Bugün okula gitmek istemiyorum

Oct 11, 2011 - 19 Yorum

Tekrarlattırma! başlıklı yazımda sabahları nasıl hızlı çekimde yaşadığımızı anlatmıştım. Okurlarımdan birisi, Rüzgar’ın annesi, “bu sabahki bu telaşe esnasında çocuklardan birisi “istemiyorum bu gün okula gitmek, evde kalıp tv izlemek, oyuncaklarımla oynamak vs… istiyorum” dediğinde ne yapıyorsun? Öyle bir şey söylemiyorlar deme, yıkılırım” yazmıştı.

Aşkolsun, yıkılmanıza gerek yok. Bizimkiler de annelerinin sabrını zorlayacak zamanı çok iyi biliyorlar. Dün sabah Murphy bizim evde mesaideydi.

Ben bir önceki geceden birşeyler yetiştirmek için uykusuz kalmıştım. Topluca geç kalktığımız için otobüsü kaçırmışız, dolayısı ile iki çocuğu da benim bırakmam gerekiyordu. Vaktimiz az, benim geri dönüp işe oturmam lazımdı. Kahvaltı edecek bile vaktimiz kalmamıştı ve hem Kıpırcan hem Kımılnaz ful kapasite, uykusuz kafamı inanılmaz rahatsız eden bir mıyıldanma ile ben “bugün okula gitmek istemiyorum” diye tutturmuşlardı.

Bununla da bitmedi. Dün Kıpırcan’ın okul fotoğrafı çekilecekti. O yüzden pazartesi akşamı çok kabarmış olan saçlarını kestim (Saçları ben kesiyorum). Akşam sesini çıkarmadığı halde, sabah “saçlarım çok kısa oldu, kesmeseydin” diye tutturdu. Kıpırcan’ın “Yapmasaydın, etmeseydin” durumları zaten iknası ve telafisi en zor sorunsallardan biri. Geri dönüşü yok, “bir dahaki sefere istediğin gibi yaparız” vaatleri işe yaramıyor. Takılmış plak gibi “kesmeseydin, kısa yapmasaydın” mıyyy mıyy mıyyy.

O yetmedi, bir de üstüne “burnum tıkalı, boğazım ağrıyor, ben okula gitmeyeceğim” diye kanepeye kıvrıldı. Hadi acilen C vitamini ve bağışıklık şurubu yüklemesi yaptım.

Bayan abisinin-yankısı da “babam nerede? babam işe gitmeseydi” (abisi 3 sene sonra ancak düzeldi, bu başladı) diye başladığı güne “ben de okula gitmeyeceğim” diye devam ederken, “abimin hangi bam damarına bassam da, iyice hır çıkarsam” diye elinden geleni geri koymadı.

Bütün bunların klasik “10 dakika içinde evden çıkmış olmamız lazım” geldiği bir zamanda olduğuna ve benim uykusuz olduğumdan tahammül eşiğimin çok ama çok düşük olduğu bir günde gerçekleştiğine dikkat çekerim. Dün sabah Murphy bizim evde bir eğlendi, bir eğlendi ki sormayın.

Normalde olsa çocukları biraz daha erken kaldırıp, afyonları patlaması için vakit verip, karınları doyana kadar idare eder veya dikkatlerini dağıtacak şeyler bulur en azından evden çıkıp arabaya binene kadar “aa havada kuş var, yerde böcek var” diye tipleri oyalardım ama 10 dakika içinde taktik mi oynayacağım yoksa çocukların kahvaltılarını arabada yesinler diye torbaya mı koyacağım, beslenmelerini çantaya mı atacağı diye uğraşırken yemiyor taktik maktik. Benim de kaynamış çaydanlık altı gibi arada buhar çıkartmam gerekti. Ben de az söylenmedim karşılık olarak.

İtiraf ediyorum, nadir de olsa yuvada olanlar için çok canıma tak ederse ben de evde çalıştığım için “hadi madem. bugün evde otur” dediğim oluyor. Kıpırcan’i da göndermediğim olmuştur, geçenlerde çok tutturunca Kımılnaz’ı da göndermedim. Beraber dayısına gittik. O kuzeniyle oynadı, biz de iş yaptık. Ama Kıpırcan 1. sınıfta ve keyfi devamsızlık artık mümkün değil. Keza dünkü gibi benim de çok yoğun çalışmam gerekip çocuklarla lay lay lom yapamayacağım günler oluyor.

Bir ara hakikaten “madem öyle gitmeyin. evde oturalım” diye evde kanepeye çöktüm. Aslında niyetim ters psikoloji değildi, cidden pes etmiştim. Kız hiç tınmadı, oturdu. Aaa Kıpırcan “TAMAAAAM tammaaaaam, gideceğim poffff.” diye kapıya yöneldi. Saçını çok kısa kestiğimden şikayet etmeyi bir saniye bile bırakmadığı bir araba yolculuğunun ardından onu okuluna yetiştirdim. Allahtan okulda kahvaltı veriyorlar. Kahvaltısını aldık. Sınıfa girdiğinde kafasında hala sweatshirt’ünün kapişonu takılıydı.

Kımılnaz abisini bıraktıktan sonra sesini çıkarmadı Allah’tan. Kahvaltısını arabada yaptı. Onu da okula bıraktım ve eve sessizliğe dönüp kendime gelmek için güzel bir kahvaltı ettim.

Yarına “kıyamam, biraz daha uyusunlar” yok. Erken kaldıracağım, kendilerine gelsinler. Rahat rahat hazırlanıp, taktik oynayacak vaktimiz olsun.

Neyse bu da geçti. Darısı diğer 9 ayın sabahlarının başına.

Siz benzer durumlarda neler yapıyorsunuz? Nasıl ikna edip evden çıkıyorsunuz?


Etiketler: ,
Kategoriler: Çalışan Anne, Eğitim

«       |       »




"Bugün okula gitmek istemiyorum" için 19 Yorum yapılmış.

  1. deniz says:

    Çok yaralı bir sabahımda okudum yazını… Normalde, ben de çeşitli taktikler, empozeler, maniplasyonlarla hallediyorum, parmak basılarak girilen işime geç kalıp, stres yaşıyorum bazı sabahlar… Geçen gün eşime dert yandığımda, biraz yardım istediğimde, sen kontrolü elinde tutuyorsun, bıraksan biz yaparız dedi.

    Ve bu sabah, işe erken gelebilmek için bıraktım! saat 10.00’da ( ki normalde çocuk 8.30’da okulda olur.) evden arıyorlar, kızım çılgın gibi ağlıyor, baba giydirememiş, çıkartamamış, üstelik kahvaltı olarak makarna vermiş!!! 1,5 saattir uğraşıyorum diyor…

    Erken geldim ama ne oldu, telefon başından taktik vermeye çalıştım, bütün ofis beni dinledi vs…

    Uf ne olacak bu babaların taktik bilmez halleri

  2. Zeynep says:

    Bu yazıları okudukça bizim evde bir Kıpırcan büyüdüğünden daha da emin oluyorum 🙂 Her teklife önce hayır diyen, akşam olmasın diye bile tutturabilen bir cüce ile baş etmek cidden zor. Bu sabah biz de iflas ettik. Her sabah 8 bucukta servis geliyor. 7 cıvarı kalkıyoruz ki ayılsın, babası ile bir sure oyun oynayabilsin ki bu nedense olmazsa olmazlarından biri, sonra yine de servisin yakında gelecegini haber vermemle gitmek istemiyorum ama gitmeyelim, ama ama lar baslıyor. genelde Hadi bakalım serviste hangi sarki caliyormus, aksam donunce seninle ne pisirelim yada aa bak bugun yagmur var gel ellerimizi havaya acıp servisi bekleyelim seklinde bir gecisle, aglamasiz hatta genelde gulumsemeli bir yolculuk oluyor. Ama bu sabah, gec uyandık, tam baba ile oyunun tepe noktasında servis geldi, ve kıyamet koptu tabii:( O gitti oturdum arkasından ben de agladım biraz kendime geldim. Sonra okulu aradım, kahvaltıya baslamıs oldugunu ve problem olmadıgı ogrenınce ısıme donebildim ki yine de aklim orada.. Nitekim iyi ki yazıyorsun, oyle cok pay cıkarıyorum ki :)sevgiler..

  3. esra says:

    Okurken bile fenalik geldi icime 🙂 benim kizim daha ufak oldugu icin henuz boyle dertlerle tanismadik ama ilerisi icin boyle gunler kacinilmaz gorunuyor. boyle ornekleri gordukce, 2. cocugu kesinlikle dusunmememliyim diyorum… bir tanesi yeter de artar bile… Allah tum annelerin yardimcisi olsun. benim kizim da dis cikardigi icin geceleri saat basi uyaniyor ve yanimizda yatmak istiyor,bende uykusuzluk, sirt agrisi diz boyu…

  4. Şenay says:

    Bizde henüz okula gitmeyeceğimm diye tutturma olmadı 🙂
    Bizde anne elim çok yoruldu ben zaten ellll yazmasını biliyorum neden yazıyorum sorunu var 🙂 aşarız inşallah..

    Sevgiler..

  5. İpek says:

    Annesi babası uyurken kalkıp, giyinip, aşağı inip evdeki yardımcının hazırladıgı sofraya oturup kahvaltısını yapan, ardından kapıya çıkıp servisinin gelmesini bekleyen, 7 yaşında bir kız çocugu biliyorum. Benimki nasıl olacak acaba diye düşünüp duruyorum. Kolay gelsin.

  6. Berceste says:

    Pratik Annem, bu etkinligi sen haber etmeyeceksin de kim haber edecek? Haydi…
    5 Ekim 13:30’da Enstitü (Istanbul Culinary Institute)
    Meşrutiyet Caddesi, No: 59 ‘da Anne Bak Lufer Cizdim etkinligi
    http://www.fikirsahibidamaklar.org/lufer/program.html
    Sevgiler
    Dilek

  7. Çok teşekkürler yazı için. Bazen çözüm bulunamasa da insana dertlerin ortaklığını bilmek bile güç veriyor. Evden çıkış saatinden en az 45 dakika önce uyandırmak bizim de vazgeçilmez yöntemimiz. Yoksa hakikaten afyon patlamıyor. Patlarsa da benim başımda patlıyor:)

    Çocuklar şaka gibi. Bu sabah, uyanır uyanmaz “neden bu pijamamı giymiştim” diye viklemeye başladı. “Oğlum giymişsin işte, olmuş bitmiş” demek faydasız. Çıkaracakmışız onu, McQueen’li olanı giyecekmiş sonra onu çıkarıp okul için tekrar giydirecekmişim. La havleeeeeee!

  8. ümmühan eroğlu says:

    Benim ve bizim işim dahada zor. 4 kişilik bir aileyiz.
    Büyük oğlum (Yağız) 1. sınıfta küçük oğlum (Kayra) 3 yaşında kreşte. Babamız kartlı geçiş yaptığı için 8.30’da iş başı yapmak zorunda ben de 8.30’da işte olmalıyım.
    Sabah 6.30’da kalkıyorum. Hemen yalandan bir kahvaltı yapıyoruz. Yağızın okulu 9’da başlıyor. O yüzden 23 Nisan etüt merkezine sabah bırakıyoruz. Evde birşey yemek istemiyor orada kahvaltısını azda olsa yapıyor. 8.40’da servisle okuluna bırakılıyor. 12.20’de öğlen okuldan alınıp tekrar etüt merkezine öğle yemeğine götürülüyor. Yemeğini yeyip okula bırakılıyor. tekrar 2.30’da servisle alınıp Etüt merkezine getiriliyor. İkindi yemeğini yeyip, derslerini öğretmeninin gözetiminde yapıp farklı aktivitelerini yapıyor. Akşam babamızla Kayra 5.30’da kreşten çıkıyor. Beni işten alıyorlar. Ordan Yağızımı etütten alıyoruz. veeeee şükür eve gidiyoruz. Yemek yeyip Yağızın derslerinde tekrarlarını yapıyoruz. Ben Yağızın ödeviyle ilgilenirken babamızda Kayrayla ilgileniyor… ve pekmezleri,vitaminleri, balık yağları, meyveleri, sütleri derken saat oluyor 9.00-9.30. Yavrularımın uyku saatleri geliyor. Onlar uyuyunca yapılması gereken ev hanımlarının işi gücü-yarına hazırlık işleri ile uğraşırken saat bir bakmışım 12 oluvermiş…. şükür uykuuuuuu.
    bazen düşünüyorum Yağızıma çokmu sorumluluk veriyoruz diye ama başka yapacak birşey yok. Bende çalışmalıyım çocuklarımın daha iyi şartlarda olması için…. Rabbim yardım etsin bana ve benim gibi olan herkese….. Herşeye rağmen şükürler olsun….

  9. satı says:

    bizim ailemiz nufusda 5 kişilik ev ahaliside 8-9 a kadar çıktığı oluyor.oğlum 6 yaşında anasınıfında büyük kızım 1.5 küçük kızım 4 aylık.1 aydır çalışıyorum annem çocuklarımla ilgileniyor ve ev işleri içinde bi yardımcı ablamız var,akşamları yemeğimiz hazır , evimiz tertemiz oluyor ama ben 1 haftadır banyo yapmaya bile fırsat bulamıyorum.geçen yıl oğlumu okula verdik ama sabahları erken kalkma bunalımına 4 ay dayanabildik okuldan geri aldık.şimdi öğlenci gidiş sorunu yaşamıyor ama akşam yatma sorunumuz devam ediyor.yani biz evde 1 anneanne 1 dede 1 anne 1 baba 1 yardımcı ablayız ama 3 çocuğun işini ve zaman ayırıp eğlence aktivite yaratma gibi işlerini malesef yapamıyoruz,kendimi çoğu zaman aciz hissediyorum.3.bebeğimin doğumundan sonra bile tek başıma çocukları kahvaltıya bile oturtacak durumda olamıyordum.bebeğim büyüyünce hepsi geçecek diye kendimi avutuyorum ama biliyorum bu böyle sürüp gidecek.

  10. nesibe says:

    Pratik anne seni merak ettim (ben bile sasirdim ama bir yakinimi merak eder gibi icten) bu merak beni ilk defa yorum bırakmaya bile sevk edecek kadar derinden:) Umarim iyisindir?? Sadece is yogunlugu olmasini temenni ederim

  11. umit says:

    :))
    meğer ne çok ortak derdimiz varmış,insan sanıyorki benimki şımarık galiba,nasıl terbiye edicem ben bunu.. ama bakıyorumda hep aynı dertler,aynı mızmızlanmalar.. benimde kreşe alıştırmaya çalıştığım bir kızım var… şu an çalışmıyorum ama ağustos ta işe başlayacağım,bir de kuçuk oğlum var.. yani ağustos ayında 3 kreş bebesi.. vay halimee… şimdi kolay istemediğinde hadi tamam gitme diyorum ama ya yazdan sonra ne olucak?? Şimdiden korkuyorummmm.. sevgiler

  12. Nilay says:

    Bizde de ozelikle ilk uyandiginda kızım “okula gitmek istemiyorum” benzeri seyler soyluyor. Annemin zamaninda bana uyguladigi taktik olan duymamazliktan gelmek genelde ise yariyor. Oyalanmadan hazirlanmasi icin de babasiyla giyinme sampiyonu olmak icin yarisiyor. “Hadi bakalim Baba mi once paltosunu giyinecek, hadi bakalim asansoru baba mı cagiracak” diye diye bir sekilde paketleyip gonderebiliyorum. Ama yine de servise vermeye cesaret edebilecek kadar dakik olamiyoruz henuz.
    Bir de bu taktik isi zamanla eskiyince ise yaramamaya basliyor. Bu nedenele surekli yedek bir taktik B plani olarak bulundurmali.

  13. Her sabah “bugun okula gitmek istemiyorum. bugun iş günü mü, tatil mi?” hayatımın parçası

    • burcu says:

      bu yazıları okuyunca biraz rahatladım ben de sadece benim başımda var sanıyodum. gerçekten de dertlerin paylaşılması ve ortak dertlere sahip kişilerin varlığının bilinmesi insanı bi nebze rahatlatıro.
      benim de anaokuluna giden bir kızım var. bu sabah yine ben halsizim annem niye yok (ben 7.45 de evden çıkıyorum babayla kızımı uyurken evde bırakıyorum yani. olar 8.30 gibi çıkıyorlar.bugün işyerinde yine telefon ben annemi istiyorum o niye yok. onu özledim. okulda hep sizi düşünüyorum. vs. vs. vs…) ilk olarak da gitmiyor ama okula neden böyle yapıyor anlamıyorum. o gün alayarak isteksiz gidiyorsa okula ben de işyerinde çok moralsiz oluyorum.

  14. khjk says:

    bn 11 yşndaım şimdi okul hikayesi vr bnde: bigün ben okula giderken gitmek istemiorum deye deye gidiodum snra hava güneşliydi annem arkadaşıma 2 niz beraber gidin demişti bizde ( cumhuriyet ilk öğretim okulu ) okulun yanına glirken orda bi park vrdı orada dnlndik snra çanta bslenmeyi arka bahçee koyduk gittik parka yine orda oynadık oynadık 5.6.7.8 inci sınıflar 3 te çıkcakmış bizde geri döndük ( bizim eve ) snra bi inandıramdk bi arkadaşım vrdı ynmda o söledi inandı okuldan glmşti oda bizde arkadaşımla beraber bizim evde bilgisayar oynadık MUTLU SON 😀

  15. CANAN says:

    13 yaşında olan büyük oğlum her sabah okula gitmek istemiyorum der hergün tatlı iltifatlar ve bazende tehditler yaparak üstünü bile giydirip servise kadar bindirerek okula yolluyorum .galiba ileride işe de böyle gidecek haftada bir gün devamsızlık yapıyor of of

  16. ZEYNEP says:

    Merhaba,
    Benim 4 yaşında bir kızım var 1 hafta boyunca hasta olduğu için kreşe gidemedi. Şimdi iyi fakat okula gitmek istemediğinden bilinen ve klasikleşen karın ağrıları ondada mevcut her aksam babasıyla konuşup söz alıyoruz yarın okula gideceğine dair fakat sabah ben işe çıkıyorum arkamdan ağlayarak uyanıp beni arıyor anneannesi ile anne ben bugünde gitmek istemiyorum yarın söz gideceğim hayır okula gidilecek bize söz verdin dememe rağmen kıyametleri kopartıyor.
    öğretmeninden okulun psikoloğu var mı? destek istiyorum dedim umarım tez zamanda çağırırlar..
    siz den de istediğim bana verebileceğiniz bir kaç ikna sözleri ne yapabilirim. Gerçekten benimde psikolojim bozulmak üzere
    teşekkürler
    saygılarımla…

  17. burcu says:

    ahh ah zor valla

  18. burcu says:

    aynı sıkıntıları bende yaşıyorum tek değilmişim meğer bi nebze olsun sevindim benimle aynı sorunları yaşayanların varlığına

Bir Yorum Yazın