Annelik Atölye Çalışması

Aug 20, 2010 - 3 Yorum

3 haftalık hasretten sonra babamıza kavuştuk. 3 haftadır etrafımızda ailemiz olması ve eğlenecek çok şey olması dolayısı ile dışa vurmasalar da babişkolarını çok özlemişler. Kıpırcan beni unuttu, bütün gece koala yavrusu gibi babasına asılı dolandı, canım.

 

Anne Cafe‘nin haftalar evvel başlattığı annelik atölye çalışması. Anne Cafe kadar edebi bir insan değilim, yavan gelirse kusura bakmayın. Yazarken çok zorlandığımı itiraf edeyim.

 

Annelik yolculuğum bir film türü olsaydı, komedi filmi olurdu. Biraz aksaklıklar komedisi, biraz romantik komedi. Arada sıkıntılı sahnelerin de olduğu ama hep kahkahalarla biten bir film.

Anneliğim bir şarkı olsaydı, (bulamadım 🙂

Anneliğim bir ağaç türü olsaydı, çam ağacı olurdu. Her mevsim canlı ve dayanıklı. Sıvrı uçlu yapraklarım var ama gölgem serin ferah. Mis gibi kokular veren. Yemyeşil.

 

Anneliğimin bir kokusu olsaydı, evimin kokusu olurdu. O kokuyu ben kendim ayırt edemem ama çocuklarım ayırdediyorlardır eminim. Nasıl benim için annemin evinin, anneannemin, babaannemin evinin kendine has kokusu varsa, çocuklarım için evimize girdiklerinde “annemizin evinin kokusu” dedikleri neyse işte o koku olurdu.

 

Anneliğim bir araba olsaydı, sahip olduğumuz gibi bir minivan olurdu. Herkes doluşsun içime, atayım arkaya ufak tefek birkaç eşya, bol bol gezelim. Anne olarak benim için çocuklarımla gezmek gibisi yok.

 

Annelik konulu bir kolaj yapacak olursam şunları kullanırım: Çocuklarım ve eşimle beraber bir resmimiz, bir fotoğraf makinası (e tabi kolaj için tek kullanımlıklardan), birkaç lego parçası, kırmızı mcqueen, üzerinde prenses resmine benzeyen herhangi birşey, ufak not defteri, pastel boyacıklar, dünya haritası, sebze bahçemizden birkaç kuru dal ve yaprak, bir de yemek soframızı temsilen bir bol kepçe 🙂

Anneliğimde en sevmediğim şeyler: Sevmediğim şeyleri yapmıyorum herhalde. (Buherşeyi süper yapıyorum manasına gelmiyor.) Sadece eşim benden daha pimpirikli olduğu için bazen onun yanında çok umarsızmışım gibi kalınca rahatsız oluyorum.

Anneliğimde sevdiğim şeyler: Rahat bir anne olmam. Çocuklarımla gezmekten müthiş haz almam. Onlara değişik şeyler öğretmek, göstermek için ders çalışır gibi çalışmam. Anne olmanın beni insan olarak geliştirdiği hissi.

 

Anneliğimde bana hiç faydası dokunmadığı halde tekrarladığım davranış: Çocuklar (bana göre) olmadık zamanlarda birşey istediklerinde “birazdan” deyip sabırla beklemelerini beklemek. Kımılnaz’a “biraz sesiz ol” kızım deyip susmasını beklemek.

 

Anneliğim bir giysi olsaydı, rahat bir spor kıyafet olurdu. Geniş gibi ferah ama hafifçe saran.

Anneliğe dair en güçlü inancım, annelik öyle önemli bir sorumluluk ki bu dünya ve gelecek nesiller iyileşecek ve kurtulacaksa ancak çocukların seven anneler bir araya gelir ve bir değişim akımı yaratırlarsa kurtulur.

Foto: Avlanma yasağı başlıklı yazımda bahsettiğim, pek yakında termik santral ile yokedilecek olan ormanın yamacından, Kapıdağ yarımadası arkasına batan güneş. Oğlum buradan günbatımını seyretmeyi çok sevdi.


Etiketler:

«       |       »




"Annelik Atölye Çalışması" için 3 Yorum yapılmış.

  1. GeCe says:

    senin yazılarını okudukça zaten içimi tırmalayan anne olma güdüm o kadar tavan yapıyor ki inşallah çok geçmeden bu hisleri tadacağız bizde

  2. Anne Café says:

    eline aklına sağlık pratik anne! çok güzel yazmışsın, en çok da koku bölümüne bayıldım. gerçekten de her evin kendine has bir kokusu olur, annelerin de…

  3. Red Riding Hood says:

    Anane ,
    babanne evlerinin kokusu bir farklıdır .Senin küçümenlerde farkındadır bunu sevgili Pratik anne .Güzel bir yazı olmuş,çocuklarına kavuşmakta ne güzel olmuştur babaları için.

Yanıtla Anne Café