Uyum sağlamak ve yeniliklere açık olmak

Aug 22, 2011 - 2 Yorum

Kendinizi bir test edin. Yeni bir işe başlamak veya yeni bir grup insanla tanışmak sizin için heyecan verici midir, yoksa stresten sırtınız mı kasılır? Yemeğe dışarı çıktığınızda yeni yerler aramayı ve denemeyi mi seversiniz, bildiğin sağlamdan saşma usulü hep aynı yerde “her zamankinden” mi sipariş edersiniz? Bu sene tatile farklı bir yere mi gittiniz, her zamanki şehre, artık sahibi ile akraba olduğunuz otele veya pansiyona mı?

Bir de eşinizle kendinizi karşılaştırın. Siz yeni dünyalar keşfetmek için yanıp tutuşurken, o aynı çember içinde dön baba dönelim hacılara gidelim düzeniyle mutlu ve mesut yaşamaya devam mı ediyor? Yoksa siz kendi halinizde bildiğiniz düzende günlerinizi rahat rahat geçirirken, o farklı şeyler denemeye çalışıp rahatınızı mı bozuyor?

Bazı çocuklar da aynı bazı yetişkinlerde olduğu gibi yeni şeylere kolay kolay kendilerini bırakamıyorlar. Alışma ve geçiş süreleri uzun oluyor. Sadece yeni dünyalar keşfetmek değil, en basit oyun vaktinden yemek vaktine, sonra uyku vaktine geçiş bile çok düzenli ve yeterince vakitli olmak zorunda. Özellikle çocukların dünya ile ilgili tecrübelerinin de çok kısıtlı olduğunu düşünürsek, Temkincangillerin her yeni şeyden önce şöyle bir duraksamasını normal karşılamak gerek. Özellikle çocuğunuzun bu özelliğini bilirseniz onu önceden hazırlamayı hatırlamak sadece her işinizi kolaylaştırmakla kalmayacak, çocuğunuzun da damarına basmamış olacaksınız.

Çocuğunuza rahat bir ortam yaratmak için en iyi yardımcınız sabit bir günlük düzen olacaktır. Bebekler için günlük düzen, Düzen nedir ne değildir I, Düzen nedir ne değildir II ve çocuklar için günlük program yazılarımdan faydalabilirsiniz.

Değişikliklere ve yeniliklere karşı çocuğunuza şu dört yöntemle yardımcı olabilirsiniz.

  1. Önceden hazırlamak
  2. Alıştırmak
  3. Odak noktasını değiştirmek
  4. Değişikliği beraberce aşmak

Değişik örnekler üzerinden neler yapılabilir, hem kitaptan hem kendi tecrübemden listeliyorum:

  • Yeni bir okula başlama: Önceden ama çok önceden hazırlanmaya başlamak gerek. Okulu göstermek, öğretmenle tanıştırmak, çocukları beraberce seyretmek, çocuğunuzu okula ilk gün pat diye bırakıp gitmeden önce yapılması gereken elzem şeylerdir. Okula başlamak ie ilgili kitaplar okunabilir. Akşamları kafadan değişik hiyakeler atılabilir. Okulda veya derste neler yapılcapı adım adım anlatılabilir.
  • Doktor randevuları: Özellikle Kıpırcan’a her doktor randevusundan bir gün evvel, ertesi gün okuldan sonra şu şu doktora gideceğimizi hep haber veririz. Kapıdan çıkarken veya okuldan aldığımızda pat diye yolda söylersek burnumuzdan geliyor. Gittikçe daha çabuk fikre alışıyor ama biz de artık onu önceden hazırlamaya alıştığımız için şansımızı fazla zorlamıyoruz. Genelde kan alacak mı, iğne yapacak mı diye soruyor ki Allah’tan çok uzun zamandır gerekmiyor.
  • Yeni kardeşe hazırlık: Bu konuda “Kardeşe (ikinci bebeğe) hazırlık” yazımı okuyabilirsiniz.
  • Günlük düzende değişiklik: Hafta içi okuldan sonra klasik düzenimizi öyle pat diye bozamıyoruz. Genelde hep eve gelmek istiyor. Eğer spora gideceksek eve gitmeden önce hemen okul çıkışı halletmemiz lazım. Ona da zaten 3.-4. dersten sonra iyice ısınıyor. Haftasonları genelde tam belli olmayan güzel bir program varsa söylemiyoruz. Ki gerçekleimezse hayalkırıklığı büyük olmasın.
  • Yeni bir yemek veya yiyecek sunma: Kıpırcan yeni ve değişik bir yiyecek verdik mi, tatlı değilse kaşlarını kaldırıp dikkatle inceleyen bir çocuk. Maaşallah iyi yer ama bilmiyorsa ikna etmek zordur. Neyse Allah’tan “denemek” mefhumunu kafasına yerleştirdim. Uzun sürdü ama artık denemezsen sevip sevmeyeceğini bilmezsin olayını biliyor. Kokla, sadece dilini sür, ucundan yala gibi komutları dinliyor. Severse ne ala. Deneyip de sevmezse ben de ısrar etmiyorum.
  • Yazdan kışa geçiş: Her yazdan kışa geçiş, hele ki okul başladı mı bir işkence. Mont, kaban, atkı, svetşört giymek, hele ki Kımılnaz için sandalet ve terliklerinden vazgeçmek büyük bir olay. İlk yöntem istedikleri gibi giydirip sokağa bırakıp üşümelerini beklemek. İkinci yöntem beraber alışverişe çıkıp beğendikleri birşey almak ki isteyerek giysinler. İnce kıyafetleri ve sandaletleri ortada bırakıp hava arada ısınıcna giydiririm demekle olmuyor. Hepsini bir anda ortadan yoketmek gerekiyor.
  • İstediği veya beklediği birşey olmama: İşte bu çok kritik bir durum. Ne onun ne de bizim elimizde olmayan sebeplerden dolayı istediği birşey olmazsa vay halimize. Çok büyük hayal kırıklığı yaşıyor. Bir üzüntü, bir ağlama, benim bile içim acıyor. Bu durumlarda “bana sarıl” ve “derin nefes al ver” yöntemlerini “anlıyorum oğlum”, “haklısın keşke olsaydı” anlayış cümleleri ile destekleyip sakinleşmesini bekliyoruz.
  • Devamlı kullandığı birşeyin ufalması, bozulması, kırılması vs. İşte önden hazırlık yapılamayacak bir durum daha. Sevilen bir kıyafetin küçülmesi, oyuncağın kaybolması veya kırılması. Bu durumda biraz ağlayıp rahatladıktan sonra (yine sarılma ve nefes alma eşliğinde) odak noktasını değiştirmek en iyi yöntem.

Bütün bu durumlarda yine unutulmaması gereken nokta “savaşınızı seçmek” ve her olur olmaz konuda çocuğu değişikliklere ve yeniliklere zorlamamak. Anne baba olarak özellikle çocuğunuz yeniliklere zor adapte olan bir kişilikse onu değişik tecrübelere nazikçe ittirmeyi sanat haline getirmek gerek’yor. Ama belli bir noktada çocuğu kendi haline bırakmak da onun kişiliğine gösterdiğiniz saygının bir parçası oluyor.

Kendi başına yeni şeyler denemeye meyilli olmayan çocuklarda Montessori eğitiminini de burada ele almakta fayda var. Montessori eğitimi çocuğun kendi seçtiği faaliyetlerle kendi hızında öğrenmesini öngürür. Ama beni oğlum gibi kendini rahat hissettiği yerde aylarca durmaya meyilli gibi öğrenciyi, Montessori bunu uygun görmüşse bir bildiği var der bırakırsanız, o çocuk aylarca gider gelir aynı işi yapar, hiç başka birşey merak etmez ve gocunmaz. Bu yüzden okulda ve evde nazikeç dürtülmeye ihtiyaçları vardır. Öğretmen ve veli olarak çocuğu gözlemleyip onu uygun bir şekilde yönlendirmek bu iki (eya daha fazla) kişinin görevidir.

Her zamanki gibi ebeveyn olarak çocuğa ona faydalanabileceği yeni tecrübeler kazandırmak ile çocuğun stres altına gireceği durumlar yaratmak arasındaki ince çizgiyi geçmeden dengeyi kurmak gerek.

Bu konuda Otizm / Asperger: Çocuklarımızı tanımak ve anlamak yazımı okumanızı ve orada videoyu seyretmenizi de tavsiye ederim. Temple Grendin’in annesi çocuğu otistik olduğu halde onu gözlemleyip, çok zor geçişler yaşamasına rağmen yeni tecrübelere yönlendirmiş ve onun hayatına anlam katan amacını bulmasına yardımcı olmuş, gerçekten ilham verici.

Resim: Ortama uyum sağlayan bukalemun


Etiketler: ,
Kategoriler: Disiplin, Eğitim

«       |       »




"Uyum sağlamak ve yeniliklere açık olmak" için 2 Yorum yapılmış.

  1. Gülşah says:

    Burcu okadar güzel yazıyorsun ki tekrar tekrar okuyorum,çocuk olana kadar aklımda kalsın istiyorum.

  2. asenanurcan says:

    acaba yaniliklere açık olma anlamı nedir bana söyler misiniz lütfen

Yanıtla Gülşah

designed by GeCe for personal use of Pratik Anne