Herşeyin başı sağlık

Aug 28, 2010 - 24 Yorum

Bu yazıyı perşembe gecesi yazmış olsaydım çok daha acı bir yazı olabilirdi. 36 saatlik ara hatıralarımı biraz daha yumuşatmıştır umarım.

İşte size bir kabus tatil hikayesi.

İlk hedefimiz Ölüdeniz, Fethiye. (Hatta belki Asortik Krep‘i bile görürüm diye düşünüyordum.) Arkasından Denizli (Eşimin anneannesi ve teyzesini ziyaret) ve Pamukkale.

Otelimiz Belcekız Beach Club Hotel çok güzeldi. Tam Ölüdeniz sahilinin dibinde, çarşı caddesinin köşesinde. Odamızı tam bizim için özenle hazırlamışlar. Açık büfe şahane. Herşeyden öte hizmet konusunda aşmışlar. Kımılnaz kahverengi tavuk diye tutturduğunda mutfaktan çıkıp “Siz isteyin biz size hemen yaparız” diye mutfağa giren şeften tutun, beni sedye ile merdivenlerden indirmeye yardım eden personele, artık aile doktorumuz gibi olan otel doktorundan ve doktor hizmetinden, gık dediğimizde odamıza gece gündüz herşeyi getiren housekeeping’e kadar el üstünde tutulduğumuzu hissettik.

Ölüdeniz’de ise deniz malesef ölmüştü. Bildiğiniz, sizlere ömür. Zaten başımıza gelenlerin denizden kaynaklandığını düşünüyorum. Uzaktan pek bir turkuaz rengi ile insanı büyüleyip kendine çeken o muhteşem Ölüdeniz pislenmiş, üstü köpük köpük, dibini görmek namümkündü. Günün belli saatlerinde nahoş kokular yayıyordu. Bu gözlem aslında benim denize girebildiğim bir tanecik günden. (Göz ameliyatım dolayısı ile kafamı denize bile sokmamıştım aslında) Sonra eşimin annesi ve babası ile şehri dolaştıklarında benzer gözlemlerini anlattılar.

İkinci günün sabahı ben feci bir kas ve kemik sızısı ile uyandım. 3 saat sonra ateş başladı. Nalet şeye hiçbir ağrı kesici ateş düşürücü fayda etmedi. Üstüste Novalgin ve Minosete rağmen ateş yükselmeye ve ben inlemeye başlayınca beni kontrol eden otel doktoru bence siz kapıdaki ambulansla hastaneye gidin dedi.

Ambulans ve ekip süper. Ölüdeniz ve Fethiye’de ise yollar rezalet. Ne evler, ne apartmanlar, ne villalar var. Bizim orada olsa o dairelere 500bin dolardan aşağı yanaşamazsın. Adam Fethiye’ye yapmış ama yolu taşlık. Toz toprak. Ana yol asfalt bile değil. Yarısı parke, yarısı taşlı birşey. Üstüne üstlük hız yapılmasın diye hız tümsekleri var.

Ambulansta her tümsekte şehadet getirerek bir gece iki gün konaklayacağım Fethiye Özel Lokman Hekim Esnaf hastanesine vardık. Amerika’da görmediğim ve göremeyeceğim bir hızla acile alınıp bir doktor gördüm. Ki dikkatinizi çekerim Türkiye’de geçerli bir sigortamız yok.

Önce tercüman geldi. “Sağol abla, Ben Türküm. Röfleyi fazla kaçırmışlar bu sefer” diye geri yolladık. Anında kan ve idrar testleri yapıldı. Enfeksiyon çıkmadı. Viral diye teşhis koydu doktor. Serum dayadılar. Sakatlanan paraşütçüler gelip giderken ben yavaş yavaş ayıldım. Düzeldim diye otele geri döndük.

Gece 2 de yine ambulans ile 39.5 derece ateşle hastaneye geri döndük. Bu sefer kalıcı.

Bu arada içimdeki Polyanna deverede. Allahtan eşimin anne babası bizimle. Çocuklar onlara emanet. Yoksa yanmışız. Allahtan iyi hastaneye denk geldik.

Hastanede de hizmet aşmış. Doktor, hemşire, hizmetli birbirinden ilgili. Heryer gıcır gıcır temiz. Odalar geniş geniş. Otel kadar konforlu. Sabah fıstık gibi kahvaltı, öğlen üstünde tüten çorbalı yemek geldi ama ikimiz de zarzor iki lokma yiyebildik. Turizm ofisinden (yabancı hastaları çok olduğu için) bize hemen bir sigorta talep belgesi verdiler sağolsunlar.

Derken sabaha karşı eşim yanımda yattığı yataktan kalkamadı. Ben tam düzeliyorum derken onda ateş başladı.

Bu kabusa daha fazla devam edemeyeceğimizi farkedip biletleri ertesi değiştirttik. Bu değişiklikle bizim planlanan Denizli ziyareti ve eşimin ailesinin Dalyan tatili de gümbürtüye gitmiş oldu.

Yine Allahtan eşim ucundan sıyırıyor ve bir ateş düşürücü ile akşam yalpalayarak otelimize geri döndük. Allahtan çocuklara değil de bize oldu diyerek. Çocuklar babaanne ve dedeleri ile eğleniyorlar, hasret gideriyorlar diye sevinerek.

Derken otele vardığımızda yemekten keyifsiz olan oğluş geceye 37 derece ateşle girdi. Orada can damarımızdan vurulduk resmen. Kıpırcan’ı biz aldık. Kımılnaz’ı babaannelerinin yanına karantinaya yolladık. Hemen ateş düşürücüye başlamamıza rağmen bu tarz hastalıkların gece zirveye vurması klasiktir. Bütün gecemiz duş, ıslak bezler ve ateşdüşürücüler ile geçti ama ateşin bileğini bir kere bile bükemedik.

Sabah otel doktoru geldi sağolsun yine. Kıpırcan’da bademcik enfeksiyonu da buldu. Garibimin bademcikleri havadan nem kapar zaten. Hemen antibiyotiğe başladık.

Bu arada yine Allahtan otel hemen çarşı caddesinin dibinde. Biz günde 3 posta, 5 dakikada dibimizdeki eczanenin gediklisi olduk.

Perşembe ateşi ciddi derecede düşürüp uçağa zor attık kendimizi. Griswold ailesinin maceraları biter mi. Taksimiz bizi iç hatlar yerine dış hatlar gidişe bırakmış. Allahın sıcağında bavullarımızı iten bir görevli ve biri kucakta biri arabada bir çocuk ile rampa inip çıkarak terminalimize vardık.

Dün cuma akşamı itibari ile ateş tamamen düştü. Antibiyotiğe devam. Nasıl nelet bir virüse yakalanmışız ki, ateş düşürücüler zerre kadar fayda etmedi.

Burada pratik hiçbir durum yok tabi. Anne baba hasta olunca durum bir berbat, çocuklar hasta olunca daha berbat. En azından Türkiye’ye tam gelmeden ayaküstü eşimle benim aynı anda hasta olduğumuz durum gibi yalnız başımıza değildik de, destek kuvvetleri bize çok kuvvet verdi sağolsunlar. Onlar olmasalarmış ne halt edermişiz düşünmek bile istemiyorum.

Ölüdeniz’den içimde büyük bir ukte ile ayrıldım. Ama bir daha gideceğimi de zannetmiyorum. Deniz keşke o kadar pis olmasaydı. Çocuklara Kelebekler Vadisini gösterebilseydim, tekne turu ile koylara gidebilseydik.

Veya en güzeli keşke hiçbirşey yapmadan ööööylece yatsaydık ama hasta olmasaydık.

Sağlıkla, tüm sevdikleriniz yanınızda güzel bir haftasonu diliyorum.


Etiketler: , ,
Kategoriler: Sağlık, Seyahat

«       |       »




"Herşeyin başı sağlık" için 24 Yorum yapılmış.

  1. Asortik Krep says:

    Okuyunca çok üzüldüm.Önce sağlıkla ilgili problemlerinize..Yazdığın firmalar burada gerçekten en profesyonel diyebileceğimiz yerler.
    Kirlilik konusunda diyebileceğim tek şey temizleme çalışmaları var,bildiğim kadarıyla kollektörü var, ama inan ki yazını gerekli yerlere ulaştıracağım.Bu konuda elimden geleni yapacağım.
    Herzaman denizin öyle göründüğünü söyleyemem ama ara ara o köpüklü halini bende görüyorum.
    Babaanne ve dede konusunda çok sevindim ama acil bir durum olduğunda ben varım,önceden aramasan da böyle bir durumda yardımcı olmaya çalışırdım inan ki.
    Her yer gibi iyi ve kötü yanları var buralarında ama tekrar denemeye ve kendimizi affettirmeye bekliyoruz 🙂 Geçmiş olsun.

  2. Anonymous says:

    cok cok gecmis olsun..

  3. ycurl says:

    Cok gecmis olsun. Okurken tatil resmen burunlarindan gelmis dedim 🙁 Virutik olunca da yapilabilecek bir sey yok ama salgin mi yoksa belki Amerika'da yasayanlarin asina olmadigi bir sey mi? Aman hastalik uzak dursun ugramasin size bir daha..

  4. Eko Anne says:

    Hepinize çok geçmiş olsun.. Hastalık olunca hersey kbus donusuyor. Umarım tatilinizin kalanı cok guzel gecer..

  5. Nihan says:

    Çok çok geçmiş olsun her birinize. Tabii biz burada şerbetlendik, ama siz Amerika'dan geldiğiniz için bu kadar kötü vurmuş. Nazlış da tam 1 aydır antibiotik alıyor. Mümkün değil o bela öksürüğü atamıyor kuzum. Umarım herkes daha iyidir.

  6. inciboncuk says:

    tüm aile biraylerine geçmiş olsun

  7. İpoş'un Annesi says:

    Çok geçmiş olsun 🙁 Tatil burnunuzdan gelmiş.. Biz de kızımla geçtiğimiz günlerde tam 10 gün virütik bir rahatsızlık geçirdik. Salgın varmış 🙁 Bizde ateş yoktu ishal ve kusma vardı.. Ama hastane acili ateşlenen bebek ve çocuklarla dolup taşmıştı.. blogumda da yazdım zaten.. http://iposunannesi.blogspot.com/2010/08/hastalklar-uzak-durun-bizden.html
    kendinize iyi bakın!

  8. Nihan SARI says:

    çok geçmiş olsun.ailede bir kişi bile hastalansa,herkes payını alıyor.

  9. burcu says:

    iyi ki destek kuvvetler yanınızdaymış.çok çok geçmiş olsun.

  10. gezicini says:

    çok geçmiş olsun. çok üzüldüm. acil şifalar dilerim.
    sevgiler
    gorki

  11. Crebro says:

    Gecmis olsun cok buyuk talihsizlik olmus gercekten. Umarim tatilinizin geri kalani guzel gecer.

  12. Anne ve Bebisi says:

    Cok cok gecmis olsun.

  13. Anne Café says:

    tatilin böyle geçmesine üzüldüm, çok geçmiş olsun. Allahtan atlatmışsınız ve kimseye ciddi bir şey olmamış.

  14. dörtmevsim says:

    cok gecmis olsun, soluksuz okudum, kalan tatil suresince saglik dolu gunler olsun dilerim… bu nalet hastalikla bogusurken bir de onca doga guzelliginin hunharca pisletilmesine insanin icinin yanmasi da ayrica eklenmis yani, off, ben de cok uzuluyorum, kiymeti bilinmeyen onca nimete boyle ihanet, nasil pisletilir bu guzellikler, aklim almiyor..

  15. Benden Bizden says:

    cok gecmis olsun. Allah'tan akrabalariniz varmis yaninizda, buna da sukur.

  16. our twins of new york says:

    Hepinize cok cok gecmis olsun… Insan zaten kendi oldugunda degil, cocuklari hasta oldugunda mahvoluyor(((

  17. deYda says:

    çok geçmiş olsun, biz de yaz günü ailecek (eşim-ben-bebişimiz) grip olduk, çok zor geçiyor sıcakta bir de ateş mahvediyor.
    peri

  18. Pratik Anne says:

    Asortik Krep,
    Çok teşekkürler. 6 sene evvel Kıpırcan’a hamileyken geldiğimiz Ölüdeniz gayet temizdi. Şimdi maalesef kalabalıklaşmanın yan etkilerine mi uğramış bilmiyorum.
    Sen kendini kişisel olarak sorumlu hissetme. Ama o güzelim denizin pislenmesine içim acımadı desem yalan olur. Elimizdekinin kıymetini anlamak için kaybedene kadar zorluyoruz.

    Ycurl,
    Biz amerika’da da acayip virüsler kapıyoruz. Bizim bünyenin bağışıklığında mi bir problem oluştu belki onu araştırmak lazım.

    Eko Anne,
    Çok teşekkürler. Düzeldik şimdi tadını çıkarmaya çalışıyoruz istanbul’un.

    Nihan,
    Üzüldüm Nazlış’a. Kıpırcan’da Augmentin bağımlısı oldu resmen. Öksürük de ilettir. Size de acil şifalar.

    İnciboncuk,
    Çok teşekkürler.

    İpoş’un annesi,
    Size de geçmiş olsun. Artık bu salgınların yazı kışı da kalmadı. Ziyan oluyoruz dört mevsim.

    Nihan Sarı,
    Hastalıklar, virüsler ve mikroplar en önce paylaşılıyor değil mi?

  19. Pratik Anne says:

    Burcu,
    Gerçekten öyle. Yoksa sersefil olmuştuk.

    Gezicini, Crebro, Anne ve Bebişi,
    Çok teşekkürler. Sizlere ve bebişlere sağlık sıhhatler.

    Anne Cafe,
    Hep aman beterin beteri vardır diye kendimizi avuttuk zaten. Bir daha olmaz inşallah.

    Dört mevsim,
    Çok teşekkürler. İnsanların gözü gerçek yeşilin ve mavini kıymetini görmeyince. Kağıt yeşilden başka bir şey düşünmeyince böyle oluyor. İçi acıyan sadece biz oluyoruz.

    Benden bizden,
    Çok çok teşekkürler. Evet bundan sonra artık destek kuvvetsiz tatil yok. 

    Our twins of New York,
    Ateşimin çıktığı akşam eşim beni ılık duşa soktu. Biz bunu çocukların ateşini düşürmek için hep yaparız keza ertesi gece Kıpırcan’a yapmak durumunda kaldık. Nasıl takırdadım. Nasıl küfrettim içimnden. Sonra da çocuklar ne fena oluyorlar diye içim cızladı.

    deYda,
    Çok geçmiş olsun. Ben ilk gün korkup klimayı açmamıştım. Ateşim çok fena fırladı o da sıcaklığı ile beraber. Sonra hep klimayı açtık oturduk. Aman diyeyim. Ateşliyseniz soğutulmuş mekanlarda durun.

  20. betül says:

    cok gecmis olsun ailecek size. cocuklar hasta olunca dahami kanatlari düsüyor insanin.

  21. banu says:

    hastalığın tatilde vurması gerçekten kötü olmuş. destek kuvvetlerin yanınızda olması ise büyük şansmış. çok çok geçmiş olsun.

  22. Ozge says:

    cok gecmis olsun…

  23. love and smile says:

    Geçmişler olsun.. Ölüdeniz in kötüleştiğine üzüldüm. Birkaç sene önce gittiğimde ne kadar da sevmiştim oysa 🙁

  24. irem says:

    geçmiş olsun.üzücü bir tatil anısı bırakmış fethiye size .Bir ayrıntı olarak şunu söylemek isterim ölüdeniz-fethiye arası tahmini 6-7 senedir asfalt 3 şeritli bir yoldur sizi nerden fethiyeye götürmüş olabilirler anlayamadım.

Yanıtla gezicini

designed by GeCe for personal use of Pratik Anne