Büyük beklentiler – Hamilelik, doğum ve bebek

Sep 25, 2011 - 10 Yorum

Etrafımdaki annelerin, özellikle genel geçer mutsuzluk ve tatminsizlik yaşayanların, hayattan çocukları ile ilgili beklentileri ile ilgili büyük sorun yaşadıklarını görüyorum.

Düşünün ki, bir film vizyona girmeden reklamı yapılıyor. Şöyle komik, böyle eğlenceli diye haber üstüne haber, reklam üstüne reklam. Bu filme gittiğinizde, orta halliden daha iyi olsa bile hayalkırıklığına uğrama ihtimalinizi çok ama çok yüksektir, çünkü beklentileriniz de çok yüksektir. Hele ki gittiğiniz film daha önce çok sevdiğiniz bir filmin devamı ise, ve ilk filmin performansını zorlayamıyorsa gittiğinize pişman olursunuz. Ama reklamı yapılmayan orta halli bir filme gittiğinizde, neredeyse hiçbir beklentiniz olmadığı için “vay, güzel filmmiş” diye çıkarsınız.

Annelik ile ilgili büyük ve kesin beklentiler içine girmek de benzer hayalkırıklıkları yaratır. Hamilelik sırasında bebeğinizin cinsiyeti ve kime benzeyeceği, doğumun nasıl olacağı, bebeğinizin nasıl bir mizaca sahip olacağı, kolay mı zor mu olacağı, eşinizin, ailenizin, arkadaş ve iş çevrenizin takınacakları tutumlar konusunda çok kesin beklentiler içine girmemek en hayırlısıdır bence. Hele hele hormonların cirit attığı dönemlerde insanın beklentileriyle alışverişi çok hassas oluyor.

Üstüne üstlük, bu beklentiler ve akabindeki hayalkırıklıkları, gerek karnımızdayken gerek kucağımızdayken, bebeklerimizi de etkiliyor. Bence bebeklerimizin uyumasını gerçekten çok beklediğimizde uyumamaları,  tam hazırlanıp kocamızla başbaşa çıkacakken durup dururken ateşlenmeleri de bu beklentilerin enerji yoğunluğunun çocuğa yüklenmesinden meydana geliyor.

Ben her iki hamileliğimde de cinsiyet beklentisine girmedim. İlki erkekti. İkincisi de erkek olabilirdi, aaa kız oldu. Ama ilk hamileliğimde – ailede sarışın renkli gözlü bol olduğu için – bizim bebek de sarışın doğar diye bir beklenti içine girmiştim. İtiraf ediyorum, içeriden kahverengi saçlı bir bebek çıkınca, birden komşunun çocuğunu kucağıma vermişler gibi bir hisse kapıldım. Şimdi fotoğraflarına bakıyorum, saç dediğim iki tüy telekmiş ama bana o sırada farklı gözükmüştü.

Bu da ilginizi çekebilir:  Anket - Her işe yetişmeye çalışan anne modeli

Farklı bağlamda, kendimizden, süper anne olma beklentisi de annelik konusundaki duygularımızı, ve ikinci ve üçüncü çocuk konusundaki kararlarımızı ciddi derecede etkiliyor. Bu yüzden devamlı şikayet eder haldeyiz. Herşeyi yapmaya, herşeyi olmaya çalışıyoruz ama imkansız olanı başaramayınca hem kendimizi, hem anneliği, hem çocuk sahibi olmayı yerden yere vuruyoruz. Etrafıma bakıyorum, çocuk sahibi olmanın ne kadar zor ve çekilmez birşey olduğunu anlatan kitap, makale, blog, film ve dizi sayısında inanılmaz bir artış var. Bizim nesle kadar, hangi nesil hem bu kadar az çocuk sahibi olup hem de bu kadar çok şikayet etmiştir merak ediyorum.

Ben de bundan suçluyum. Kımılnaz doğduktan sonra işten izin alıp evde çocuklarla kaldığım dönemde bir kısır döngüye girdiğimi hissetmiş, özellikle ev işlerinden devamlı şikayet eder duruma gelmiştim. Ev işleri olmasa çocuklara bakmak kolaydı aslında ama ev basıyordu, ev işleri daraltıyordu. Havalar soğumuştu, eve tıkılmıştık. Evde çocuklarıma bakmak için işten ayrılırken beklediğim bu değildi. Tatminsizliğim had safhadaydı. Sonra birgün, hiç hazzetmediğim mutemadiyen şikayet eden insanlardan biri haline dönüşmeye başladığımı farkettim. Şikayet ettikçe terslikler girdabına doğru çekilmeye başladığımı idrak ettim ve kendimi çocuklarla dışarı attım.

Zamanla dersimi aldım. Kontrol edilemeyecek durumlar ve  detaylar üzerine kesin beklentiler içine girmek gerçekten çok lüzumsuz. Hiçbirşey hayal etmemek veya ümit etmemek de söz konusu olamaz ama ibreyi orta çizgide tutmak en iyisi. Ne çok büyük beklentiler, ne de çok olumsuz düşünceler. Olumlu bakış açısı çerçevesinde, yolda açılan kapılardan tahmininizden farklı şeyler çıkabileceğini kabullenmek ve gerekiyorsa bunlara hazır olmak veya kontrol edilebiliyorsa bu duruma hakim olmaya çalışmak bu tür hayal kırıklıkları ve tatminsizliklerini aza indirger.

Bu da ilginizi çekebilir:  Sağlıklı olmak aktif bir yaşam ve spor ile başlar

Sonuçta dört elle sarılması gerekilen en büyük beklenti, bebeğin sağlıkla doğması ve sağlıkla  büyümesi.  Gerisi tırıçkadan teyyare.


Etiketler: ,
Kategoriler: Annelik, Hamilelik

Benzer Yazılar:
  • Bebek mi istiyorum, çocuk mu?
  • Amerika’da doğum – 1
  • Yeni hamilelere ve hamile adaylarına Amerika’da hamilelik 101
  • Hamişlere söylenen abes laflar
  • Anneler Günü

  • «       |       »




    "Büyük beklentiler – Hamilelik, doğum ve bebek" için 10 Yorum yapılmış.

    1. ozguranne says:

      Çok çok haklısın pratikanne:)

    2. ilk hamileliği olanlara çok görmüyorum bu bol keseden sallama muhabbetini düşünüyorumda sesli olmasada bende içimden çok sallamıştım:)nihayetinde çocuk doğdumu o büyük lafları yutulacak büyüklüğe gelinceye kadar ufaltıp sana bir bir yediriyor

      • Pratik Anne says:

        Ters Pabuclar, ne guzel soylemissiniz hayat o buyuk laflari yediriyor diye. Ozellikle annelik bunu cok yapiyor 🙂 Ilk hamilelik ve annelik konusunda haklisin. Bu yaziyi biraz da ilk hamileliklerini yasayanlara yazdim, bu yuzden.

    3. sevgi says:

      annelik adı üstünde anneliktir.. ötesi berisi yoktur.. söylediklerinin hepsine katılıyorum..

    4. Yue says:

      Çok güzel yazı olmuş pratik annem.
      Ben henüz ortada çocuk yapma fikri bile olmadan gelecek çocuğum için şuna benzesin, şöyle olsun, böyle olsun diye hayaller kuruyorum elimde olmadan. Bi de insanın kendindeki eksiklikler beklentilerine büyük ölçüde yön veriyor galiba. en başta kendimizi tanıyıp sevmemiz, sonra beklenti ölçümüsünü kendimize göre ayarlamamız gerekiyor. Athena ne demiş “beklentiler sadece üzer” 😀

    5. ycurl says:

      Kesinlikle katiliyorum 🙂

    6. Ben de bu sıralar bunları düşünüyorum hep..
      7 aylık hamileyim…
      normal doğum mu sezeryan mı..karnımda çok hareketli çıkınca da uyutmayacak çok hareketli olacak mı..babasına mı benzeyecek bana mı.. etraftan sürekli şöyle yapma böyle yap diyenler… doğsun da o zaman göreceksin diye korkutanlar……kafamda bi sürü şey var 🙂
      ama ben hep geleceğe akışa güveniyorum..kendimi olumlu düşüncelere itiyorum.. diyorum yeterki sağlıkla gelsin gerisini yaşadıkça düşünürüm , kurarım…
      yani beklentilerim iyi yönde… dilerim de iyi olur herşey..

    7. ayça says:

      doğumuma 2 hafta kaldı, yazıyı okurken çok etkilendim. zaman zaman öyle beklentiler içine girdim ki sanırsınız 10 çocuk doğurmuş yetiştirmişte olmamış gibi, öyle yaparım böyle yaparım diye tırı vırı bir sürü şey atıp tutum. kimi zaman sesli yaptım bunları kimi zaman sessiz. komşuma mana buldum; ben asla öyle yapmam, öyle davranmam diye. ama şimdi hiç bir şey düşünemiyorum sadece sağlıklı bir şekilde bebeğimi kucağıma almak istiyorum benimde sağlıklı ve iyi olacağım bir şekilde tabiki. gerisi arkadaşlarında dediği gibi akışına bırakılacak şeyler sanırım zaman mekan imkan neyi elveriyorsa bende öyle davranacakmışım gibi geliyor. güzel yazı için teşekkür ederim sizi okumaktan zevk alıyorum sevgiler.

    8. peyman says:

      özellikle ilk çocukları yetiştirirken bizde onlarla birlikte büyüyoruz, tecrübe kazanıyoruz aslında. bende hamilelik, doğum ve kızım 1,5 yaşına gelene kadar çeşitli sıkıntılar yaşamıştım beklentiler ve gerçekler ile ilgili. fakat beklenmedik bir zamanda annemi kaybedince, tüm hayatım değişti. Beklentilerin her zaman gerçeğe dönüşmeyeceğini acı bir şekilde anladım ve o andan sonra kızımla olduğum anların keyfini çıkarmayı öğrendim. Sizin de yazdığınız gibi önemli olan sağlık..

    9. Hatice says:

      Merhaba, benim öğrenmek istediğim konu biraz farklı.siz de iki doğumunu Amerika’da yapmışsınız,benim ilk bebeğim Amerika da doğdu,ikinci hamileliğin,ancak ilk çocuğumla birlikte yalnız Amerika’ya uçmak durumundayız ve ilk çocuğum Amerikan pasaportu ile giriş yapacak,bu bizim Amerika’ya girişimiz de bir sorun çıkarır mı acaba, aşağıda verdiğim mail adresinden beni bilgilendirirseniz,mutlu olurum.tesekkurler

    Yanıtla peyman

    designed by GeCe for personal use of Pratik Anne