Kardeşlerde paylaşma ve kıskançlık – Bölüm 1 – İlk 6 ay

Dec 22, 2008 - 4 Yorum

Bu konu biraz subjektif olacak. Son bir senede Kımılnaz aramıza katıldığından beri yaşadıklarımızı, Kıpırcan’da gözlemlediklerimizi, bizim ve Kımılnaz’ın tepkilerini doğru ve yanlışları ile paylaşacağım. Hiçbir aile ve hiçbir çocuk birbirinin aynı olmayacağı için bu işin doğrusu şudur da diyemiyorum. Zaten okurken bazı yerde yanlış yaptığımızı, el yordamı ile yönümüzü bulmaya çalıştığımızı göreceksiniz.

Kardeşe (ikinci bebeğe) hazırlık yazımda Kıpırcan’ı kardeşinin gelişine hazırlamak için neler yaptığımızı yazmış, Kımılnaz ile tanışma yazımda ise ilk günlerde Kıpırcan’ın Kımılnaz’a olan tepki ve ilgisinden kısaca bahsetmiştim. Kımılnaz aramıza ilk katıldığında, onun abisine hediyeler getirdiğini, Kıpırcan’ın bu yeni kardeşe fazla dikkat etmediğini paylaşmıştım.

Hamileliğimde karnımın büyüyüp de Kıpırcan ile koşmam mümkün olmadığı andan itibaren eşim Kıpırcan’ın en iyi oyun arkadaşı oldu. Kımılnaz ilk hastaneden geldiğinde bir hafta izin aldı ve sadece Kıpırcan ile ilgilendi. Annem de bana ve evi çekip çevirmeye yardım ediyordu. Açıkçası Kıpırcan halinden çok memnundu. Bütün gün babası ile oynuyordu daha ne isterdi ki?

Eşim işe geri dönünce gün içi ben ve annem Kıpırcan ve Kımılnaz’ı paylaşmaya başladık. Eşim işten gelince yine tamamen Kıpırcan ile ilgileniyordu. Sanırım ilk hatamız burada oldu. Ben Kıpırcan ile ilgilenen var diye ona ayırdığım vakti azalttım. Bu da ilişkimiz açısından pek iyi olmadı. Hala da toparlayabilmiş değilim.

İlk aylarda Kıpırcan Kımılnaz’ı çok fazla önemsemiyordu. Ağlarken rahatsız oluyordu ancak sadece yiyip içip uyuyan bir bebeğin ona pek bir etkisi yoktu. Bunun dışında ona karşı herhangi bir sürekli agresiflik çekememezlik göstermedi. Kımılnaz’ın kış bebeği olması dolayısı ile neredeyse tamamen eve tıkılıp kalmıştık. İkinci ayın ortalarında hem yetişkinler hem çocuklar isyan etti ve ev dışındaki kapalı mekanlarda vakit geçirmeye başladık. Kıpırcan yine halinden memnundu. Devamlı onunla ilgilenen biri vardı. Geziyordu, tozuyordu.

Üçüncü ayın sonunda ben işe geri döndüm. Bu sefer işten geri kalan kısıtlı vakti Kıpırcan ve Kımılnaz arasında bölmek gerekiyordu ve Kıpırcan’a çok az vaktim kalıyordu. Kımılnaz büyümüştü. Oyun odasında o göbek üstünde etrafına bakınırken biz Kıpırcan’la oyun oynayabiliyorduk. İkisi arasındaki iletişim hala en az düzeydeydi. Çalışmaya devam ettiğim üç ay boyunca başarısızlıkla sonuçlanan bir tuvalet eğitimi denemesi yaptık. Kıpırcan Kımılnaz’ın evdeki varlığını daha da hissettiğini belli ediyordu. Her ihtimale karşı ikisini tek başlarına hiç yalnız bırakmıyorduk.

Arada Kıpırcan kardeşine sarılmak, sevmek, okşamak istiyordu. Biraz bizi taklit ediyor gibiydi. Bazen sahiplendiği oluyordu. Tek problem kafasıyla ilgili saplantısı idi. Ellerini, yanaklarını ve ayaklarını değil de devamlı kafasının tepesini avucu ile patpatlayarak seviyordu. Bunu yapmasını pek istemiyor veya yumuşak yapmasını tembihliyorduk ama hiçbir şekilde sözümüzü dinlemediği tek şey olduysa o da buydu. Bazen parmağıyla didikliyordu. Birkaç kere seviyorum ayağına şıkıştırdığını farkettik. Belli bir zamanı olmuyordu bunların o yüzden devamlı tetikteydik.

Havalar düzeldi. Daha fazla dışarı çıkmaya başladık. Tek bebek arabası ile devam ediyorduk. Kıpırcan normalde yürür veya koşar. Zaten çoktandır arabada oturarak hiç dolaşmıyordu. Kardeşini “onun arabasında” oturur görünce bazen bebek arabasına illa ben oturacağım diye tutturuyordu. Bazen Kımılnaz gibi kucağa çıkmak istiyordu. Benden süt emmek, biberondan içmek veya emeklemek gibi davranışlar çok nadir olsa da bir veya birkaç kere oldu ama çok üstünde durmadık. Bütün bu “bebekleşmelere” izin verebileceğimiz yere kadar izin verdik.

Kımılnaz bu arada oldukça hareketlenmiş, Kıpırcan’ın eski oyuncakları ile oynamaya başlamıştı. Her eski oyuncak ilk defa ortaya çıktığında illaki önce Kıpırcan onunla oynamak istiyordu. Biz de hevesi geçene kadar müsade ediyorduk. Kımılnaz çok farkında değildi nasıl olsa. İşi bitince getirip usulca kardeşine veriyordu. Bir huysuzluğu olursa direk kardeşine değil bize oluyordu. Genelde bu tepkiler bizim ona olan ilgimizin Kımılnaz veya ev işleri ile ilgilenmemizden dolayı azaldığı zamanlara denk geliyordu. Genelde hatırımda kalan bu üç ayın da sakin, nispeten iki kardeş arasında iletişimin kısıtlı geçtiği oldu.

Bu serinin devamı:
Kardeşlerde paylaşma ve kıskançlık – Bölüm 2 – İkinci 6 ay


Etiketler: , , ,
Kategoriler: Disiplin

«       |       »




"Kardeşlerde paylaşma ve kıskançlık – Bölüm 1 – İlk 6 ay" için 4 Yorum yapılmış.

  1. zerrin says:

    postunu 400 grlik fistikli helva yiyerek okudum..bir haftalik dikkat edisim gume gitti…
    isin zor hakikaten..
    yinede
    memleketten uzakta yasamak belkide iyi,anladigim kadariyla kipircan,her yeni kisiyi kimilnaz sempatizani olarak goruyor,oyuzden cekirdek aile ile daha mutlu..
    yinede kolay gelsin,anne olmak zor zanaat cok cocuk annesi olmak cok zor zanaat..
    ve o nekadar pelus oyuncaktir..

  2. yasemin says:

    pratik anne merhaba, arada bir yerde kıpırcan’ın adını görüverdim 🙂 sevgiler..

  3. Nalan says:

    henüz 3 aylık iki cocuk annesi olarak yazdıklarını neredeyse gozumu kırpmadan okudum, bizde de Dersu ile Zeynep'in simdiye kadar olan iliskilerinde benzerlikler sözkonusu.. özellikle ilk ay bizde cok zorlu gecti, Kıpırcan'ın babasıyla yakınlasmasının bir benzer modeli, zaten birbirlerine cok duskun olan anneanne&Dersu arasında yasandı ve ben istemeden de olsa oglumdan uzaklasmıstım, ilk ay benim icin o yüzden heep sulugözlü gecmisti.. bizde de daha yeni yeni iki kardesin yakınlasması basladı, özellikle Zeynep gülme gibi güzel tepkilerine baslayınca, Dersu icin kardesi ile ilgilenmek daha motive edici oldu.. simdiye kadar blog yazmak zor geliyordu ama cok özendim size, sanırım ben de iki kardesi anlatacagım:))

  4. necla says:

    bizimkilerdede aynı yaş farkı var nerdeyse yaşadıklarınızın aynısını bizde yaşıyoruz kafa saplantısı, evde alışmış ama dışarda küçüğe gösterilen ilgiden rahatsız olup tepki gösteren abla,ablanın kardeşini güldürmek için şaklabanlıklar yapması, korumak için müdahaleleri ,buna rağmen eski kıyafetlerini bile hatırlayp bunlar benim bebekliğim giymesin diye ağlamaları ve oyuncaklarımızın paylaşılamaması ki küçüğe aldıklarımıza bile izin vermiyor.

Yanıtla yasemin

designed by GeCe for personal use of Pratik Anne