Çocuklara sağlıklı beslenme bilinci aşılamak

Jan 15, 2012 - 24 Yorum

Bendeniz ailemde “çatlak kız” veya  “çatlak gelin” olarak biliniyorum. Çocuklarıma verilen tatlı ve şeker konusunda despot sayılırım. Kendim tatlı ve çikolata düşkünüyüm, orası ayrı.

Şeker ve tatlı derken sadece pastane, bakkaliye ürünlerini düşünmemek lazım. Sağlıklı alternatifi olduğu halde şekerli alternatifi sunulan herşey benim için lüzumsuz. Mesela meyveli yoğurt veya çikolatalı süt. Amerika’da pek bir sağlıklıymış imajı veren Fruit Snacks isimli meyve şekilli yumuşak şekerler. Bilimum bisküvi, kurabiye. İsmindeki tahıl veya kepek eki ile sağlıklı imajı veren bisküvi ve gofretler (granola bar).

Bunların hepsi inanılmaz oranlarda şeker ihtiva ediyor. En düşüğü porsiyon başına 10 gr. şeker ihtiva eden bu yiyeceklerden bir çikolatalı süt içseler, bir meyveli yoğurt ve bilmemne bisküvisi yeseler bir öğünde 30 gr şeker almaları işten bile değil. Çocukların kütlesindeki bir vücut için 30 gr şeker ne demek? 1 küp şeker 4 gramsa, 7-8 küp şeker demek. Kan şeker oranının tavan yapması demek. Dişlere ve damarlara tahribat demek. Şekerin bağışıklık sistemini zayıflattığını bilmeyen sağır sultan kaldı, hastalıklara davetiye çıkarmak demek. Dolayısı ile ben pimpirikliğimden vazgeçemiyorum.

Çocuklar hem beslenme alışkanlıklarını büyükleri örnek alarak öğreniyorlar, hem de kendilerini besleyen büyüklerin onları nasıl besleyeceğini çok iyi biliyorlar. Arabın yallellisi gibi “diyet değil sağlıklı beslenme” diye tutturmak için tek başına bu sebep yeter zaten. Kıpırcan ve Kımılnaz da evde ne yenip ne yenmeyeceğini, benim nelere, ne kadar ve ne zaman izin vereceğimi çok iyi biliyorlar. Arada şanslarını deniyorlar, orası su götürmez bir gerçek. Ayrıca kim daha esnek, kim değil bilerek bunu çok güzel kullanabiliyorlar. Eşim genelde benimle aynı çizgide ama bazı konularda benden daha esnek mesela. Ancak anneanne, babaanne, dede her istediklerini veriyorlar diye gözünü çıkarıyorlar. İşin komiği, kendilerine sorarsanız, bizleri büyütürken bize bu kadar şeker ve tatlı vermemişlerdir. İstesek bile hayır demişlerdir. Torunlarına, bırakın istemelerini beklemeyi, onlar istemeden sunuyorlar.

Bir süredir farklı bir yöntem izlemeye başladım. Çocukların yeterince büyüdüğünü düşünerek kaleyi içten fethetmeye karar verdim. Artık hergün yediklerimiz ve yememiz gerekenler konusunda çocukların beynini yıkıyorum. Kımılnaz daha 3.5 yaşında ve ondan çok çabuk bir geri dönüş beklemiyorum ama Kıpırcan’da bu beyin yıkama kesinlikle meyvesini veriyor.

Benden birşey istediklerinde eğer sağlıklı ise, istediklerini verip, “bunu yemen çok önemli bu çok sağlıklı ve faydalı” diyorum. Eğer istedikleri şey çok fazla şeker ihtiva ediyorsa, çok işlenmişse veya yağlı ise bunu ona açıklıyorum ve yememesinin daha iyi olacağını söylüyorum. Markette alışveriş yaparken, benimle gelmişlerse tercihlerimi neye göre yaptığımı açıklıyorum. Ayrıca şekerin, işlenmiş gıdaların ve zararlı yağların vücuduna nasıl zarar vereceğini de anlatıyorum. Sokakta obez insanlar gördükleri zaman, sağlıksız beslendikleri için böyle olduklarını konuşuyoruz.

En can acıtan tartışmalar, okul beslenme çantası içine koyduklarım için çıkıyor. Başka çocuklar abuk subuk çipsler getirdikleri için, onlardan istiyor. Ben de direk olarak kendisine, “oğlum, o cipslerin içinde zararlı şeylerin olduğunu bile bile sana yedirirsem, ben iyi anne olmuş olmam” diyorum. Kızıyor, hayaş kırıklığı yaşıyor ama ikna oluyor. Yemek için gittiğimiz bir yerde paketli gıda isterlerse, alıp Kıpırcan’a arkasını gösteriyorum. “Oğlum, bak içinde monosodyum glutamat var, yenmez bu zararlı” diyorum. İlla birşey alacakları varsa, sağlıklı alternatifini bulana kadar beraber okuya okuya arıyoruz.

Sonuçta Kıpırcan artık birşey isterken, “bu sağlıklı mı anne?” diye soruyor veya birşey yerken “bu sağlıklı değil mi anne?” diye teyit istiyor.

Bu yöntem Türkiye’de büyükler yanında kontrollü davranmalarını sağlayacak mı henüz test etmedik. Çocuklar istemediği halde sunulduğu için, zararlı olduğu halde sevdikleri şeylere hayır demeyebilirler.

Evet, aile efradı için benim bu tutumum kıl bir durum. Eşime göre fazla abartıyor gibi olabilirim. Halbuki ben çocuklarına hiç şeker, tatlı, meyve suyu vermeyen bir anne değilim. Ama son zamanlarda okuduğum her makalede, şekerin ve yaşamın durağanlaşmasının insan sağlığını tehdit eden en büyük iki unsur olduğunu okudukça, kısıtlamadan her istediklerini vermek, çocuklarıma bile bile zarar vermek olur. Üç ondan, beş bundan derken, ya da “şunun şurasında iki gün beraberiz. Yiyiversin ne olacak” mantığı ile yüklenen şekerin vücuda, hem de o küçük vücutlara verdiği zarar geri döndürülemeyebiliyor. Keza ben kendimde boğazımı tutamadığım zaman vücuduma, cildime olan etkileri çok daha çabuk ve belirgin bir şekilde görüyorum. Bu yaştan sonra kendi kendimi sağlıklı beslenme üzerine eğitiyorum.

Bü yüzden beyin yıkmaya devam. İleride kendi kendilerine , sağlıkları için faydalı olan seçenekleri tercih edip, diğerlerini reddedebilecek kadar kuvvetli bir irade gücüne sahip çocuklar yetiştirmek için ne kadar küçük yaşta başlarsak, o kadar iyi.

Diğer bloglardan konuyla ilgili sevdiğim yazılar:

Bir annenin seslenişi: “Çocuğuma şeker vermeyin”
Sağlıklı Beslemek Yeterli mi?


Etiketler: , ,
Kategoriler: Beslenme, Disiplin, Sağlık

«       |       »




"Çocuklara sağlıklı beslenme bilinci aşılamak" için 24 Yorum yapılmış.

  1. crocus says:

    süt aldığımız mandıra sahibinin Eylül Naz’a verdiği şekerler beni en çok tilt ediyordu.ama artık onunla da anlaştık:)
    yolda,otobüste ya da oturduğumuz her hangi bir yerde çocuk severken hemen ceplerinden şeker-çikolata çıkartırlar ya bir de o da var 😛
    Ben yemiyorum benim bilgim dışında her hangi birinin de vermesine müsaade etmiyorum,kötü kadın da olsam 😛

  2. adadoga says:

    Kendimi okudum sanki oğlum Ada doğduğundan beri aynı düşüncelere sahibim sizinle hatta oğlum 7 aylikken illa ağzına kurabiye verelim dediler yok olmaz ne gereği var zararlı dedikce tiktilar oğlumun ağzına o mınızın şey de boğazını tikatinca çok büyük korku atlattık ama bu kimseyi yildirmadi daha 1 yaşındaki cocuğa çikolata vermek ne demek anlayabileceğim seyler değil ama ben de bu konularda evde despot diktatör olarak tanınıyorum olsun umurumda değil dogruyu yaptığıma inanıyorum zararlı seyleri mutlaka yiyor tamamen kesmemin imkanı yok ama azaltmak benim elimde gecen yaz yazlıkta bu konuda babaannemizle “sinir” savaşları başlattık bana sen haklisin ama ben babaanneyim dedi ne demek bu ben cocuğu simdi mutlu edeyim ne olacak zararlarını ben görecek kadar yasamayacağım mı demek bak yine sinirlendim neyse beyin yıkamak olayı süper hemen basliyorummmm

  3. sheena says:

    Ben o cantadan, cepten cikan sekerlere cikolatalara karsi yalan soyluyorum direk, bende anlik tepki halini aldi.. Alerjisi var, yiyemez dedigimde hem israr etmiyorlar hem de ne var ne yok sakliyorlar..
    Gecen gun, gittigimiz hastanede muayene olmasi icin kandirmak amacli elma verdiler.. Bak sana ne getirdik diye arkalarinda bir sey sakladiklarini gorunce, yiyemeyebilir dedim, inatla yok yok yer yer dediklerinde sinir oldum, elma cikinca kendimden utandim. : )

  4. İpek says:

    Endişelerinizi ve amaçlarınızı anlamakla beraber, çocuklara küçük yaşlardan itibaren “sağlıklı” ve “sağlıksız” gıdaları, bu kadar irdeleyerek, bu kadar siyah ve beyaz olarak ayırarak empoze etmeye çalışmanın ileride ortoreksiya ya sebep olabileceğini düşünüyorum.

  5. Günaydınlar güzel bir hafta dilerim. Öncelikle yazınız çok ilgimi çekti bende iki kız annesiyim artık kocaman oldular orası ayrı şu anda bir torun büyütüyoruz bizde ailece bu konudan zamanında çok muzdarip olduğumuz için hepimizde çok duyarlıyız. özellikle o ne olduğu belli olmayan ve sorumsuzca satışı yapılan ürünlere çıldırıyorum. sizin de bu konudaki tutumunuzu hem testekliyor, hemde sizi tebrik ediyorum. güzel paylaşımlarda buluşmak üzere şirin bloğunuza evgiler bıraktım . minnoşları çok öpüyorum.

  6. Esra says:

    Ben de sizin kadar olmasa da çok dikkatliyim şeker konusunda. Hazır birşey neredeyse hiç vermiyorum çocuğuma ama evde az şekerli kek yapıyorum mesela. Bana kalırsa en büyük tehlike zaten hazır gıdalarda. Ve katılıyorum beslenme alışkanlıklarının çocuklukta yer ettiği kısmına, çok önemli bu sebeple erken yaşta edinilen alışkanlıklar aslında.

  7. Aylin Anne says:

    Oh, yanlız değilim, yaşasın 🙂

  8. ÇokBilmiş says:

    Ben bir hususa daha dikkat ediyorum: Şekerli gıdaları ödül olarak sunmuyorum.
    “Balığını yersen, çikolata alırım” filan demiyorum.
    “Süprizzzzz sana dondurma aldımmmm” yerine “sürprizzzz sana mandalina aldım” diyorum.
    “Haydi hep beraber tatlı yemeye gidelim” demiyorum da, “Yaşasınnnn, et yemeye gideceğiz” diyorum.

    2 yaşında. Eline verseler bile 2 kalemden fazla çikolata yiyemiyor. Büyüdükçe değişir mi acaba damak tadı?

  9. Husra says:

    Cocuklarimiz ya ortoreksiya (mi dediniz) olacak ya da hep beraber kanser olacagiz. Bilincli anne ve babalarin sayisinin gunden gune artmasi, hazir gidalardan hep beraber uzak durmak icin mucadele vermemiz gerekirken birileri hala cikip siyah-beyaz ayrimi yapmayin diyebiliyor. Yuz binlerce sirket sadece gida konusunda degil oyuncaktan tutun da giyime kadar cocuklarimizin uzerine bin bir turlu siyahi giydirirken biz anne-babalar bu katliami hep beraber oturup seyredelim degil mi? Bunu mu istiyorsunuz. Gida sektorunun dustugu icler acisi hali sapkanizi onune koyup dusunme firsati buldunuz mu, muhtemelen hayir. Bizler mucadele edecegiz, gerekirse siyah-beyaz ayrimi da yapacagiz, ya basimiza patlayacak ya da her halukarda zaten basimiza bir hastalik patlayacak.

    Ben cikolata askimi yenemedigim icin %70 ve uzeri kakao orani iceren organik cikolatalari almakta sakinca gormuyorum, cocuklara da bunu alistirdim. Evde minikler porsiyonlarimizi biliyor, kendileri serbestce istedikleri zaman mini minnacik porsiyonlardan antioksidan niyetine goturuyorlar :). Haftada bir gunu baking gunu ilan ettik, cikolata ve kek vs ozentilerini giderecek seyleri de saglikli alternatifler ve az sekerle yeniden yaratarak kendim yapiyorum, ise de yariyor. Agiz tadlari buna alisan cocuklar disarida yapay yaglarla, sahte sutlerle yapilmis tatlardan zaten uzak duruyorlar, yani cogu zaman. Bir de farmers markete, (veya koylu pazarina) sulalecek gidip senlikli bir havada alisveris yapiyoruz. Marketlere ise genelde anne baba tek olarak istirak ediyorlar 🙂

    • İpek says:

      Bizler sağlıklı ya da sağlıksız kelimelerinin altını nedenleriyle birlikte kafamızda doldurabiliyoruz ama küçük bir çocuk için bu çok zor. Tabi ki bilinçlendirelim, koruyalım ama çocugumuzu başkalaştırmayalım, diğer çocukları ötekileştirmeyelim, ne kendi çocugumuza ne de öteki çocuklara hastalıklı muamelesi yapmayalım diyorum. Bir restoranda çocuklara iyi bir hareket yaptıklarını sanıp topitop ikram ediyorlar. Bizden önce yemege gelen ve topitop verilen çocukları benim çocugum görüyor. Bana da verecekler yemeğim bitince di mi anne? diyor. Verecekler diyorum. Ne diyeyim? Vermeyecekler mi? Sen yiyemezsin mi? Sağlığına zararlı mı diyeyim? Sormayacak mı çocugum peki neden onlara verdiler, neden onlar yiyiyor anne? diye. Topitopunu alıyor da, yiyiyor da. Zaten 1-2 dk. içinde sıkılıp bırakıyor. Bunun için çocugun aklını karıştırmaya gerek duymuyorum. Ben normalde ona topitop almıyorum, dışarıda tek basına birisi ona vermeye niyet ederse engelliyorum ama sosyal ortamda, özellikle birden fazla çocugun da aynı şeyi yediği ortamda engel olmanın iyi sonuclar doguracagını düşünmüyorum.

      • Pratik Anne says:

        Ipek Hanim,

        Cocugunuz kac yasinda bilmiyorum, bu yuzden sizin adiniza konusamam ama Husra Hanim ve bizim cocuklar 6.5 yasinda. Dolayisi ile saglikli ve sagliksiz arasindaki farki ayirt edebilecek yasta olduklarini dusunuyorum. Eger baska anneler babalar cocuklarina benim sagliksiz oldugunu dusundugum birsey sunuyorlarsa ve cocuklarim bunu sorguluyorlarsa ben acikca anlatiyorum. Sagliga zararli, dislerin curur diyorum. Oyle cunku. Benim agzimda kac tane kaplama var. Yeni disleri cikti yavrunun, valla gozum gibi bakiyorum.

      • Husra says:

        Ipek Hanim, saglikli ve sagliksizin ayrimini yaparken ve cocuklarimiza bunlari anlatirken, onlarin da duygulari oldugunu, sosyal birer varlik oldugunu unutmuyoruz elbette, bazi seylere yeri ve zamani geldiginde goz yummamiz gerektigini algilayabiliyoruz. Alternatifler sunarken onlarin goz zevklerini de doyurmamiz gerektiginin farkindayiz. ama bu bizim saglikli ve sagliksiz ayrimi yapmamiza engel teskil etmemeli, cocuklarimiz hazir gidanin onlara fayda degil zarar getireceginin bilincinde olmalilar. Ninelerimizin zamaninda da sekerleme vardi, ama icinde uzun omurlu olmalarini saglayan katki maddeleri yoktu. Ve bu guzel tatlar, bayramlarda ozel gunlerde ikram edilirdi, her yemekten sonra degil, cocuklarda bunu bilirdi. Hep beraber bilinclenebilelim ki sosyal ortamlarda da insanlar saglikli ve sagliksizin ayrimini yapabilsinler artik, her firsatta cocuklarimizi meyve suyuna ve sekerlemelere bulamasinlar. Oyle bir duruma geldik ki bunu gule oynaya yapan ogretmenler bile var artik. Su isi cok iyi yaptin, al sana lolipop, olur mu boyle egitim, cocuk mu egitiyoruz, sekerleme fabrikasi mi isletiyoruz ???? Hep beraber bilinclenelim ki benim torunlarim bunun savasini vermek zorunda kalmasin.

  10. Crebro says:

    Önemli olan zamanla neyi yemenin doğru olduğunu öğrenmeleri. Zamanla bizim kontrolümüzden çıkıp kendi kararlarını verdiklerinde bilinçli olmaları lazım. Ben evde sıkı yönetim ilan edeli çok oldu. Misafir geldiğinde bile kakao oranı yüksek çikolata dışında bir şekerleme verirse oğlumun elinden alıyorum. Çok kabayım çok :))

    • Pratik Anne says:

      Ben en cok cocuguma birsey vermeden evvel bana kasgoz soran yetiskinleri seviyorum. Ben elimde birsey varsa ve cocuk gormusse bile hep oyle yapiyorum. Niye herkes ayni sekilde dusunuyor bilmiyorum.

  11. Selen says:

    Kesinlikle katiliyorum. Ben de cocuklar buyudukce “saglikli/sagliksiz” kavramlarini acmaya, etiketleri birlikte okumaya ve katki maddelerini tanitmaya basladim. Vitaminleri, mineralleri hep konusuyoruz zaten. Bunu yapmak zorundayiz, cunku gida endustrisi oyle sinsi ki. Daha dun esim kendisi icin uzerinde “light” yazan bir musli aldi. Kutuya bir baktim bir porsiyonda 9gr seker var!! Yulaf ezmesi alip evde yapmak en mantiklisi ama elinin altinda diye alivermek benim esime bile daha kolay geldi. Aldirmadim tabii ki ama ben olmasam alacakti…

    • İpek says:

      Zaten lightların üzerinde genelde yağı yüzde bilmem kaç azaltılmış yazıyor. Böyle kakalıyorlar.

  12. Tugba says:

    Annem bizi aynen sizin dediginiz gibi yetistirdi; kutu arkasi okuma, her yudum hakkinda uzun dersler verme cok tanidik. Liseye kadar cikolata alip yemedim; cay ic(iril)mezdik. Cay icemem hala, alkol sigara icmeye kalkinca midem bulanir. Cikolata alirken icim kotu olur yanlis birsey yapiyorum gibi.

    Ha saglikli olduk mu olduk, 40 yasina yaklasirken her yillik kontrolumde doktor nedir sirrin diye sorar. Annem manyakti diyemedim 😉

    • İpek says:

      O iş her zaman sizdeki gibi sonuçlar dogurmuyor. Çocuk annenin kontrolünden çıkınca, vay bee, dünyada ne nimetler varmış da benim haberim olmamış diye, o güne kadar yemedi her şeye yumulabiliyor.

      • Pratik Anne says:

        Haberi var herseyden bizimkinin. 😉

      • Tugba says:

        Dogru, yumuldugum(uz) olmustur, ama vucut saglikli yemeyi aliskanlik haline geldigi icin tersine tepki veriyor, kaldirmiyor.

        Diyecegim o ki, cocuk donup dolassa da annenin damak zevkine yemek anlayisina donuyor. Kendi oglum da lolipopu agzina koymadan oynar atar, cikolatadan bir lokma en fazla yer (ben hic uyarmadan). Gozunun onunde istahla elma yedigimi gorunce bebekken bile aglardi elma diye. Evde anne babadan ne goruyorsa ona heves ediyorlar.

    • Pratik Anne says:

      Bizimkiler de annem manyakti diyecek muhtemelen 🙂

  13. Pratik Anne says:

    Tum yorumlar icin cok tesekkur ederim. Eklemek isterim ki, herseyden once bahsettigim bilinci cocuklarima ornek olarak asilamaya calisiyorum. Yani cocuklarima vermedigim, vermeyecegim hicbirseyi ben kendim de yemiyorum, mumkunse eve de sokmuyorum. Cunku bunlarin zararli olduklarini biliyorum.

    Ikinci eklemek istedigim, benim karsi oldugum paketli, islenmis ve icinde luzumsuz yere seker olan paketli gidalar. Cocuklarima hic tatli, cikolata sunmuyor degilim gibi anlasilmasin. Basinda yazdim, ben kendim cikolatadan vazgecemiyorum.

    Ben mumkun oldugunda saglikli secenekleri tercih etmeye calisip, cocuklarima da bu tercihleri nasil yaptigimi anlatiyorum. Kesinlikle yenilmeyecek, icilmeyecek seyleri de vurguluyorum. Bunlarin basinda gazli icecekler, transyagli cipsler, transfatli kremali biskuviler, peynir ivir zivirlari geliyor. Bunlar hic gerekli degil, yerine cok kolay saglikli alternatifi sunulabilir.

    Evde cikolatanin en kalitelisi var, cocuklara aksam yemeginden ve meyveden sonra veriyorum. Anneanneleri ev yapimi cevizli kek yapmis gecen gun, yalamadan yuttular. Ben tatli olarak ustu tarcinli sekerli, tatli patates yaptim. Kabak tatlisi gibi.

    Benim esas ugrastigim, gida endustrisi elini kolunu sallaya sallaya herseyin reklamini yapip cocuklarimizin aklina, midesine ve damarlarina rahatca girebilirken, cocuklarima kendilerini dusunerek savunabilecekleri bir altyapi olusturmak.

  14. Nikki says:

    Yorumları okuyunca aklıma Willy Wonka’nın cadılar bayramı için aldığı şekerleri yakan dişçi babası geldi 😀
    Çabanız çok iyi bir çaba aslında ama boşa gitme olasılığı da bir hayli yüksek,özellikle ergenlikte ”eeeh eytere be onlar kim oluyor da beni kısıtlıyor” diye gördüğünü yiyebilir o çocuk 😀 alışkanlıklar ne olursa olsun,arkadaş baskısı bir yerden sonra hep galip gelmiştir.Neden sigara bağımlısı insan sayısı bu kadar fazladır sizce?

  15. valla çok işime yaradı bu. sağolun. yorumlarda bir okadar duyurucu.

    bu arada işinize yarayacağını düşünerek paylasmak istiyorum. açev’in de annelere ücretsiz olarak benzer bilgileri sms gönderiği bir sistemi var. onuda kullanabilirsiniz bence. http://www.vodafone.com.tr/Servisler/acev-ile-anne-cocuk-servisi.php?default_id=servisler-acev

Yanıtla Selen

designed by GeCe for personal use of Pratik Anne