Kıpırcan silahlı, savaşlı oyunlara ve oyuncaklara merak sardı. Hiç alakamız oladığı halde bizden evvel Transformers gibi şiddet içeren filmlerden haberi oldu. Oyuncak silah almamızı, Transformers’a götürmemizi istedi. Tabiki istediğini yapmadık. En büyük sebebi benim ciddi derecede huylanmam. Benim için çocuğuma oyuncak silah almak mümkün değil. Eşim, “benim de çocukken oyuncak silahım vardı, psikopat olmadım” dese de benim elim gitmiyor.

Çocuk deyip geçmemek lazım, Kıpırcan benim oyuncak silahlara ve silahlı vurmalı savaşlı oyunlara ne kadar hassas olduğumu biliyor ve nabzıma göre şerbet vermekte oldukça usta. Benim yanımda kesinlikle sözünü etmiyor, hiç sormuyor. Hatta iki üç kere babasına benim duymadığımı zannederek “Anne duymasın. fısır fısır. Bu aslında silah.” dediği oldu. Almadığımız gerçekçi silahlar yerine yazın su tabancaları (adı üstünde), kışın legodan yapma özel silahlarla idare ediyor. Her dakika değil ama garibim benim yanımda çok dikkatli.

Kızımız Kımılnaz ise altın çağını yaşıyor. Kendisi süs ve püsle ilgisi olmayan bir annenin kokoş kızı. Arada oje sürmek istiyor. (Çok açık bir renk veya parlatıcı olması koşulu ile) İzin veriyorum. Parlatıcı veya chapsticklerimin bazılarına el koydu. Prenses kıyafetleri var ve istediği yere giyip gidebiliyor. Çok da abartmayayım. Elbiseleri dışında makyajımsı şeyleri nadir istiyor ama istediğinde izin veriyoruz.

Oyuncak küpeleri var, onların da devamlı klipsleri kırılıyor. Benim taktığım delikli küpelere özeniyor ama kulağında delik yok. Bebek yaşlarda kızlarının kulağını deldirenleri biliyorum. Benimkileri de annemler 7 yaşımdayken deldirmişler. Burada sorunum küpe takmak değil, kızıma kıyamamak 🙂 E ama oğlana doğduğunun ertesi günü sünnet yaptırdık!?!?!

Annelik bana perhiz ve lahana turşusu deyişini bir kere daha yalatmış ve yutturmuş bulunuyor. Sanırım bu durumda kısa çöpü çeken taraf Kıpırcan oluyor. Geçen hafta yazdığım Bir Eğitim Ütopyası yazısına Evren‘in bıraktığı

“Okullarda öğrenilen şeylerin çoğu unutuluyor zaten, özde aileden öğrendiklerimiz kalıyor. Giderek anne-babamızı buluyorsak kendimizde, biraz da ondandır.”

yorumu içimi bir nebze rahatlatıyor. Eşim mafya babası olmadığına, ben de Nicki Minaj olmadığıma göre, bizim çocuklardan hala ümit var demek.

Var mı sizlerde de bu veya benzeri, çocuklarından birini kayırıyormuş hissi bırakan uygulama veya kararlarınız?


Etiketler: , ,
Kategoriler: Eğitim

«       |       »




"Kızlara oje, erkeklere silah" için 13 Yorum yapılmış.

  1. Bizde yok:) benim oğlan 2 yaşında. oyuncak silahları var ve hiç karşı çıkmadım. bu konuda geçen sene ben de bir yazı yazmıştım hatta. Çocuklar oyuncak silahlarla oynuyor diye, öyle filmler seyrediyor diye değil, aile içinde gördüklerine göre şiddete meyilli olur. Eşinize katılıyorum ve ben de öyle düşünüyorum. ayrıca at,avrat, silah diye bir şey var:) Büyüdüğünde de iyi bir atıcı olmasını ve silah eğitimi almasını da isterim.Dünya kaos içinde bir yer. Ama bu demek değildir ki silahla oynayan çocuk vahşi olacak. Bütün erkek çocuklar silahla oynamıştır(bizim kocalarımız gibi) Benim eşimin birisiyle kavga ettiğini bile görmedim ben 4 senedir.En fazla sinirlenir, söver:)
    Kız çocuklarında böyle şeylere dikkat edilmiyor bence, ikilik burdan çıkıyor. Kız olunca mutfak eşyaları, ojeler süsler püsler serbest oluyor, ileride nasıl bir kişiliği olur bunlarla oynarsa diye sorgulanmıyor. Oyuncaklar konusunda rahat bırakmak lazım, yasak olan her zaman en cazip olandır. 🙂

  2. Bizde tek çocuk olduğundan kayırma durumu yok fakat bazı seksist yaklaşımlar seziyorum kendimde ve dehşete kapılıyorum. Silah, süper kahraman, savaşçı oyunlar kesinlikle yasaktır bizde. Ben sadece erkek çocuklarında şiddeti körüklemesinden değil, bir insan olarak da karşı olduğumdan reddediyorum. Rüzgar bazen çaktırmadan legodan falan silah imal etmeye çalışıyor, yüzüne vurmuyorum, görmezlikten geliyorum o zaman. Fakat geçenlerde beni dikkatle izleyip “anne, büyüyünce ben de senin gibi makyaj yapacağım” deyince, vücuduma elektrik verilmiş gibi hafiften bir çarpıldım :)) Eşim, “erkek çocuk bu, engelledin engelledin bak gördün mü, n’oldu şimdi?” diye azarladı beni. E n’apayım yani, kırılgan olmasın diye illa ki çocuğun eline kalaşnikof mu vereyim?

  3. yeliz says:

    silah mevzusu beni de çok geriyor. Ama acaba içgüdüsel mi diyorum, zira Cars ilk filmindeki Red’in Şimşek’e su püskürtme sahnesini o kadar seviyor ki eline geçirdiği ya da yaptığı herşeyi püskürtmek için kullanıyor ve silah gibi tutuyor. Bilemedim. Belki eninde sonunda bulaşacak ama mümkün mertebe geç olsun:)

  4. nesrin galatalı says:

    Biz oğlumuza psikolog zoruyla silah aldık. Savaşın erkeklerin doğasında olduğunu, engellememek gerektiğini söylediler. Biz de aldık ve silahla oynamayı çok seviyor. Sonra düşündüm ki hiç silahla oynamamış bir erkek çocuğu yirmili yaşlara geldiğinde mecburen askere gidecek, (Onların zamanında değişir mi bilmem.) ve eline sileh verecekler, hatta adam öldürmesini isteyecekler. Ne diyecek çocuk? Ben savaşa, silaha karşı olarak yetiştirildim, hem zaten askere de sosyalleşmek için geldim mi diyecek.
    Esas ilginç olanı oğlumdan iki yaş küçük kızım da abisine özeniyor ve arabalarla falan oynuyor. Hep pantalon giyiyor. Prenses elbisesi giyse ya da oje sürmek istese diye gözünün içine bakıyoruz:)

  5. Nilhan- Küçük mucizem says:

    Bizim ki de henüz tek ama oje ile de silah ile de kreşte tanıştı. ben ki hiç hazzetmezdim minik yavrulara oje sürülmesinden. oysa şimdi kızıma oje bakıyorum. ve elini silah şekline sokup – tak tak ses çıkarıp bizleri öldürdüğünü söylüyor. Sen dikkat etsen, başkaları etmiyor. Neyden nasıl koruyacağımı şaşırdım .

  6. tijen miriam says:

    valla bende daha oyuncak silah almadim 3,5 yasindaki ogluma,benimde elim gitmiyor…:)

  7. Benim kızımda sabahları ben makyaj yaparken tıpır tıpır yanıma gelip , bende yapıcam bana da ver diyor. 3 yasında oldugu için öyle oje sürülmesi makyaj malzemeleri ile oynaması fikri canımı sıkıyor , izin vermiyorum .
    Ama prenses elbisesi gibi şeyler istemeler, peri kızıyım ben demeler yeni yeni kreşteki kız arkadaşlarından esinlenip öğrendiği şeyler muhakkak. Herzaman degil ama kkostüm partisi oldugu zaman giymesinde sakınca görmüyorum.

  8. Evren says:

    Pink Brain, Blue Brain’i okudum simdi. Tam bu konular; okumadiysan tavsiye ederim. Erkekler ve kizlar arasinda aslinda gen sayisi olarak cok az fark olsa da, hormonlarin yarattigi bir takim farkliliklardan bahsediyor. Bunlar aslinda cok kucuk farkliliklarmis ve fakat sosyallesme ile buyuyormus. Kitabin ana tezi, farkliliklar vardir ve fakat ucuruma gitmeden yapilacak seyler de vardir (ki bunun icin somut onerileri var her bolumde). Kizlarin erkeklerden ve erkeklerin kizlardan ogrenecegi cok sey oldugunu, iki cinsin de ‘eksik’ yonlerinin gelistirilebilecegini soyluyor.

    Agression icin de, erkeklerin evrim surecinin bir parcasi olabilecegi konusunda teoriler varmis. Sadece insanlarda degil, cogu memeli hayvanda, erkekler soylarini devam ettirmek (kadinlari dollemek) icin birbirleriyle savasmasi gerektiginden bin yillardir varolan bu ozelligin kolayca silinmediginden bahsediyor. Kitabin yazari neuroscientist kadinin 2 oglu ve 1 kizi varmis, hicbir zaman silah konusunda tesvik etmediklerini ama engellemediklerini de soyluyor. Sonuc olarak tek yaptigi sey bu degilse, ki biliyorum degil, problem olmayacaktir diye dusunuyorum. Farkli oyunlar kurup her yonden desteklemek (ki senin de daha once yazdigin gibi ilk egitimciler biziz onlarin hayatinda) ama yapmak istedikleri seyleri de engellemek gerekiyor herhalde. Bu arada bizimki de oje ve lipstick diye tutturuyordu, uzun sure direndim, sonra Burt’s Bees’in lipsticklerinden aldim, kisa surede hevesini aldi ve bir daha istemedi. Belki de engellemek gercekten daha cok arzuya sebep olacaktir. Bu konularda ben de cok hassasim ve bir sey yapmadan once her seferinde dusunuyorum, oglum olsaydi da ayni seyi yapar miydim diye 🙂

  9. Ergem says:

    Merhaba,
    Ne kadar haklisiniz. Ben kizimin bu ojeye, suse puse merakindan cok kaygiliyim. Ayrica geleneksel rollerden de sikinti duyuyorum bazen. Farkinda olmadan onlara bir suru sey empoze ediyoruz. Gercekten ozlerine donmeleri olacaksa harika.

    Bu arada size siddetle Richard Louv’un Nature Deficit Disorder kitabini tavsiye ediyorum.

    Sevgilerimle,
    Ergem

  10. lilamoroda says:

    27 aylık bir oğlum var, bu zaman kadar biz ona silah vs. almadık, ama geçen gün amcası küçük plastik toplar atan bir tabanca almış, bowling kukalarını devirmek amaçlı. Oğlumuz çok sevdi, devamlı atış yapmak istiyor.
    Ama ben zararlı olduğunu düşünmüyorum, anaokulunda pedagogluk yapıyorum ve hiç tabancayla oynamamış erkek çocukları bile legolardan silah yapıyorlar, birbirleriyle askercilik oynuyorlar.
    Eğitimde nokta yoktur. Anne-babaların uygun rol model olmalarıyla ve olumlu bir çevreyle çocuk kendi kişiliğini oturtacaktır.

  11. ilknur says:

    Bizdeki durumlar tam tersi. Benim kizim 4 yasinda ve hic suslu puslu seyleri sevmiyor. Kreste gununun %20sini kizlarla oynayarak geciriyorsa, %80inini oglanlarla oynayarak geciriyor.Hayatinda hic star wars izlememesine ragmen bir cok star wars karakterini biliyor. Hatta en buyuk derdi star wars`taki butun karakterleri bilmemesi. Legolardan uzay araclari yapiyor, onlari savastiriyor. Bizim bunlarin hic birinde bir etkimiz olmadi. Onu pembe dunyadan cok science`la ilgili seylere yonlendirmeye calistik. Ama oyle erkek oyunlarina hic ozendirmedik. Ben de diger kiz cocuklarinin nasil bu kadar suslu seylere merak saldigini merak ediyorum aslinda.

  12. asna says:

    Kisa cöpü cekmekten ziyade ilk cocuk olmanin cilvesi diye düsünüyorum ben.
    Ilk ne olursa olsun ilk olmaktan cikmiyor. Bizim evde üc kiz var, 3-2-1 yaslarinda 🙂 Büyük 2 yasindayken ‘tabu’ olan meseler ortanca icin siradan, ortanca bir yasindayken ‘mümkünati yok’ dediklerim ufaklik icin coktan mümkün oldu bile :)))

    Bizim büyükte bu aralar eteksiz cikmiyor, kresteki kizlar etek giymeyince oyanmiyorlarmis cünkü?!

    O degil de, kim ütüleyecek o etekleri? :))

Yanıtla Nilhan- Küçük mucizem

designed by GeCe for personal use of Pratik Anne