Bu seneki okyanus ötesi uçuşumuz – Türkiye’ye geliş

Aug 13, 2010 - 6 Yorum

Geleli 2 haftayı geçti. Ben geliş yolculuğumuzu ancak yazabiliyorum.

Ben, Kıpırcan (5) ve Kımılnaz (2.5) tek başımıza geldik. Artık bizim ufaklıklar profesyonel yolcular. Havaalanında görseniz, ben söylemeden çekçek çantalarını röntgen cihazının bandına yerleştiriyorlar, ayakkabılarını çıkartıp banta koyuyorlar. Sonra görevlinin işaretini bekleyip detektör kapısından geçiyorlar. Hatta 2.5 yaşındaki Kımılnaz geçen gün alışveriş merkezine girince geçilen kontrol kapılarında “Anne, burada daayakkabılarımızı çıkarıyor muyuz?” diye sordu.

Gelişimiz nispeten kolay oldu ki ben de öyle bekliyordum. Çünkü uçuş tam uyku vaktine geliyor. Çocuklar da uyuyunca, ben tavşan uykusu uyuyarak gelsem de kolay geldik diyorum.

Öncelikle her zamanki gibi animasyon çantamız her ihtimale karşı hazırdı. Fakat ellemedik bile.

Bu sefer illa şikayet edecek birşey bulduğum THY’nin kusuru 5:00 pm den 10:20 pm e alınan geç uçuş vaktiydi. O kadar geçe alınmasına rağmen kalkış 10:45 i buldu.

Girer girmez bayılmakta olan Kımılnaz’ı dizime yatırdım. Verilen battaniyelerden birini ön koltukla kendi koltuğum arasına tepemize gererek, üstümüze çadır yaptım. Ninni söyleyerek uyuttum. 8:30 pm de yatan çocuk 11:00 e kalırsa ne olur? Uyumaz, bayılır tabi. Kımılnaz da aynen öyle bayıldı garibim.

Geç kalkıştan daha da rahatsızı uçaktaki aksiyonun yerel saatle 1:00 am e kadar sürmesiydi. Ben uçak bu kadar geçe alınmışken bir içecek servisi yapar ışıkları kaparlar zannediyordum. Yanlış düşünmüşüm. İçecekten sonra bir de “yat zıbar yemeği “servisi yaptılar. Işık, gürültü, hareket gırla. Bebekliler nasıl “yeteeeer” diye bağırmadı bilemiyorum çünkü bazı bebekler hakikaten artık (yazık) uykusuzluktan zıvanadan çıkmışlardı.

Kımılnaz anında 5. uykusuna geçti iyi güzel ama, Kıpırcan etraftaki hareketle ilgilenmeye devam ettiği için uyku moduna geçemedi. Bu arada her koltuğun kişisel ekranı var. Burası pek güzel ama işin saçma kısmı o ekranı siz kendi kumandanızdan tamamen kapayamıyorsunuz, yani ekranı karartamıyorsunuz. 5 yaşındaki zamane çocukları da senden benden çabuk neyi nereden açacağını buluyor. Kıpırcan film için mızırdanmaya başlamıltı ki yandna geçen hostesten nereden nasıl kapanıyorsa bize ait 3 ekranı da karartmasını rica ettim. Kıpırcan’a da uyku vakti geldiği için ekranlarımız kapandı dedim. Bu esnada arkamızdaki iki çocuktan biri seyrettiği çizgi filme kahkahalatla gülüyor, diğeri de seçeneklerde olmayan bir çizgi filmi tutturmuş annesine söyleniyordu.

Şans yüzüme THY’nin uyku paketi olarka güldü. Kıpırcan hemen çoraplarını giydi, uyku maskesini taktı. Ben de kulak tıkaçlarını taktım. Bizimki kolunu koltuğun kolçağına dayayıp kafasını yasladı. 2 dakika içinde o da kaydı. Sonra onun kafasını da önür bacağıma yatırdım. Üstlerine de çadır yaptım ışık gelmesin yüzlerine diye. Kıpırcan sabah kahvaltısı gelene kadar uyudu. Kımılnaz erken kalktı ama sesini çıkarmadan oturdu maaşallah, çizgi film seyretti, resim yaptı vs.

THY’nin yolcuları koltuklara yerleştirme sisteminde çocuklu ailelere karşı her zaman bir düşüncesizlik oluyor. Artık bu bir şikayet değil, “hah klasik THY işi” beklentisi halini aldı. Ben (anne+2 çocuk) ve benim arkamda başka bir anne+2 çocuk dörtlü koltuklara yerleştirilmişiz ve yanımıza da 4. kişiler konulmuş. Sabaha karşı Kımılnaz uyanında tuvalete gitmek için arkalara yürüdüm. Tek tek erkekleri 4 lü koltukların birer başlarına koymuşlar. Herkes yatıp, kokulu ayaklarını koridora çıkarmış uyuyor. Bize yazık değil mi? İnsan olan orada çocuklu olduğumuzu görür (uçuşlarda çocuk yaşları belirtiliyor), bizim yanımızı en azından boş bırakırdı. Allahtan yanımıza düşen amca çok iyi niyetli çok yardımsever bir zat-ı muhteremdi de, Kımılnaz uyurken çadırın ucu suratına gelmesin diye özen gösterdi. Kımılnaz’ın arada onu tepiklemesine hiç ses çıkartmadı.

Bu geç saatte kalkıp geç saatte inen uçuşun son dezavantajını da yazayım. Uçak Atatürk havalimanına saat 5 gibi varıyor. Pasaport kontrol, bavul topla derken havaalanından yola çıkış 5:30. Eğer karşı tarafa geçecekseniz yandınız. Tam iş çıkışı trafiğine denk geliyorsunuz. Eve gelişimiz 7:30 pm oldu. Çocukları 10.5 saat uçakta idare ettim ama arabadaki iki saat hakikaten çok zor geçti. “Aaa oraya bak, şuraya bak, bak boğaz, köprü” vs ile da geçmedi vakit. Ben neredeyse kapımın önünden binip geldiğim halde bu kadar laf ediyorum. Kıtanın batı ve güney kısmından Chicago aktarmalı gelip İstanbul’dan sonra başka şehirlere devam edenler de oluyor. Allah onlara kolaylık versin.

Velhasıl kerim sağ salim geldik. Her sene şikayet edecek birşey çıkar tabi. Yine de bu sene THY’nin piyasadaki en ucuz (kazık) bileti sattığı, Chicago-İstanbul arası direk uçuş olduğu ve hala ücretsiz iki bavul hakkı veren tek havayolu olduğu gerçeğini de yadsıyamam. Benim uçuşlarımda da genelde nispeten saygılı ve yardımsever hostesler denk düşüyor.

Dönüş uçuşumuz gündüz olacak. Eşim yanımda olacak. Bilerek öyle ayarladık. Kişisel ekranların seçeneklerindeki çocuk filmleri çok işe yarıyor. Yine de animasyon çantamız her zamanki gibi tam tedarikli olacak.

İlgili yazılar:
Çocuk ve bebeklerle uzun seyahatler ve uçak yolculukları


Etiketler: ,
Kategoriler: Seyahat

«       |       »




"Bu seneki okyanus ötesi uçuşumuz – Türkiye’ye geliş" için 6 Yorum yapılmış.

  1. Asortik Krep says:

    Türkiye'desiniz demek.. Hoşgeldiniz :))

  2. Pratik Anne says:

    Asortik Krep,
    Kalp kalbe karşıymış. Sana mesaj atacaktım. Gelecek hafta değil sonraki hafta Fethiye Ölüdeniz'e geliyoruz.

  3. denizero says:

    __bizde rüzgarla (1o aylık)uçağa binicez yakında…. tavsiyelerini bekliyorum cicim…hoşgeldiniz bu arada .)__

  4. Pratik Anne says:

    Denizero,
    10 aylıksa sana en önemli tavsiyem tam iniş ve kalkışta emzir ki kulakları tıkanmasın. Bir şekilde denk getirebiliyorsan uçağa binince kalkışta emzir ve uyut. En kolayı.
    Yanına yedek bez, ıslak bez, yedek çamaşır al. Uyanık olduğunda da artık bir şekilde oyalarsın.

  5. Anonymous says:

    Sevgili pratik anne,
    Blogunuzu ilgiyle takip ediyorum. Eylul sonunda ben de biri 3,5 yasinda digeri de 2,5 aylik iki kizimla ucak yolculugu yapacagim ins. 2 saat araba+ 2,5 saat Chicago'ya ucus+ 5 saat havaalaninda bekledikten sonra THY ile ucacagiz..Bakalim bizim yolculuk nasil gececek..
    Semra

  6. Pratik Anne says:

    Semra Hanım,
    Size de hayırlı yolculuklar. Aklınızda bulunsun. THy nin oldugu terminal biraz ufak, ondan isterseniz bir süre diğer terminallerde dolaşabilirsiniz. THY nin olduğu 5. terminalde food court var ama sanırım 1. veya 2. terminalde food court daha büyük. Eğer 5. terminalde çocuklar sıkılırsa food court un orada çok beklemeden güvenlikten içeri girin. THY nin gate ine giderken sol tarafta çocuklar için ufak bir oyun alanı var. orada da herhalde bir 30-45 dk oyalanabilirsiniz güzelce. Sonrası uyku zaten.

    Ben yolculuktan evvel gate onunde koridor boyunca koşturup enerjisini attırıyorum oğlumun.

Bir Yorum Yazın